2023 şubat ayı öncesini geçiyorum,
o zamanlar yapılanlar ile ilgili yorumlara girmeyeceğim.
son gündem deprem,
büyük ist. depremine hazırlanıyoruz,
yıllardır hazırlanıyoruz
taki 2000 yılından beri,
maddi olarak deprem vergisi veriyoruz.
planlar projeler yapılıyor,
afet similasyonu vs.
son yaşanan deprem gösterdi ki; iyi hazırlanamamışız.
hazırlık dediğimiz şey kağıt üzerinde
şu an resmi rakamlar, 40.000 üzerinde can kaybettiğimizi söylüyor.
rusya - ukrayna savaşındaki toplam ölüm sayısı neredeyse...
biz bir savaş kaybetmişiz bir anlamda.
bunların hepsi gösteriyor ki ;
bu ülke değişime ihtiyaç duymakta.
değişim iyi gelecek.
değişim için recep tayyip erdoğan 'a oy vermeyeceğim.
1. liyakat değil sadakat esastır anlayışı ile kadrolara abuk subuk adamların alınması. bunun sonucu olarak hemen hemen her alanda tıkanan yönetim. gerçekten işin ehli insanların, liyakat sahibi insanların işsiz kalması ve yenilen kul hakları.
2. rte'nin artık eski cevval halinin kalmaması. biz zamanında bu adam arı gibi çalışıp, her yere koşturuyor diye oy veriyorduk. artık yaş gereği aynı koşturmaca içine giremiyor.
devlet yöneticilerinin, 4 yıldan uzun görev yapmamaları kanaatindeyim. rte ilk kez seçime girdiğinde nasıl "ya bülent ecevitmiş, erbakanmış, demirelmiş yeter artık farklı biri gelsin" mantığı ile oy verip seçtik... de arkadaş, başa gelen bir daha gitmek bilmiyor. 4 yıldan sonra yöneticilerde "bu ülke benim lan" duygusu yaratıyor. bunun önüne geçilmeli.
en basitinden insan gibi yaşamak ve yönetilmek listenin en başındadır. tüm iktidarı yolsuzluklar ile kin ile intikam ile anılan bir yönetim "normal" insanların yaşadığı bir memlekette hoş görülmez. hani bak islama falan hiç girmiyorum ( hırsızlık kul hakkı en büyük günahlardır ) sadece standart bir insan bile bunca yolsuzluğa bunca yalana bunca dolana ülkedeki bir kesim insanın korkunç derecede zenginleşip kalan yüzde 90 lık halkın yokluk ile sefalet ile çaresizlik ile yaşamasına göz yummaz.
dini veya milliyetçi ezberlerle bezenmiş ideolojik hezeyanları yüzünden hiçbir işe yaramadığı yüzyıllardır bilinen şeyleri tekrar tekrar denemesi ve bilgisizliği.
Bir insan mevki ve makamı ne olursa olsun haddini bilmeli.
Gözü güçten kör oldu. Sade vatandaşını artık göremiyor. Muhtemelen bazı çalışma arkadaşlarını bile yok sayiyordur. Ondan bazı mevkileri açıklarken o koltuklar onlara verildi diyor. Keza gitmek isteyenler gideceğini söyleyemiyor görevinden affını istiyor. Artık o görev ceza niteliğinde olduğunu düşündüğünden olsa gerek.
Yine bu kişilerin çapsızlığının yanında yiyici oluşu...
Kendisinin esaslı bir duruşunun ve ideolojik bir arkaplanının olmayışı, islâmcı görünmesine ve kabul edilmesine rağmen en büyük zararı islâm ve islâmcılığa vermiş olması...