sevmeyenlerin kasıntı olduğu film. ne var kardeşim gittik güldük işte, bir de normalde ayıplayacağımız şeylere gülüyorsunuz diyolar e filmi komik yapan da bu zaten normalde içimizden geçip de yapamadıklarımızı bu adam yapıyor tüm doğallığıyla
togan gökbakar'ın yönetmenlikte oldukça ba$arısız olduğu, görüntü yönetmenlerinin de togan'ın ba$arısızlığıyla aynı orantıda ba$arısız olduğu bir filmdir. filmi güzel yapan yanı, doğallığı, sıradanlığı, öküzlüğüdür. $ahan gökbakar'ın cüssesi de buna dahil edilebilir. öküz nasıl olunurun ikinci serisi olmu$tur, hikayesiz, heycansız bir film olmasına rağmen komiktir. izlenilesi bir film olmadığı görüsündeyim. izlemek isteyenler izliyor zaten beni pek bağlayan bir durum yok. nacizane fikirlerimdi bunlar. film bazında ba$arısız, komiklik eh i$te. vasat üstü bir film.
kamera arkasının daha komik olup film sonunda sinemadakilerin salonu boşaltırken zınk diye otutturan, türk sinemasının yeni zırvalığı! ayrıca ivedik nenenin maun sandığındaki resimde bi yerlerden alıntı olsa gerek! tabi o an herkezi kırıp geçirdi..
ilk filmden sonra bu dahada güzeldir umuduyla gittiğim fakat hayal kırıklığına uğradığım filmdir. hemen hemen hiç gülmedim aksine sıkıldım;o neneyi oraya koyarken bi gram bile rol yapamadığını, yapmacık durduğunu, cümlelerin ağzına hiç yakışmadığını güldüremediğini görmediler mi hiç çok merak ediyorum.
kendisine maganda denilen ancak magandalıkla alakası olmayan bir tiplemedir. maganda kadınlara karşıda sert olur ama recep ivedik yumuşak. film zaten rekor sayılacak seyirciyle başladı yoluna.
izlemediğim ve izlemeyeceğim filmdir. önce şunu söyleyeyim 'ben de bunun iyi bir sinema filmi olmadığını biliyorum ama gülmek için gidiyorum' diyen arkadaşlara saygım sonsuz. herkesin espri anlayışı aynı olmak zorunda değil. bu cümlem de bir aşağılama cümlesi değildir kaldı ki zaten fragmanında bir sahneye ben de güldüm. yani benim ince bir espri anlayışım var sizin yok gibi bir şey demeye çalışmıyorum. fakat sinema adına hiç ama hiçbir şey vaad etmeyen dahası bence vaad etme umudu bile olmayan bir adamın yaptığı bu filme rekor kırdırarak çılgın dersane, maskeli beşler gibi absürd işlere önayak oluyorsunuz. 'ulan bunlar her şeye gülüyorlar zaten' mantığıyla yapımcıları ucuz, bayağı işler yapmak konusunda cesaretlendiriyor hatta teşvik ediyorsunuz. sonrasında ise espriyi hatta cinselliği çılgın dersane gibi filmlerden öğrenen bir gençlik yetişiyor ve tüm bunların sonucunda sokak arasındaki bir vcdciye girip ''tim burton'ın hangi filmleri var?'' diye sorduğunuzda ''abi porno da var lazım mı?'' diyen insanlarla karşılaşıyorsunuz. ne kadar alakasız gibi görünse de inanın çok alakalı.
müzikte de, sinemada da, tiyatroda da her şey bizim elimizde. bizler her yapılanı dinlersek o zaman mankenler albüm yapar adları da sanatçı olur. ismail yk gibi bir adam popun kralı ilan edilir ve michael jackson gibi gerçek bir kral ise sübyancı, tacizci olarak anılır. müziği baz alalım; önüne gelen albümüne bateri ve gitar koyarak ben rockcıyım diye ortaya çıkar, ritchie blackmore gibi bir gitaristin ismini ise kimse bilmez.
bu kadar ucuz olmamalıyız bence. tamam izleyin ama en azından sinemada değil. tabiki her şeyin orjinalini almak gerek o ayrı. ama ben öğrenciyim sanırım çoğumuz da öyle. ben dahil çoğumuz bir albümü internetten indirmeye çekinmiyorsak bu filmi de indirmeye çekinmeyiz sanırım. en azından emeksiz, sırf ticari amaçla yapılan bu ucuz işlere prim yaptırmamış oluruz.
korsanın önüne yasaklamalarla geçilemez. nasılsa bir yol bulunur, bulunuyor da zaten. ne zaman ki internetten şarkı indiren, film indiren birinin vicdanı, o kişiye ''ulan indiriyorsun ama bu adamlar bu işe çok emek vermişler yazıktır ya'' der; o zaman -o bireyin ekonomik durumunun da düzelmiş olması şartı ile- o birey bir şeylerin orjinalini almaya başlar. en azındna benim yaptığım gibi beğendiği işleri listeler ve birgün albüme, filme para ayırabilecek konuma gelirse o listede yazanları almaya başlar.
nedense eleştirmek moda oldu bu filmi*. içinde komik sahneler de barındıran fimdir. gittim ve güldüm, zaten gülmek için gitmiştim. daha fazla bir beklentiyle gidilirse* orası başka tabi.
Boşuna kötülemeye gerek yok.... Recep ivedik komik bir film midir; Gişeye bakarsan evet... Recep ivedik iyi bir yönetmenlik öreneği midir? Şahsen kesinlikle hayır.... Recep ivedik başarılı bir oyunculuk mudur? insanların esprilerini tekrar etmesine bakarsak , Evet....
Başarı bir kurgu mudur? Sonuna kadar hayır......
Sonuçta sinemasal olarak nasıldır, 10 üzerinden en fazla 2....
Beğenilme açısından nasıldır, 10 üzerinden 10.....
Sonuç nedir! sen sevsende sevmesende, izlenmiştir ve her hafta 1 milyon kişi tarafından izlenmektedir....
Kabul et veya etme, 20 yıl sonra geriye dönüldüğünde zamanın en fazla izlenen Türk filmi olarak anılacaktır.....
amerikan video sektörü bile böyle kötü film çekmedi, çekemez !
yeşilçam böyle işkence görmedi...
ne ali poyrazoğlu, ne aydemir akbaş böyle kötü film çekmedi ! ! !
eleştirilere rağmen 2.941.891 kişinin izlemesi çok şaşırtıcıdır ! arkadaşlar beğenmiyorsanız şu lanet filme gitmeyin, indirin internetten korsan izleyin ! evet korsana teşvik ediyorum sizleri...
benim tespitim : bizim halkımız mazlumu seviyor... biraz ben halkın içindeyim edebiyatı yapanı alkışlıyor arkasında duruyor. mağdur duruma düşeni haklı da haksız da olsa seviyor. biz bu sahneleri daha önce bbg tarzı yarışma programalrında yaşadık, biz bunları bir çok seçimde yaşadık. şimdi bu recep'in rekor kırması beni hiç şaşırtmıyor. daha önce yazan arkadaşların dediği gibi zaten ortalık recep ivedik kaynıyor. o kişiler sinemaya gidip bu filmi izleyip daha bir gaza geliyorlar. el kol şakaları gırla gidiyor. sizde bir recep ivedik olmadığınız sürece bu hayvanlara karşı koyamıyorsunuz.
ayrıca ahmet hakan'ın güzel bir tespiti var bu konuda :
gerçekten dandik yapım. senaryo sıfır, çekimler, sahneler sıfır, ses sıfır, dialoglar sıfır, oyunculuk sıfır, sonuç sıfır değil, sonuç 7. cebimden çıkan 7 tl. bir adamın toplumda, aslında bir çok kişinin içinden geçirip yapamadığı sapıkça, terbiyesizce insani vasıflar taşımayan şeyleri yapmasına dayanan bir film.
sinema adına hiç bir sanat değeri taşımamasına rağmen gişenin ve paranın gözüne koyuyor bu film ülkemizde. şahan gökbakar ın yaptığı esprileri, halka sunduğu diyalogları biz ortaokulda yapıyorduk. recep ivedik 2, benim ortaokulda yapıp bıktığım, seneler önce ürettiğim esprileri günümüzde yapıp ilgi görüyorsa demekki muhtemelen ismaik yk hayranı olduklarını düşündüğüm halkın çoğunluğunun seviyesi düşük. bu bariz göz önünde. ağzından salyalar saça saça bu filme gülen kitle ismail yk ve ebru yaşar düeti şarkılarla ilan-ı aşk eden kitle ile aynı. hatta akp ye oy verenlerde bunların ta kendisi. yazık diyorum. sen şahan gökbakar, bu kadar ilgi gören bir iş yapıyorsan biraz da sanatsal birşeyler sunman lazım halka. para verip filmini izlemeye gelenlere bir şeyler kazandırman lazım. ama kazandıramıyorsan demekki senin de altyapın yok demektir. daha halka bir şeyler verebilmenin önemini, halkı alttan altan eğitmenin önemini anlayamamışsan senin de recep ivedik karakterinden farkın yok demektir. yazık. aradan seneler geçecek, sanatsız bir toplum olup çıktığımızda ülkede bir çok şey değişmiş olacak.
ek olarak: o kadar para kazandın ilk filmden, hadi ilk filmindi acemiydin, bari ikinci filmde adam gibi bir makyöz bulsaydın. o sakal ve kaşların seviyesi aynı sahne içinde 3 farklı şekle girmişti. özellikle dikkat ettim aynı sahne içinde bir kaş 3 farklı şekile giriyordu. ne diyeyim, 3. hatta 4. filmini de çeksin, bu halka müstahak.
