- mafyayı bitir, kimse kimseden haraç kesemesin. zar zor para kazanan esnaf ite çakala para yedirmesin.
- vergi kaçakçılığını önle. aylık cirosu 5bin TL olan esnaftan da aynı oranda 5milyon TL olandan da aynı ölçüde vergini al. kim ne kadar kazanıyorsa o kadar al.
- trafik cezalarını daha adaletli kıl. başkasının canına kast edecek hatalarda bulunanları tamamen men et, otobüse bile zor binsinler amk
- eğitim sistemini düzelt. nasıl yapacağın umrumda değil, git ithal profesörler falan getir danışacağın ama şu salak sistemi bi yok et. insanlar adam gibi eğitim alsın karakterlerini tayin etsin birer yetişmiş birey olsunlar
- belediyelerdeki gereksiz ihaleleri sonlandır. bir cadde senede 2 defa kazılmasın her kazma işlemi ayrı bir ihale ayrı bir para iç etme yöntemi olmasın.
daha aklıma çok şeyler gelir recep tayyip erdoğan, burdan yazdığımla kalmaz. işsizlik, terör ve dış politikadaki karizmamıza girmiyorum bile, çıkamam diye korkuyorum.
onu da sen anla.
fakire, cahile oynamayı bıraksın. adamların ağzına bi parmak bal çalıp kıçındaki donu almasın. bi de başbakanlık sistemi değişmeli deyip durmasın. aklımda sultanlık sistemi var onu kurucam desin. bu ülke koyun ne derse desin kabul edilir sorun yapmasın bu kadar.
Bak güzel kardeşim,
80 darbesinden beri çok sevdiğim vatandan ayrı yaşamak zorunda kalan, vatandaşlık hakları elinden alınan bir garip yurtseverim. Finlandiya'da yaşıyorum. Bana ve arkadaslarima yapılanları kesinlikle affetmedigim gibi bununla yaşamayı da öğrendim zaman içerisinde. neredeyse mutlu bir hayatim vardı, ta ki sen ve partin iktidar olana kadar. Son 11 yıldır, uğruna sürgün bir hayata mahkum olduğum halkım, tarifsiz acılar içerisinde kivranmakta. Artık dayanamıyorum. Tüm tehlikeleri göze alıp, dün gece sinirdan kaçak giriş yaptım memlekete.
Sana tavsiyem, kaç, ardına bile bakmadan koşarak kaç. Olur da seni yakalarsam, başına gelecekleri düşünmek bile istemezsin.
O yüzden
kaç
run tayyip run!
Arkana dönüp bakarsan eğer... Bakma, sadece kaç!
Şeklinde yazarsak başımızın belaya girebilecegi baslik. O yüzden yazmamak en iyisi.
--spoiler--
Bak beyim, sana iki çift lafım var! Koskoca adamsın, paran var, pulun var, binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmasın ki... Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören, anlamıyor musun beyim bu çocuklar aç... Ama ben boşuna konuşuyorum, sevgiyi tanımayan adama açlığı anlatmaya çalışıyorum. Sen büyük başbakan, milyarder, para babası, ülke sahibi Recep Bey... Sen mi büyüksün? Hayır ben büyüğüm, ben Millet Usta. Sen benim yanımda bir hiçsin anlıyor musun, bir hiç, gözümde pul kadar bile değerin yok ama şunu iyi bil: Ne halkıma ne de milletime bir şey yapamayacaksın, yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi çünkü bizler birbirimize para pul ile değil sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz, biz bir aileyiz, biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme, dokunma çocuklarıma, dokunma halkıma, dokunma milletime... Eğer onların kılına zarar gelirse, ben, Ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben Millet Usta! Hiç düşünmeden çeker vururum seni... Anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile...
--spoiler--
Artık verilebilecek tek tavsiye seçimi kaybettikten sonra kesinlikle o koltuğu bırakmasıdır çünkü artık yapıcı tavsiye verilebilecek bir lider yok karşınızda.