recep akdağ'ın gelecekteki torunlarına sesleniyorum. dedeniz hiç iyi bir adam değildi empati nedir bilmezdi. öyleki tecavüzü meşru kılmıştır. dedeniz insan olmayı yanlış anlamıştı. siz onun gibi olmayın. insan olun siz.
basit bi' maşa.
"stk'lar kadınların tamamını temsil etmiyor" demiş utanmamış bi' de.
kendini halkın tamamını temsil ediyor sanıyor. oysa ki sultanın uşaklığından öte, çişe bile izinle...
memleketimizde sağlık konusunda yaptığı çalışmalar, hasta ve doktor haklarının geliştirilmesi ve sorunsuz bir sağlık sektörünü tesis etmesi dolayısıyla, şu naçizane hediyemi kabul etmesini dilerim...
bakanlık yaptığı dönemde hastanelerde beyaz kodun oluşmasını sağlamıştır. beyaz kod ne diye soranlar; beyaz kod sağlık çalışanına şiddet, darp olduğunda çalışanların telefonlardan belirlenen bir numarayı çevirerek güvenlik ve ilgili kişilere bildirmesi. genelde olay bittikten sonra gelirler. önceden ne beyaz kod vardı ne de saygısızlık. hastanelerde ne hemşireye ne de doktora saygı kalmadı. hasta hakları var artık. çalışan hakkı yok. hasta hakları birimine üfürükten bir şey için (güler yüzlü değildi gibi) şikayet edilirsiniz ve artık tutanaklara savunmalar, ifadeler falan başınız kurtulmaz. bunun yüzünden işinizi yapamazsınız. işte böyle bir dönemin sağlık bakanı recep akdağ.
eskiden toplum içinde saygınlığı olan hekimlik mesleğini rezil rüsva etme yoluna sokmuştur. eskiden ceketlerin iliklenip girildiği odalara artık bıçakla, silahla girilmesinde kendisinin payı çok büyüktür. hekimsiz bir türkiye yaratmak istediğini düşünüyorum artık bakanımızın... zira amacına az kaldı, bi kısmı şiddete mağruz kalıyor, bi kısmı açılan davalar sonucu bu mesleğe gönül vermeyi bırakıyor. sabredin bakanım, halkın da sesini kıstınız, gelebildiğiniz kadar gelin doktorun üzerine.