ortada bu kadar "an" söz konusu iken ikisinden birisinin anasını alıp gitmesinin kuvvetle muhtemel olduğu kapışma. bence sıfır iki çifte şans tercihi mantıklı seçim. ama risk sevenler direkt erdoğan'a da oynayabilirler.
'şu eteklerdeki taşlar dökülsün bakalım' denilecek bir karşılaşmadır. sistemin çirkin yüzünü ve tarafların içinde bulundukları sistemin çarkları arasında kirlenmiş çamaşırlarını görmek açısından bulunmaz bir fırsattır.
aydın doğan deniz baykal desteğini almıştır geçen anahabere baktığımızda, eğer ki bu durum böyle giderse ya chp değişir yada doğan... bana ikiside pek mantıklı gelmediğinden bu yaknlaşmanın geçici olacağını söyleyebilirim. ama bu durum chp'nin şimdilik işine gelmektedir ki chp yeniden halka inebilir... yani azınlık kanallarından büyük kanala terfi... erdoğan da böyle yaptı... çok ilginç şeyler oluyor sayın okuyucular merakla takip ediyoruz bence erdoğan'ın bir sonraki hamlesi ntv ve cnbc-e'nin desteğini kazanmak iken aydın doğan cnn-türk'ü ve tnt'yi bünyesine katacaktır. tüm medya saflarını belli ettikten sonra hodri meydan... dur bi dakika akp'ye bir de mizah dergisi gerekir... bak ciddi ciddi akp tabanlı mizah dergisi iyi para yapar... alın size şahane bir iş fikri...
çıkar kavgasıdır
ikisi de birbirlerinin yanlışlarını ortaya çıkarmaktadır
aydın doğan, medyası aracılığıyla ortalığı kasıp kavururken, tayyip erdoğan medyası da deniz feneri olayını görmemiştir.
aydın doğan tekelci olmak istemektedir, tayyip erdoğan ise aydın doğan'ı kaldırıp kendi tekelini kurmak istemeketedir.
şu durumda ikisi de birbirinden beterdir aslında.
doğan grubu gazetelerinde ve web sitelerinde baykal aracılığıyla yüklenmekte, tayyip erdoğan ise sırları açığa çıkarmakla karşı cevap vermektedir.
aslında medyanın ne kadar güçlü olduğunun ve her iki tarafın da çıkarcı olduğunun göstergesidir bu husumet.
her türlü ihtimale gebe karşılaşma. olayları, "dinsizin hakkından imansız gelir" ile "it iti ısırmaz" düşünceleri arasında gidip gelerek izliyoruz. karşılıklı kirli çamaşırların dökülmesi temennisiyle...
rte'nin sırayla yaptığı bitirme operasyonlarından birisdir bu karşılaşma. şahsen biraz daha ileri bir zamanda bekliyordum ben olmasını lakin demek ki aydın doğan efendi rte'nin çıkarlarına bayağı bi çomak sokmuş durumda.
onu bilir bunu söylerim. rte kişisi bu memleketten mehmet emin karamehmet, cem uzan vb kişileri halkın gözünde ve reelde sıfıra indirdiğinde sıranın aydın doğan efendiye de geleceği gün gibi aşikardı. aydın doğan'ın da sonu pek farklı olmayacaktır çünkü rte gayet sistemli bir şekilde çalışmakta işini de sağlam yapmaktadır. ne de olsa ülkenin başbakanı. aydın doğan efendi tüm yayın organlarında aleyhte propaganda yapsa bile rte çıkar en olmadı trt'de ulusa sesleniş yapar. afedersiniz ama sike sike tüm kanallarda yayınlatır kendi açıklamalarını.
o yüzdendir ki aydın doğan'ın daha başlamadan mağlup sayılabileceği karşılaşmadır. bi kere taraflar denk değil.
hilton arazisi yüzünden çıkan husumettir aradaki. daha önce de ankara'da bir inşaata izin vermemişti hükümet.
yani olay tamamen paradır.
bu çekişmede dikkat edilmesi gereken nokta aydın doğanın çok değil sadece 7-8- sene önce sıradan bir galericiyken bugün nasıl türkiye'nin en zengini olduğudur.
ayrıca aydın doğan bugün devlete en çok borcu olan işadamıdır ve borçları hep ötelenmiş, taksitlenmiş.
hatta kendi medyasının çok üstüne gittiği çalık'ların devlet bankasından kredi alması mevzuunda bile ne kadar iki yüzlü olduğu ortaya çıkmaktadır. ülkenin petrol tesislerini alırken nereden ve ne şartlarda kredi kullandığını yazmamışlardır.
menfaat çatışması sonucu ortaya çıkan bu husumette kaybeden taraf tayyip olacaktır. nedeni ise medya kimin elindeyse güç ondadır.
destekçileri aydın doğan'ın üzerinden şevkatli ellerini çekmediği sürece bu adama bir şey olmaz. açık açık yolsuzlukların en kralını yapıp hakkında bir tek dosya bile açılmadıysa yargıda, korkulur derim ben bu doğangillerden.
(bkz: eski dost düşman olmaz)sözünden yola çıkarsak;
gün gelir tekrar dost olurlar demek en yerinde tespit olur.
yıllardır körler sağırlar birbirini ağırlar vaziyetinde, medya iktidar el ele anlayışıyla hareket ettiler, çıkarlar çakışınca dişlerini bilediler. tüm kirli çamaşırlar ortaya çıkacaktır.
tayyip erdoğan'ın çok büyük gerçekler açıklayacağım diyerek hiç bir şey açıklamamasının ardından, aydın doğan'ın kendisini televizyona, canlı yayına davet ettiği karşılaşmadır. recep tayyip erdoğan desteksiz açıklamaları, kontrol edemediği öfkesi ve kendisini herşeyden üstün görmeyi huy edinmesi ile halkın gözünden iyice düşmüştür. ayrıca recep tayyip erdoğan'ın bu yolla deniz feneri davasını da gölgelemeye niyeti olduğunu düşünmüyor değilim.
tayyip erdoğan ın cılkını çıkardığı, aydın doğan ın kıvırmaya başladığı kapışma. buraya uygun düşen köpekli havlamalı bir atasözünü bir yerime girer diyerek sokuşturamıyorum. ama bu ülke iki hafta boyunca zırvalıklar dinlemek zorunda değil. açıklayacaksan açıklarsın. aydın doğan susuyor başbakan susmuyor. bıktırdınız. bi susun artık ya.
gözü doymak bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen ve türkiye'nin hepsini versen dünyayı, dünya'nın hepsini versen kainatı isteyecek bir şirkete karşı yapılmış iyi bir savaştır. aydın doğan mesut yılmaz'ı başbakanken pijamalarıyla karşılamış, çiller başbakanken canlı yayında sen bush ile aynı odada yalnız kalmış bir bayansın bana ne anlatıyorsun diyebilecek kadar terbiyesiz, seviyesiz bir insandır. Umarım Allah, bu belayı da türkiye'nin başından savar ve türkiyenin üzerindeki bu keneyi de yok eder ve hiltonun önündeki büyük arsaya da gömülür.