annesi babası tarafından zorla tıp yazdırıldığını düşündüğüm 'bakan' kişi.
başka türlü doktorlara olan bu nefretinin anlamak mümkün değil.
işin acı tarafı mesleğine olan bu nefreti yıllar sonra gösterecek kendini.
her köşe başında kurulan korsan tıp fakültelerinde yeterli eğitimi alamamış doktorlarla ülkenin doktor açığını kapatmak bundan önceki bakanların aklına gelmemesi onun suçu sayılmaz tabi.
zaten ithal doktor fikrine de karşı çıkmıştınız, bari bu korsan tıp fakültelerine sesinizi çıkarmayın.
danıştay'ın sigara yasağına ilişkin başvuruyu anayasa mahkemesi'ne taşıması ile ilgili olarak "çağdaş bir yaklaşım değil" diyen sağlık bakanı.
yahu bir durun, mahkemeye gitmek yasak mı bu memlekette? sigarayla sağlıkla alakası yok bunun. danıştay başvuruyu dikkate almış, hukuken gereğini yapmış; anayasa mahkemesi gündemine almış.
domuz gribinden milyonlarca kişi hasta olacak, ölecek deyip onaylanmamış aşıları vatandaşa sokmuyoruz burda. memleket, memleket olaydı... *
kendisinden sonraki gelecek olan bakan kim olursa olsun, hiç bir şey yapmasa bile türkiye cumhuriyetinin en başarı ve en bilinen sağlık bakanı olacaktır.
millete örnek olması gereken kişidir bakandır zira. nitekim örnek olmuştur da
''dilinizle susturamıyorsanız, eleştrilere cevap veremiyorsanız, icraatleriniz beğenilmiyorsa sıvayın kolları basın küfürü dalın karşınızdakine'' nasihatını vermiştir tüm türk ulusuna.
An itibariyle Domuz gribinin ilaç şirketlerinin kârlarını artırmak için düzenlenmiş bir korku kampanyası olduğunu, dünya sağluk örgütü bizzat açıklamış bulunmaktadır. Israrlı bir şekilde aşı satıp ABD li amcalara uşaklık yapmak isteyecek, her insanlık suçu işlemiş insan gibi idam edilmesi gereken, bununla yargılanması gayet doğal olan ekibin içersinde yer alan tip.
dün gece mecliste çıkan olayları izlerken bi baktım arkalardan hızlı adımlarla gelio. gözlüğü falan da çıkarmış kenara koymuş. sanırsın vurduğunu yatıracak. dedem rahmetli hep derdi zaten yere yakından kork yavrum die.
inanmayan açıp yasayı okusun diyerek saçmalayanlarca sevilmeyen bakan. yasayı açıp okumuştuk. kimin nasıl maaş alacağını da biliyoruz. doktorların döner sermayeden alacağı ücretin çarpıldığı katsayı değişikliği geliyor. ayrıca maaş düzenlemesi geliyor. bu maaş artışı emekliliğe yansıyarak emekli maaşını artıracak. katsayı ile alınan döner sermaye ücretinin emekliğe yansıması düşünülemez ama maaş zammı da geliyor. bordroda maaşın arttığı zaman ödediğin prim de artar ve direk emekliliğe yansır. en önemlilerden biri sigorta getiriliyor. bu uygulamadan kaç hekimin rahatsız olduğunu eylemlerde gördük. eylemler öncesi de dedim 1000 doktor katılırsa iyidir diye...
doktorların büyük kısmı bu uygulamayı istiyor ve destekliyor. kim desteklemiyor? özel muayenehanesi ve devlet işinde aynı anda çalışanlar... part time çalışıyorlar ama mevkileri sayesinden devletin ameliyathanesini, aletlerini keyfi olarak kullanıyorlar. onlar da geçenlerde bir gün çalışmama eylemi yaptılar ve gördüler desteklerini...
bu linkten ne olduğunu görebilirsiniz. o kadar kötü bir uygulama olsa herkes özel hastanelere geçerdi veya toplanıp bir hastane açardı ve şimdi eylemlerle yer yerinden oynardı. sözlükte bu burjuva desteğini anlayabilmek mümkün değil. akp'ye muhalifiz diye her doğruyu da eleştirmeye çalışıyorsunuz.
başkalarına okumayı tavsiye eden arkadaşlar birde kendiniz okuyun.
bence bu hükümetin en iyi çalışan bakanıdır. kim ne derse desin...
o şikayet eden eczacılar bu bakandan önce devlete ilaç mı satabiliyorlardı? her devlet kurumu özellikle ssk hastaneleri kendi iaçlarını kendileri hastaneden verirdi... eczacılar memura ve özel sektöre ilaç verirlerdi. devlet onlara imkan tanıdı diye kucaklarına oturmadığını gösterdi...
bir örnekle şu hastanelerin durumunu anlatayım. bundan önce 50000 nüfuslu bir ilçede hastanelere başvuran hasta sayısı 2002 de 5000 iken, 2007'de 12000, 2008'de ücret alınmamaya başlaması ile 55000 olmuştur. 2009'da sadece 2 lira ücret alınmaya başlaması ve aynı gün sadece 1 doktora görünebilme kararı ile bu sayı 32000'e düşmüştür. bir ilçenin devlet hastanesinin rakamlarını verdim. daha önce parasızlıktan, alınan ücretlerden başvuramayan fakir, fukara hastanelere gidebiliyor. bakana haksızlık etmeyelim.
geçen kendine solcu diyen bir zat tv'ye çıkmış, sağlık harcamaları bu ülkeyi batıracak, insanlar ihtiyacı olmadığı halde hastaneye rahatça girip ilaç alıyor diye şikayet ediyor. lideri de mecliste 2 lira almaya başladınız bu parayı ödeyemeyecekler var, bu parayı tekrar kaldırın diyor. bunları anlamak mümkün değil. hiç almasan almadığın için devlet batar denir, alsan bir kısmı alma, bir kısmı daha çok al der.
sanırım başbakanla bozuk olan arasını düzeltmek için, oturduğu yerden başbakanını can siperane koruyan ve kollayan, akabinde de 2 şubat 2010 meclis kavgası'nın çıkmasına sebep olan bakandır.
sağlık konusunda ortalık yangın yerine dönmüşken deve kuşu taklidi yapan sağlık bakanı.
eczanelerde ilaç yok, ilaç firmaları ecza depolarına ilaç vermiyor, bazı firmalar ilaçlarını çekmiş durumdalar, ecza depolarında ilaç kalmamış eczanelere veremiyor, insanlar en kritik ilaçları bulamıyor.
sağlık bakanı nerede?
sağlık bakanı kafasını kuma gömmüş her şey normalmiş gibi davranıyor.
domuz gribi mevzusunun büyük bir skandal olduğu ortaya çıktı, bunun bir düzmece olduğunu iddia edenlere cayır cayır cevap verirken sesi çok çıkan bir adamdı.
sağlık bakanı nerede?
sağlık bakanı kafasını kuma gömmüş her şey normalmiş gibi davranıyor.
tam gün yasası sebebiyle sağlık sistemi kilitlenmek üzere.
sağlık bakanı nerede?
şu anda çemkirmekle meşgul!
tıpkı daha önce ilaç mevzusunda çemkirdiği gibi, domuz gribi aşısı konusunda çemkirdiği gibi.
yalnız her çemkirmenin sonunda deve kuşu gibi kafasını gömüyor. ha bir de, her söylediği bizzat başbakan tarafından tekzip edilirken gayet onurlu davranıp, istifa etmiyor.
hiç utanmadan sağlık bakanlığı makamında duran insan.
başbakan'ın kendisini küçük düşüren açıklamalarına rağmen hiç utanmamakta, yüzü de zerre kızarmamaktadır.
şimdi arkadaş bu adam çıktı dedi ki, "başbakan da aşı olacak" akabinde tayyiciğim "hayır aşı olmayacağım" diye postayı koyunca, kuyruğunu kıstırıp "ehehehe zaten sayın başbakan risk grubunda değil" dedi.
neyse, bu arkadaş 2 yıl evvel türk eczacılar birliği'nin 36. olağan kongresinde kürsünden heybetli heybetli ilaçların eczaneler dışında satılması konusunda bir söylenti dolandığını belirtip aynen şunu söyledi; "bu söylentilere itibar göstermeyin. bunlar söylentiden ibaret. biz bu ülkede iktidar olduğumuz sürece ilaç, eczaneden başka bir yerde satılmayacak. eczacılar içlerini ferah tutsunlar." tekrar oku bakayım tırnak içindeki bölümü? bak özetleyeyim istersen? "biz bu ülkede iktidar olduğumuz sürece ilaç, eczaneden başka bir yerde satılmayacak." okudunuz mu?
şimdi pek sayın recep akdağ, başbakan recep tayyip erdoğan yine seni "yalancı" çıkardı. sormak istiyorum, ülkede iktidar değişti de bizim mi haberimiz olmadı? malum siz iktidar olduğunuz müddetçe ilaç eczanelerden başka yerde satılmayacaktı?
tamam başbakan seni yalancı çıkardı eyvallah peki sormak isterim, eğer ki, başbakanlık sağlık bakanlığı'ndan bağımsız olarak böyle bir projeye girişmişse sen ne işe yararsın? ülke sağlığı ile alakalı bir projeden haberin yok?
vel hasıl, insanda gurur olsa bu kadar rezil durumlara düşüren birine resti çekip kapıyı vurup çıkar ama gurur lazım işte.
- başbakan da aşı olacak.
* olmayacam!
- ilaçlar eczaneler dışında satılmayacak.
* ilaçların eczaneler dışında satılması için çalışmalarımız var.
o değil de, "kurumlar arası mutabakat" edebiyatı yapıyor paso bu receplerden biri. siz önce birbirinizi yalancı çıkarmayın be anam?
çocuklarına aşı yaptırmaması -ki kızının yaşındakilere başlandı- işin içinde çok ciddi yalanlar olduğunu gösterir. aşı yaptırmama sebebi ise çocuklarının domuz gribi olmasıymış. yalnız bakanın söylediği durum şimdilik kanıtlanmadı. hali hazırda domuz gribi olan kişi bağışıklık kazanır söylemi, dün itibariyle amerika'da ortaya atılmış bir iddia henüz. çok bilimsel olan, bilimsel verilere inanan biri olduğunu söyleyen bakanımız hiç bir şekilde kanıtlanmayan olayı nasıl gerçek kabul edebiliyor? yoksa insan hayatının çok önemli olduğunu kendi evlatlarında mı gördü?
tanıma gelince halkı kşkırttığı için hemen istifa etmesi gereken sağlık bakanıdır.
her ahval ve şeraitte hükümeti kötülemey şartlanmış etiksiz, az beyinli, çok klişeli (ro)botların, hastanelerde .öt büyüterek vakit geçirme tekerlerine çomak soktuğu için doktor ve doktor müsveddelerinin pek bir hazetmediği gerçek bir devrimci. gelmiş geçmiş en iyi sağlık bakanı...
(bkz: elinizi vicdanınıza koyun ibneler)
şu akp'nin bakanlar kabinesindeki en ezik bakandır. yemin ederim.
ali kırca: peki domuz gribinden ölen kişiler önceden aşı yaptırsaydı ölmezler miydi?
recep akdağ: yani teorik olarak grip olmuyolar.
yani teorik olarak... yani ben öyle biliyorum... rabbim olmuyolar dedi.. yaneeee... eeee..
tayyib'in yerinde olsam ilk iş bu adamı yedek kadrosuna koyardım. sonra da mehmet ali şahin'i. adam milleti bu kıvama getirmek için kaç sene uğraştı. nelere boyun eğdi. iki ezik yüzünden planı sekteye uğruyo. yazık lan.
