bende tavsiye üzerine izledim ve hoşnut kaldım.
filmin üzerine bir kaç karalama
--spoiler--
başroldeki hatun acayip sinir bozucuydu millete çok sempatik gelmiş çok ilginç.
inanılmaz derecede sıkıcı ilerliyor, ha şimdi oldu olacak derken ilk yarım saat bir bok olmadı.
o küçük kızın annesini ısırması ile başladı olaylar yani benim açımdan.
asıl bomba filmin sonuna doğru terasta başlıyor ve çok tatmin edici ilerliyor.
gece görüşü sahneler inanılmaz ve bölüm sonu yaratığı harbiden korkutuyor.
ve son olarak pablo senin yerinde ben olsaydim o kızın ağzına yüzüne tepiği basmıştım, dayanıklı adammışsın vesselam
--spoiler--
beni hiçbir korku filmi korkutmadı bundan da birşey çıkmaz diye izlediğim birincisinde gayet gerilim yaşadığım ama ikincisinde bildiğin korktuğum ama kimseye çaktırmamak için dişlerimi sıktığım, adamlar yapmış be helal olsun diyerek tebrik ettiğim, benim tırsmama yol açmış ilk ve tek film. izleyin valla ben korktum siz de korkun o kadar. ayrıca üçüncüsünü daha bir merakla bekleniyor çok kötü şeyler olacak gibime geliyor ama hadi bakalım.
2. filmiyle boku çıkarılmış film. kardeşim zombileri nasıl gittin şeytanla bağdaştırdın? hani bu bir kuduz virüsüydü? 1. filmde öyle dediydi bir veteriner.
çok abartı tarzda korku efekti içermeyen, konusu ile keyifli bir gerilim filmi.
kullanılan çekim yöntemi çok başarılı izleyeni filmin içerisinde bir karakter gibi hissettiriyor.
edit:yorum ilk film için geçerlidir.
başarılı bir korku/gerilim filmi. bu türde yapılan her filmi ben de başarılı bulmuyorum, lakin konusu itibariyle pek de mantıksız sayılamayacak ispanyol usulü güzel bir film olmuş. sürekli kendini yenileyen; kan yoluyla bulaşan ve mutasyona uğrayan kontrolden çıkmış bir enzimin sebep olduğu olayları konu alan filmi, diğer saçma sapan, mantıksız klişelerle dolu filmlere nazaran daha başarılı bulduğumu söyleyebilirim. hani sinemaya sadece izleyici penceresinden bakabilen ve bu konuda bilgileri sınırlı bir insanım. işte bu film, korku unsuru adına kafamda ne varsa beyazperdeye dökmüştür. o yüzden saygı duyuyorum.
sözlüğe güvenerek geç olsa da bi heyecanla izlediğim ama zerre kadar zevk aldırmayan filmdir bana göre. herkes en korkunç film diye bağırırken ben nedense sıkıntıdan sonunu getiremedim ve ilk kez sözlükteki film eleştirilerinin geneline zıt düştüm. filmden korkmadım ama bende sorun olabileceğinden korkuyorum feci sıkıldım yahu öyle böyle değil.. *
öncelikle söyleyeyim, çok korkmasam da film güzeldi. gerilim dolu ve kendisini izlettiriyor ama film bittikten sonra üzerimde pek de etki yarattığı söylenemez. bir de gerçekci bir yanı var filmin, onu sevdim.
ama anlayamadığım bir nokta var filmde;
--spoiler--
itfaiyeci, angela bir de pablo apartman yöneticisinin dairesinin nerede olduğunu hatırlayamıyorlar ya hani. yoklamayı sen yapmıştın diyorlar itfaiyeciye ama yine de olmuyor, hatırlayamıyor bir türlü. sonra inip posta kutularından bakıyorlar. eh be pablo sen kameraya çekmedin mi yoklama yapıldığı zaman? niye kayıtlardan bakmıyorsunuz? hadi panikten senin aklına gelmedi, diğer iki kişinin aklı nerede? çok kızdım çok.
--spoiler--
izledikten sonra pişman olunmayacak film.ben şahsen yazılanları okuduktan sonra filmi başlatmadan yatağımın üstündekileri kaldırdım uyumaya hazır hale getirdimki filmden sonra çok tırsarsam direk yatıp yorganı çekeyim.
--spoiler--
ayrıca yaşlı kadının attığı çıglıklar adamı öldürür öldürür, soğukkanlılığından dolayı kutluyorum pablo
--spoiler--
Aldığı onca övgüyle dikkatimi çekmiş, aslında korkunç da olabilecekken spiker kızın bütün film boyunca kamera önünde olup "çekiyosun di mi, hepsini çek" nidalarıyla nefes dahi almadan konuşması ben de 3 gün sürecek bir baş ağrısına sebep olmuş, filmden almam gereken keyfin de içine etmiştir.
hadi bir film izleyeyim diye izlemeye başlayıp, karşınıza ne çıkacağını bilmiyorsanız filmin ilk dakikalarında, konunun itfaiyecilerin yaşamı ve yangınlarla ilgili olduğunu düşünebilirsiniz. ki bende bu düşünce oluştu. bir yangın olacak, kamera onu kaydedecek, çocuklar ölecek ve göz yaşına boğulacaksınız. sıradan bir dram filmi gibi izlerken apartmana girilmesiyle filme gözünüzün değmesi artabilir.
ve olaylar gelişir. korku/gerilim filmlerinin en iyilerinden biri kesinlikle. diğer zombi filmleriyle benzer yanları var diyenler yanılıyor bence, çünkü o filmlerdeki kurgu ve oyunculuk çok farklıdır.
kamera çekimleri alelade gibi görünse de dikkat ettiğinizde ve analiz yapmayı başarabiliyorsanız parçaları da birleştirebilir ve her kareye hakim olabilirsiniz.
özellikle filmin sonunda şok geçiriyorsunuz. kimse kurtulmuyor. ağzı açık bırakan bir hayal kırıklığı. aslında hayal kırıklığının beğeni olduğunu film sonu yazılarını görünce anlıyorsunuz. hiç anlayamamışımdır, bu gibi tüm filmlerde bir laboratuar ortamı vardır bilimsel terimlerle olayın olabilirliğini beyninize enjekte etmeye çalışırlar. ve biri mutlaka virüsün serumunu yapar. tabi dünyayı da kurtarır. mutsu son!
şimdi bu yazıyı yazarken birden, korkularımızın sebeplerinden birini daha buldum. sanırım. mezarlık yanından geçerken hangimiz korkmadı? hangimiz zombi filmlerinden bir kareyi gözlerinin önünde canlandırmadı ve kendini o an mezardan çıkan bir zombiye yakalanmış hayal etmedi? korkuyu beynimize nakşediyorlar.
sonrası görüntülü korku sanları.
bomboş bir gecede sağlam bi film izleyeyim hevesiyle beni bilgisayar başına oturtan ispanyol gerilim filmi.
--spoiler--
bütün film tek bir kamerayla, o gece itfayecilerle beraber olan yerel bir tv kanalının kameramanı tarafından çekilmiş. bu, gerilimi daha da gerçekçi kılıyor ama bu filmi evde tek başıma, bilgisayar başında ve 2+1 hoparlorlerle izlememe rağmen 70 dakikanın sonunda 'ya şu başroldeki kız ne kadar hoşmuş' dedirtmiştir, daha fazlası değil.
--spoiler--