düşündürmeden güldürdüğü için beğenimi toplamış film.
kim ne derse desin, recep ivedik serisi salonu güldürebiliyor. nasıl güldürdüğü önemli mi? "kalite", "sinema değeri", "güldürürken düşündürmek" vs. bu kavramları kullanmaya gerenk yok. en başta komedi türü zaten başlı başına, kalitenin aşağı çekilmesi demektir. en kral komedi filminde de böyledir "emret komutanım:şah mat" adlı 'şey'de de böyledir. onun için komedi filmi üzerinden derin sinema analizleri yapmak bana mantıklı gelmiyor.
"güldürürken düşündürmek" mevzusu ise her şeyden kötü. bunu diyen insandan soğuyorum zaten. yolumu değiştiriyorum... abicim düşünme faaliyeti yapmak istiyorsan git ciddi filmler izle. insanlar komedi filmini düşüncelerden sıyrılmak için, yalnız anın zevkini çıkarıp tüm dertleri unutmak için izler. "güldürürken düşündürme" felsefesini benimsemiş tek kişi Levent Kırca'dır. o da malumunuz 30 senedir aynı şeyleri yapmakta ve son programlarıyla da komedi dışına çıkıp "ruhat mengi'Yle her açıdan"ın çakmasını yapmaktadır.
her neyse lafı uzatmaya gerek yok, recep ivedik serisi gülünecek bir seri.
hiç "ayy, iyyğ" yapmayın.
ayrıca üçüncü filme gidip "çok iğrençti" diyenlere küfür etmek istiyorum.
oğlum sen bilmiyor muydun bunun böyle olduğunu?
insanların eleştirirken anlamadığı filmdir. daha doğrusu eleştireyim derken, zerre anlamadan, işkembeden sallayarak giriştikleri filmdir. hem de salt kendi duygu ve düşünceleriyle değil, toplumda kimin oluşturduğu ve kıstasının ne olduğu bilinmeyen bir elit sınıfının duygu ve düşünceleriyle. şahsi gözlemime dayanarak söylüyorum bunu; ortalama yüz kişilik bir sinema salonunda recep ivedik 3 filminde yer alan hiçbir kaliteli espriye reaksiyon verilmemiştir. bazı göbek adı elit olan okurlar - neden? çünkü filmde kaliteli espri yok - diyerekten mantıksal bir sonuca varabilirler ama bu sonuca varırlarsa kendileri gözü bağlı resim sergisine giren insandan farklı olmazlar. küçükken annesiyle zorla kabul gününe gidip, tıpkı filmde gösterilen kadınlar gibi kadınların içinde kalıp, sonra o sahneye gülmeyen hatta avam bulan kişiye ben ikiyüzlü derim, kompleksli derim. kadınsızlıktan hormonal patlama yaşarken, perdede cinsellik üzerine espri yapan adama 'sadece belden aşağı çalışıyor ve bu çok ilkel' diyen kişiye de aynı ilk örnekte yüklediğim sıfatları yüklerim. evde sıkıntıdan patlarken nereye saracağını bilmeyen adamın aynısı görüp 'cahil adamın bohem serüveniyle prim yapmaya çalışıyor' diyen kişiye ise aynalara mı küstün derim. şahan gökbakar son derece kültürlü bir aileden gelen aynı derecede kültürlü ve eğitim seviyesi yüksek bir insandır. çocukluğu ve gençliği elit bir semtte geçmiştir. bu nedenle kendini elit ve akıllı zanneden herkesten daha elit ve akıllıdır -ki bunu tv8 dönemindeki programından görebiliyoruz-. uzun entrymin kısa özetini yapmam gerekirse, piyasada recep ivediği eleştirip bundan çıkar sağlamaya çalışan birçok insan recep ivedik 3 filmindeki ince esprileri anlayacak düzeyde değildir. alın size örnek o zaman; (bkz: troll müsün oğlum sen)
turkiye de en cok gise yapan film recep ivedik 2, ve en cok gise yapan 2inci film recep ivedik'in 3uncusudur. beklenen gise basarisini muhtemelen yakalayacak, sinema filmi olarak bakmaya ya da elestirmeye gerek olmayan bir uzun skectir.
gündelik hayatımızdaki hayvanlara(!) sinirimi bozacağıma, bir sinema karakteri olan hayvana gülmeyi tercih ederek, boş beleş ve beklentisiz bir şekilde izlemeye gittiğim ve eğlendiğim film olmuştur.
serinin birincisi ve ikincisinden de belli olduğu üzere; film bir şehir dallamasının anılarıdır. bunu bile bile filme gidip "ayy bizim halkımız buna mı gülüyo, iğraanç!" demenin, salondakiler gülünce şaşırmanın bir manası yok. koy tepkini madem, gitme filme dördüncüsü çekilmesin.
arkadasimin israri uzerine filme bugun gitmis ve suanda filmden donmus bulunmaktayim, hic bu kadar bi entry girmek icin kendimi kasmamistim; evet ulan kasmamistim. cok az yeri komik olmasinin yaninda cok sıkıcı diyaloglar ile oha dedirtirmistir bana ve en arkada sirada hayvan gibi gulen tum insanlara. kisaca diyaloglarla cok itici bir film olmus. nalet olsun.
yine çok güldüren ayrıca bazı insanların gülüp yine de eleştirmekten geri kalmadığı filmdir. bu tip insanlar ne kasarlar kendilerini anlaşılabilmiş değildir. hayatın stresini unutturan eğlenceli bir yapımdır. diğer serileri gibi beklentileri boşa çıkarmayacaktır. *
"hiç gülmedim, çok saçma" diyen kişilerin hangi beklentiyle izlemeye gittiğini merak ettiğim film. birader konu olarak birşeye bağlı olmadığını ilk 2 filmden biliyorsun tamam da senin hayatın neye bağlı? daha doğrusu sen ne olduğunda gülüyorsun? recep ivedik karakteri senin hergün çevrende gördüğün yüzlerce insandan biri.
"türkiye'de mizah anlayışının bulunduğu durumun en açık kanıtı" diyenler de birtane filmde siz çekinde izleyelim bari. amatör falan farketmez koyun video sitelerine linkinide verin şuradan bir izleyelim nasıl bir şey yapacaksınız. espri anlayışınız nedir bilelim bizde.
not: güzel film işte. bukadar gişe yapıyorsa borumu birader bu. alem yanlış sen doğrusun. he ilk defa vizyona giren bir filmde değil ki recep ivedik karakterini herkes biliyor buna rağmen gidiliyorsa birşeyler vardır herhalde ?!!!
çok güldüren ve çok eğlendiren recep ivedik serisinin 3. filmi.
hayır insanlar bir baş yapıt izlemeye bir stephen king filmi izlemeye gider gibi beklentilerle mi gidiyor anlamıyorum, gülmek için film ulan işte. yok kıl, tüy. bir rahat ol.
gitmicem gitmicem diye kasmaya gerek yok yahu, komedi yapan kaç kişi var şu ülkede, gidin eğlenin. sinema bileti alamayacak kadar fakirseniz, kendinizi elit diye satabilirsiniz, ne yazık ki kimsenin umrunda değil, emin olun.
hic bir seyi yargilamadan, buyuk beklentiler gutmeden, bu ne boyle simdi demeden sadece izlemek icin izlenirse insanlari eglendiren film. ben eglendim yani.
sevenleri tarafından elit-halk çatışması eksenli savunulan ve bu açıdan bana garip gelen film. yani nasıl bir komedi filmi, merkez-çevre çatışması haline gelebilir ve bunun üzerinden karakter analizi yapılabilir anlamış değilim. ne kadar garip insanlarız arkadaş biz.
yani karşı tarafın "bu filmi izleyenler aptaldır" argümanıyla, beğenen kesimin şu refleksif savunma psikolojisi çok komik duruyor. ancak beğenen kesim, bu yanlış eleştiri adabını eleştireceği yerde; filmi savunuyor. filmi savunarak veya yücelterek, karşı tarafın "aptal" yakıştırmasına cevap verilmez. "aptal olmadığını" veya beğenmeyenlerin de "yeterince akıllı olmadığını" ispat ederek elinize bir şey geçmez.
evet bu film serisinin, bu mizah anlayışının kalitesi çok tartışılır. ancak toplumsal mizah kültürü, sabit bir unsur değildir ve bunun üzerinden sosyal psikolojik analizler yapmaya kalkmak hatadır. misal eskiden herkes levent kırca' ya gülerdi, şimdi esamesi bile okunmuyor. peki levent kırca kalitesinden bir şey mi kaybetti? hayır. yani oldukça göreceli ve birden çok etkenle şekillenen soyut bir mizah profiline dayanarak, hiç kimseye "aptalsınız" denemez. ancak "aptal" yakıştırması yapılan kesim de, en az onlara "aptal" diyenler kadar komik duruma düşmektedirler.
ve bana soracak olursanız; bu serinin ne mizahla, ne komediyle, ne kaliteyle, ne ince espriyle uzaktan yakından alakası yoktur. birinci filmi, 50 kişilik şehirler arası otobüste koymuşlardır bir keresinde. ve inanırmısınız hiç kimse öyle aman aman gülmedi. ancak dönüşte maskeli beşler vardı, üç aşağı beş yukarı aynı yolcu profili; gülmekten altına sıçtı. yani sonuçta alt yapısı oluşmamış bir mizah kültürüne sahip toplumuz. ve mizah kültürünün eğitim seviyesiyle de alakalı olduğunu düşünmüyorum zira cem yılmaz' ı alametifarika ilan eden master yapmış bir sürü adam var.
mizah kültürü farklıdır. ne elitizmle ne de varoşlukla falan açıklanamaz. bir filme güldü diye kimse varoş olmaz. veya gülmedi diye kimse elit olmaz. böyle saçma bir mantık olmaz. olur mu? olmaz. evet.
sinema endüstrisinde yer alan yapımcıların beğenmediği film.
ilk iki filminde küfür ve argo kullanan şahan gökbakar ı yerden yere vuran eleştirmenler, onu küfürle güldürüyor diye eleştirenler bugün serinin en kötü filmi diyor.
adamın küfür kullanmadan izleyici çekmesine tahammül edemiyorlar. eğer ben 60 yaşında eğitim seviyesi düşük olduğunu düşündüğüm bir insanı o sinema salonunda görüyorsam bu filmde bir şey var derim. bu recep ivedik endüstrisinden rahatsız olanlar eleştiriyor, başka kimse değil
iki saat boyunca hergün sokakta gördüğüm adamı beyazperde de gördüm biraz tebessüm edip geldim. uzun uzun filmin analizini yapmayacam. tek eksik, ya da tek kötü şey iğrençliklerin olması. arkadaşım o salyalı çikolata şelalesini göstermeseydin.*
ilk iki filmin toplamından daha fazla güldürmş film. Yönetmen burada ne anlatmak istemiş acaba derdi olmadan, düşünmeye gerek kalmadan, en basit, en ilkel zekanızla izleyip aklınızı yormadan güldüren hatta çatlatan film. Öldüm geberdim gülmekten. Basit komedi. Bunu biliyordum. Gülmek için gittim. Ankara'daki en pahalı ve en büyük sinemada izledim. Verdiğim her kuruşa helal olsun. Süperdi.
bir kısım elitler şimdi çıkıp " recep ivedik 3 çok kötüydü hiç gülmedik yarısında çıktım " diyecektir . ulan sen zaten bilmiyormuydun recep ivedik in ne olduğunu . konulu porno film mi bekliyordun . ayrıca filmi daha izlemedim ama şahsen fragmandan yola çıkarak gider izlerim arkadaş bu filmi . gerizekalı ya da ince espriden anlamayan mal diye yaftalasın isteyen. bütün gün işyerindeki ciddiyetliliği , aman karizmaya zeval getirmeyek diye ağır abi ayaklarından arınırım 1-2 saat ..
gitmeyeceğim dediğim fakat mecburen gittiğim film. yakaladığımız tek film oydu. bi de kutsal damacana 2 vardı fakat ona gitmeyi istemedim, recep ivedik 3'ü tercih ettim. salon fulldü. yer bulmak zor oldu. buradan filmin izleyicilerine en nahoş küfürlerimi iletiyorum. ulan sinemada alkış çalınır mı hayvanlar! recep galatasaray'lı birşey yapınca önümüzdeki kütükler hemen alkışladı. bi de her boka stand-up gibi gülüyorlardı. 2.sine de gitmiştim fakat bu kadar değildi. 1. bölümünde hiç kahkaha atamadım. zaten filmi de dikkatlice izleymedim. o sıralarda hayvancasına özlediğim sevdiceğim ile el ele, göz gözeydim.
--spoiler--
filmde aklımda kalan şeylerden biri yaşlı kadına "çete lideri" muamelesi yapmasıydı.
kütüphanedeki kitap sahnesi mükemmeldi. kadına söylediği o söz üzerine elinde kitaplarla çıkması cuk oturmuştu.
paintball olayı çok boştu. komik değildi ve o kadar şeyin üzerine en azından recep'in bir kahramanlık yapmasını beklerdik.
bakkalda konuşurken gelen çocuğun "aa sen televizyondaki gerizekalı adamsın" demesi beni güldürmüştü. ayrıca çocuğun tatlılığı da renk kattı sahneye.*
--spoiler--
gülmek için gidilebilir film. fakat çok kaliteli espri beklemeden gitmek gerekir. yahşi batı'nın "i said stop the car you son of a bitch" repliği bütün filme bedeldi kanımca.
domuz gribi esprilerinin güme gittiği filmdir. malum domuz gribi balon çıkınca espriler de boşta kalmış.
küfürün fazla kullanılmaması bir artı olarak görülsede belden aşşağı esprilerden kurtulamamış şahan.
paintballda yaptığı magandalık, karate hocasına haddini bildirdiği an, üfürükçü hocayla basıldıkları anların biraz daha fazla güldürdüğü filmdir.
evet çok düşük bütçeli bomboş ve zekanın z sinin bile kokmadığı espriler. ama diğer yanda harika yakalanmış bir tip ve müthiş şahan gökbakar performansı.
sonuç olarak filmin nasıl olduğunu bilerek gittiğinizde 1,5 saatlik stres boşaltacağınız film.
