RDAlar (Önerilen Günlük Miktar), ideal sağlık için ihtiyaç duyulan çeşitli besinler için resmi kuruluşlarca belirlenmiş seviyelerdir. Peki doğrular mı? Bu seviyeler uygun mudur, yoksa belli besinlerin daha yüksek seviyeleri bize daha mı faydalıdır? Bu soruları cevaplamak zordur, fakat önce RDAların nasıl elde edildiğine bakmalıyız.
RDA ilk olarak, II. Dünya Savaşı sırasında askerlere dağıtılan kumanyanın besinsel değeri sorgulanmaya başlayınca geliştirilmiştir. Sonrasında, Gıda ve Beslenme Kurumu, çoğu kişinin yediğini umdukları yiyeceklere bakmışlardır. Ortalama bir diyeti analiz ederek önerilen minimum miktarları bulmuşlar ve sonra, teorik olarak ideal sağlığı garantilemek için, bu değerleri yukarı doğru artırarak ayarlamalar yapmışlardır.
RDAlar (önerilen günlük miktar), yaygın tüketim seviyesinin lehine değerler taşımaktadırlar. insanların ideal sağlıklarını korumaları için nasıl yemeleri gerektiğini değil, nasıl yediğimizi temsil edecek şekilde formüle edilmişlerdir. Yaygın diyetin özelliklerini taşırlar: Bol hayvansal ürün; bol miktarda süt ürünü ve yağ; az miktarda lif, antioksidanlar; C vitamini gibi, bitkisel yiyeceklerde çok miktarda bulunan besinler bile bu diyette az bulunmaktadır. RDA (önerilen günlük miktar) daha baştan, bütün probleme neden olan bir diyete göre hazırlanmışlardır.
Bu nedenle, bitkisel temelli besinlerin günlük miktar önerisini düşük, hayvansal temelli besinlerin günlük miktar önerisini yüksek tutma eğilimini görürüz. Örneğin, en komik tavsiyelerden biri olan C vitamininin günlük miktar önerisine bakalım. Rafine edilmemiş doğal bitkisel yiyeceklerden bol miktarda içeren bir diyet, önemli miktarda C vitamini sağlar. Benim tavsiye ettiğim ve şahsen kullandığım diyetler, sadece yiyeceklerden günde 500-1,500 mg. C vitamini sağlamaktadır. Tavsiye ettiğim diyetlerin yarısı kadar iyi olan bir diyet uyguladığınızda bile, her gün 250-750 mg. C vitamini almış olursunuz. C vitamininin günlük miktar önerisinin 60 olması, Amerikan diyetinin yetersizliğini yansıtmaktadır ve doğal bitkisel gıdalar açısından bu kadar fakir bir diyet uyguladığınızda, yeterli miktarda C vitamini almanın, ne kadar imkansız olduğunu göstermektedir.
Tehlikeli derecede eksik olan diyetinizi tamamlamak için, günde 1,000 mg.lik C vitamini hapı alabilirsiniz; fakat o zaman da, C vitaminiyle birlikte, aynı yiyecek paketinde gelen diğer bitkisel kaynaklı antioksidan ve fitokimyasalları kaçırmış olursunuz. Resmi kuruluşlar, günlük miktar önerisini komik şekilde düşük tutmak zorundadır, aksi halde diğer absürd beslenme tavsiyeleri ile tutarsızlıklar oluşacak ve tamamlayıcı haplar olmaksızın o seviyelere ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Resmi kuruluşların beslenme tavsiyeleri, zaman içinde değiştirilip güncellenmektedir. Ama temel Dört Yiyecek Grubu Rehberi gibi tavsiyeler, daima güncel bilimin en az 10 yıl gerisindedir ve gıda üreticileri tarafından güçlü bir şekilde etkilenmektedir. Şu anki günlük miktar önerileri de aym kaderi paylaşmaktadırlar; modası geçmiş beslenme kavramlarına dayanmaktadırlar ve bilimsel bulgularla uyuşmamaktadırlar. Sonuncusu ve en önemlisi de, binlerce fıtobesinin günlük miktar önerisi yoktur.
Hastalığa karşı direnci, doğal yiyeceklerdeki farklı maddelerin sinerjisinden kaynaklanan ince nüanslar ve besinsel reaksiyonlar sağlamaktadır. Bütün üyelerinin mükemmel bir uyum içinde çalıştığı bir senfoni orkestrası gibi, vücudumuzun performansı, bilinen ve bilinmeyen bütün besinlerin birbiriyle uyumlu çalışmasına bağlıdır. Doğal yiyeceklerin zengin bir çeşidini kullanarak, insan denen şaheserin fonksiyonlarını en iyi hale getirebiliriz.
Bu bölümün iki ana mesajını hatırlayalım. Birincisi, yiyecekler rafine edilip, mikrobesinler doğanın hazırladığı doğal paketten çıkarıldığında, yiyecekler hastalığa yol açıcı özellikler kazanırlar. ikincisi, besin yoğunluğu olimpiyatlarında altın madalyayı yeşil sebzeler, gümüş ve bronz madalyayı ise baklagil ve taze meyveler almışlardır. *
kaynak:http://www.acilservis.org/rda-nedir.html