dünyaca ünlü bir liderin karizmasını, hitabetini, siyasetini seven güzel insanlar.
Dün öğle saatlerinde central park'ın orada çinli bir hatunun işlettiği bir kafedeydim.Dostum lisa'yı bekliyordum.ispanyol anne ve amerikalı bir baba'nın tek kızıydı.ispanya'da doğup büyümüştü, babası iyi bir eğitim alması için onu amerika'ya göndermişti.Başarılı bir grafikerdi.Holvıdla çalışıyor, geçen yaz ünlü bir yönetmenden afiş için teklif aldı.Gece gündüz çalışıyor lisa.Bunu çok önemsiyor.Arada sırada çin mutfağına olan ortak ilgimizden dolayı bu minik kafeye geliyoruz, kafenin çok komik bir ismi var, ama size ben tercüme edeyim, çince bilmiyorsunuz sonuçta, ne yani biliyor musunuz?
kafedar
kafedar'da oturduk.Çinli kadın gelen müşterilere gülümseyip çalışanlara direktif verirken belgesel başladı.kafedeki 20-25 kişi bir anda yaptıklarını bıraktılar ve ekrana gözlerinid diktiler...
recep tayyip erdoğan'ı anlatan belgesel başlamıştı, dünyanın liderini anlatan belgesel.
yabancılar tarafından sevilmesi gayet normaldir. Ben de yabancı bir işadamı veya girişimci olsam ya da Türkiye üzerinde bir takım ideallerim varsa hayranı olurdum kendisinin. Zira kendisi yabancılara hizmeti kendi vatandaşından daha üstün tutmaktadır.
'benim işim memleketi pazarlamak' diyen bir başbakana sahip olmanın ve yabancıların ( bu yabancılar işlerine gelmeyince de siyonist pis kaka gavurlar olurlar ya neyse ) bununla övünmesinden övünmenin dayanılmaz hafifliğine sebeb yabancılardır.
tuhaf bir milletiz vesselam.. tayyip erdoğanı da sevmem atatürk ü de.. yabacılar atatürk e olan hayranlıklarını dile getirdiklerinde duygulanıyoruz ama tayyip erdoğan a hayran olduklarında ya kesin bi sebebi vardır şeklinde paranoyalara dalıyoruz ya da tabi hayran olacaklar herşeyi onlara sattı diyoruz. bir lider olarak dünya çapında sevilmenin ölçüsü bu mudur allah aşkına?