ne olurdu bilemesek de nelerin olmayacağını tahmin edebileceğimiz durumdur. yazacak çok şey var da son dakika gollerinden birini örnek verelim. milli bayramlar ''çocuklar üşüyor yahu'' gibi dandik nedenlerle kaldırılmazdı mesela. *
bütün camiler yıkılır, bütün kuran'lar yakılır, bütün müslümanlar dinlerini bırakana kadar tecavüze uğrarlardı. kız çocukların diri diri gömülmesi ve konya'ya alkol göleti yapılıp yaşlı babanelerin çırılçıplak banyo yapmaları da cabası.
doğal gelişmeden bihaber bazıları ne olursa olsun tayyip efendiye yormuyor mu gülüyorum. demokratik haklarını kullandığı için hayatını yitirenler yaşıyor olacaktı ya yeter de artar bile.
az bir kısmı 30 milyon yuro olan para yerinde olacaktı mesela;
Mardin'in Büyükşehir Belediye Eşbaşkan
adayı Ahmet Türk , 'Bu seçim sadece
belediye kazanacağımız seçim değil.
Abdullah Öcalan'ın elini güçlendireceğimiz
referandum olacaktır' ifadesini kullanarak
'Mardin Ortadoğu’nun başkenti olacak.
Mardin'i tüm Ortadoğu halklarının,
inançlarının temsilini bulduğu bir şehir
haline getireceğiz' ya da
Rojava'daki demokratik özerk modelin en iyi
uygulanacağı alanın Mardin olduğunu kaydedip, 'Tek hedefimiz Kürdistan'ın demokratik özerkliğe kavuşturulmasıdır' diyemeyecekti mesela;
bebek katilinin serbest kalıp kalmayacağı, geçirilen yasayla siyasi yasağının kaldırılmak istendiği, özgür kalması için başlatılan imza kampanyasına getirilen yasağın da kaldırılması için çalışan diyarbakır barosu başkanı tahir elçi gibi hükümetten yüz bulmuş şahıslar da olmayacaktı mesela;
sırf yasal haklarını kullanıp hükümeti protesto ettiler diye tayyip eliyle polisin öldürdüğü insanlar hala hayatta olacaktı mesela;
yalan yanlış haber veren, tarafsızca haber vermesi gerekirken, tayyip`in keyfine göre, işine gelen haberi veren, gelmeyeni vermeyen medya da olmayacaktı mesela;
internette mahkeme kararıyla yasaklanmış siteler de olmayacaktı mesela, demokratikleşmeden konuşurken, devletin, milletin bütünlüğüne aykırı siteler olmadıktan sonra yasaklanması bizim yerimize tercih hakkımızın kullanılması demektir.
bilal efendi 21 gün yaptığı askerliğimtrak şeyi, herkesin çocuğu gibi, ayrımcılık yapılmadan yapacaktı mesela, kardeşi burak da askere yan gelip yatmamak için paşa paşa gidecekti, ama ne olduğu açıklanmayan raporla askeriyenin önünden bile geçmemeyi seçti.
büyük orta doğu projesi (bkz: bop) kapsamında amerikan güdümüyle komşu milletlerle aramızı bozup, ortadoğuyu, kürdistan denilen şey dahil, gavur çıkarlarına göre şekillendirmeye çalışan kimse de olmazdı.
muhtemelen ülkedeki ateist, lgbt, komunist orani %90 lara varacakti. allah ülkemizi ona bahsetti de bütün bu sapkinliklara yüz ceviren, kafasini ilme veren insanlar yetistirir olduk. cok sükür ki herkes dinini kitabini taniyor, ramazani coskuyla karsiliyor, kurbanini kesip zekatini veriyor.
adamin "dindar nesiller yetissin" lafi bile zorlarina giden bir kitle var, inanilir gibi degil.
- Dünyanın en pahalısı olmayan benzin fiyatları
- iki de bir değişmeyen eğitim formatı
- Komşularımızla hatta komşu olmayanlarımızla bile daha az sorun
- Daha az özel hastene, daha çok devlet hastanesi
- Limanlarımızın özelleştirilmemiş olması
- Mavi Marmara'nın bizim için sadece bir gemiden ibaret olması durumu
- Gezi Parkı'na kimse AVM yapmaya kalkmayacağı için Gezi Parkı olaylarının hiç yaşanmamış olması
- Ergenekon, Balyoz, Sarıkız gibi düzmece hiç bir soruşturmanın açılmamış olması
- Maden ocaklarında çalışanlara yaşam odalarının yapılması. (Bir ihtimal bunu başkaları da yapmayabilirdi. Günahını almayayım)
- Basının yandaş diye ayrılmadığı bir ortam. Dileyen gazetenin dilediği gibi haber yapması.
- TV'lerde siyasi hiciv programlarını özlüyor olmayacaktık. Özal'a, Demirel'e bile kızıyorduk zamanında. Onlar o kadar hoşgörülü kaldılar ki.
- HES'ler yerine başka enerji kaynaklarını tartışıyor olacaktık. (Bu alanda da çok büyük rant olduğundan günahını almayayım)
- Sosyal medyada bir şeyleri özellikle siyasi konuları tartışıp paylaşıyorken korkmamak.
- Yaklaşık 3 milyon az Suriyeli.
- Paralel Yapı diye bir kavramın olmayışı
- Fuat Avni kişisi'nin olmayışı...
- Yaklaşık 2000'e yakın "cumhurbaşkanınca açılmış hakaret davası"nın olmayacak olması
- Kaçak elektriğin bize kaçmayacak oluşu...
- Gemi sahibi bakan ve cumhurbaşkanı çocukları...
- Kapanmamış veya özelleştirilmemiş 800'e yakın devlet kurumu...
- Deniz Feneri Davası'nın olmayacak olması...
- 17/25 Aralık sözde darbe girişimi, bant kayıtları...
- Reza Zarrab denilen hayırsever iş adamı... (En güzeli bu mu acaba) Dolaylı olarak ABD'de açılmayacak bir dava...
- 6,6 milyar ağaç dikilmemiş olacaktı.
- Her yerde sigara içiliyor olacaktı. Bunu son derece ciddi olarak bu ülkeye en hayırlı hizmeti olarak görüyorum.
- Sigara içilmesin diye sigaraya yüklenen o kadar vergi de olmayacaktı. iyi niyetli olabilir ama yetersiz iyi niyet kötüye yol açar. Bu sayede daha az sigara satılmadı. Sadece daha az bandrollü sigara satıldı. Kaçak sigara satışları koptu gitti. Her yere tütüncü adına kaçak sigara satılan dükkanlar açıldı. Bunların gelirlerinin bir kısmının PKK'ya gitmesi.
- Çözüm süreci diye bir dönem olmayacaktı. Devlet PKK ile Oslo'da görüşmemiş olacak, sınırlarımızdan kafalarından karanfil saçılarak girmemiş olacaklardı. APO , sayın öcalan diye anılmayacaktı.
- Emeklilik 60-65 yaşına fırlatılmayacaktı. Emekliliğime çok az kalmış olacaktı. (Benim için kötü)
- işsizlik parası adı altında paralar toplanmayacak bunlarla yol yapılmayacaktı. Yapılsa da bir ihtimal seçim yatırımı olarak kullanılmayacaktı.
- "One Minute" bizim için komik bir ingilizce kavram olacaktı.
- Milli Bayramların kutlanmasını özlemiyor olacaktık.
- Andımız her gün her sabah okullarda okunuyor olacaktı.
- Ziraat Bankası gibi devlet kurumlarının önünde "TC" ibaresi olmaya devam edecekti.
- Sansürsüz basın, sansürsüz TV yayınları, sansürsüz filmler... Bu ülkede bu dönemde çıplak bebek mozaiklendi. Kadın biblosu mozaiklendi.
- Bunca Atatürk düşmanlığı olmayacağına da inanıyorum.
Say say bitmez...
Ama işin doğrusu bu dönemi tarih yargılayacak ve tarih değerlendirecek. Neye evrildiğimizi anlamak yaşarken mümkün değil. Sadece eskiden daha iyiydik bunu biliyorum.