yalancı insandır. bir insan aynı anda hem realist hemde inançlı olamaz. bir kere realist olmak demek bir nevi karamsarlığı da çağrıştırır. karamsar insan da inançlı olamaz. varsayalım ki \"ben inanıyorum bu dağın tepesine çıkarım\" gibi bir iddia atıyorsunuz ortaya, fakat hayatınız boyunca bırakın dağı, duraksız 20 km bile yürümemişsiniz, işte burada kişinin realistik tarafı su yüzüne çıkıyor ve inancını kaybediyor. diğer türlü varsayacak olursak, mesela herhangi bir spor dalında uzmansınız, o zaman o dağı çıkarsınız. realist olmak gerekirse, siz o dağı yine çıkarsınız. inançlısınızdır da. hay allah.
realizm felsefi bir kavramdır.. salt tek başına realizm felsefesi çürüyeli bir asır olmuş, yerini başka başka izmler almıştır,, ama inanç öyle değildir, inanç, insanın ortaya çıkışından bu yana varolan bir haldir.. şimdi hangisi daha gerçek diye sormak gerek,, realizm mi, yoksa inanç mı ?
