demokratik bir hak olarak gerceklestirilecek yuruyustur. devletin zirvesindekiler duyar veya duymaz, ayri konu. ama bu yuruyuste 'ordu goreve' teraneleri tekrarlanirsa, ordu goreve diyen herkese bacagim girsin! neden mi? (asagiyi okumadan eksi oy verilmesi tehlikeli ve yasaktir).
ordu goreve demek demokrasiyi hice saymak ve turkiye cumhuriyetini osmanli devletinden ayiran en onemli unsur olan demokrasiyi yok etmeye olumlu bakmak demektir. yani, tepeye benim sevdigim adamlar, bu ulkenin temel taslarindan birisini yok etme pahasina da olsa gelmelidir mantigidir.
ote yandan tayyip'in yonetiminde kim birey olarak demokratik haklarindan mahrum birakildi?
kim demokrasinin arkasinda?
karar sizin... (tabi 'ordu goreve' muhabbetleri donerse)
başbakan olması bile bin türlü raddelerden geçmiş bir adamın cumhurbaşkanı olma ihtimalini düşününce... düşünün, memleket, rte cumhurbaşkanı olmasın diye yürüyor, ne hallere düştük allahım yaa.
atatürk'ün izinden gidenlerin rte'nin 864 rakımlı tepeye çıkmasını asla içine sindiremeyecekleri için demokratik, son derece yerinde ama işe yaramayacak eylemdir. çünkü bunların yıllardır en büyük hayalidir çankaya'ya çıkmak. zira iktidarda olsanız bir ülkenin temel değerleri ile oynayacaksanız bu makama ihtiyacınız vardır. *
başlamadan önce, alternatifi bulunması gereken yürüyüştür. yoksa, "hadi vazgeçtim, kimi yapacaksınız görelim" denince höt diye kalınacaktır. ki denmesi pek ihtimal dahilinde değildir.
kulak dolgunluğuyla oy verip başa getirdikten sonra ne olduğunun farkına varan ama aynı hatayı başka tayyipler için gelecek seçimlerde tekrar yapacak olan insanlar.
gayet yerinde bulduğum yürüyüş. daha bu ülkeye en az 20 yıl hizmet etmek varken köşke çekilip 7 yılını öldürmeye ne gerek var?? oturt oraya birini olsun bitsin.
rte'yi tanımayan bünyelerin yapacağı yürüyüştür. zira bu yürüyüş yapılırsa rte'nin cumhurbaşkanı olmama ihtimali az bile olsa, artık sıfır'a düşer. inadına reis-i cumhur olur.
bir anlamda ''biz kimi istersek o cumhurbaşkanı olur'' mantığındaki sözde elit baskıcı zihniyetin yürüyüşüdür. demokrasiyi sindirememiş, ülkenin tek sahibinin kendileri olduğunu düşünen, dengelerin değişmesinden rahatsız olanların, rantlarını kaybedenlerin yürüşüdür.
efendim ben de akp yönetiminden memnun değilim, recep tayyip erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını da asla istemem, bin oyum olsa birini de akp'ye vermem, fakat darbeler tarihiyle tanışık olduğumuz bu yürüyen zihniyetin amacının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. onlar demkorasiyi bile bu ülkeye çok görüyorlar ve yıllardır ülkeyi yöneten kadrolar olmalarına rağmen hep suçluyu başkaları ilan ediyorlar. sultan abdulaziz tahttan indirilip öldürülürken, sultan abdulmecid ve sultan abdulhamid zorla tahttan indirilirken, bab-ı ali baskını gerçekleştirilirken, vahdettin vatan haini ilan edilip yoksulluk içinde vefat ederken, onlar padişahları ''astıkları astık,kestikleri kestik'' ilan ettiler.
menderes'i asarken kral gibi hareket ediyor dediler. işkence ile öldürüldü ülkenin başbakanı. ve darbeler, muhtıralar ama ülkenin bu hale gelmesinin sorumlusu onlar olmadılar hiç. çünkü onlarda yönetecek ve de yönetimlere etki edecek güç yoktu!
şimdi de aynı sevdalarla yanıp tutuşuyorlar ama artık yeter. halkımızın artık size tahammülü yok. yürüyün yürüyebildiğiniz kadar malum yollar yürünmekle aşınmaz.
tepki göstermenin bir yerden sonra pek bir işe yaramayacağını bize hep birlikte gösterecek olan eylemdir. rte cumhurbaşkanı olmasa bile yerine daha ılımlı, ama yine imam hatip tabanlı ılımlı islam cumhuriyeti yandaşı biri gelecek, bu da rte'nin siyasi yaşamı sonlanmayacağından rejim için daha zararlı olacaktır bence.
hem sonra tepki meydanlarda bir işe yarasaydı eğer, sivil darbe gibi birşey sözkonusu olsaydı bu 70lerin sonu 80lerin başında olurdu, hatta ülkeye sosyalizm tabanlı bir yönetim biçimi hakim olurdu. tepkisi olanlar tepkilerini meydanlardan daha akıllıca bir yerde göstermenin derdine düşmeliyiz artık.. masanın başında martaval atıp ülkeyi kurtarmaktan daha akıllıca davranmalıyız. devrimciyim diyen insan yanındakinin, en yakınının bile siyasete bakışını bilmedikten sonra meydanlarda sol yumruğu kaldırıp slogan atmış farketmez. bizler kamusal olan her alanda, sokakta, okulda, işyerinde, mahallemizde birilerine bişeyler anlatabilmeliyiz, insanlara faydalı olabilmeliyiz. bunun için de donanımlı ve bilgi sahibi olmalıyız. bilgi sahibi olmadan fikirlerle dolmamalıyız. gözlerimi kaparım vazifemi yaparım tadında devrimi savunmamalıyız. birşeylerin farkında olmak tek başına yeterli değil artık, isyan etmek de..
bu yürüyüşe karşı değilim asla, öyle bir anlam çıkmasın. insanlar tepkilerini ortaya koymalılar, güzel bişey tepki duyabilmek ama sonuca ulaşacak tepkiler gerek bize..