digital fotograf makinelerinde kullanılan ve aynı zamanda bilgisayarda görüntülemesi sıkıntı olan yüksek çözünürlük sahibi bir kayıt türüdür. açılmıyor fotoğraflar efendim. picasa sağolsun derdime çare oldu.
Berlin/ kreuzberg'de, warschauer strasse s-bahn durağının yakınında bulun kohne ve salaş gece kulübü. Eski tütün depolarına benzer bir kompleksin binalarından bir tanesini, tutup gece kulübü yapmışlar. Bu kompleksin içinde aynı zamanda bir de kafe ve sanat galerileri de bulunur, hayatımda tamamen vegsn yapılmış ilk gıdayı burada tüketmiştim. Berlin'e yolunuz düşerse tavsiye ederim.
Üzerinde rahatça oynamanıza ve daha çok veriye sahip olan, fotoğraf makinelerindeki dosya seçeneği. Fotoğraflarınızı kendi keyfinize göre düzeltmek için jpege tercih edilmelidir. Her makinede bulunmaz. Doysa uzantıları değişebilir markaya göre.
teması yamyamlık olan 2016 yapımı gerilim-drama filmi. filmin başlangıç sahnesinden justine ( 19 yaşındaki ana karakter ) et yediği bölüme kadar sakin bir tempoda geçerken , et yedikten sonra vücudunda çıkan yaralarla birlikte olay örgüsü şekillenmeye başlar ve çoğu izleyicinin tahmin edemediği bir noktaya varır. bununla birlikte filmde rahatsız edici sahneler pek fazla , midesi hassas olan insanların izlememesi tavsiye edilir.
--spoiler--
Justine'nin kız kardeşinin parmağı kopmasıyla birlikte kardeşi bayılır. justine fırsat bu fırsattır deyip ''ulan bir parmak yemediğimiz kaldı onu da yiyeyim'' der ve kardeşinin gözünün önünde afiyetle parmağı yer. sonraki sahne de anne ve babasıyla birlikte kız kardeşini hastanenin koridorunda beklerken , kız kardeşi sargılı eliyle justine'nın kendi parmağı yediğini itiraf eder. bunu duyan baba o kadar soğukkanlı bir şekilde bu durumu karşılar ki bu yamyamlığı kızın köpeğine atar ve onun ölmesi gerektiğini söyler. ama o soğukkanlılıkla bunu söylemesi sanki insanın içinde '' sende bir bokluk var ama hayırlısı '' kuşkusunu yaratıyor ki filmin sonunda neyin ne olduğu belli oluyor.
--spoiler--
bu arada justine'nin aynanın önünde oynadığı sahne ayrı bir güzeldi.
Ekşi sözlükteki bazı yorumlarına kahkahalar attığım film.
Bu elitist- üstün zekalı arkadaşlarımız, filme yorum yapıyorlar, işte alt metini var falan diye.
Alt metini nedir bu filmin? Hani içinizde sinemacı falan varsa açıklasın cidden merak ediyorum.
Tanım: Alt metinine girmeden, normal bir sinemasever olarak baktığınızda, veteriner olacak bi kızın, çiğ et yemesiyle fıttırmasını anlatan, fransız yapımı film.
hiç merak etmememe rağmen avrupa menşeili olduğu için izlemek istediğim, bugün izleme şansı bulduğum fransa-belçika yapımı film. korku, gerilim, psikolojik anlamda zorlayıcı filmleri çok severim. spoiler vermemeye özen göstererek devam edelim. bu film bir korku filmi değil, gerilim de değil, psikolojik gerilim hiç değil. kendince bir kurgusu var, kopuk giden bir senaryosu var daha kötüsü izlerken yoruyor insanı. en azından bende etkisi bu oldu.
ayın dedik 13'ü dedik cuma dedik bi gerilelim, tırsalım, yatağa girerken 3,5 atalım dedik ama yok. bu film bırak 3,5 attırmayı 0,5 üstüne çıkmaz.
içtiğim içkiye mi yanayım, harcadığım 2 saate mi yanayım yoksa böyle boktan bir filmle harcadığım 13. cuma geleneğine mi yanayım?!
-maresal?
+efendim bebeğim
-daha saat erken bir film daha izler kurtarırsın geceyi olma mı?
+bebeğim biz kapitalizmin uşakları, özel sektörün orospularıyız. yarın sabah mesai var.
herkesin seyir zevkine saygım var. ama bu film ile ilgili "izlerken bayıldılar" falan yok... yok yani. bu filmi izlerken herhangi bir nedenden bayılan varsa eğer zaten hiç yaşamasın. gereksiz oksijen israfı.
özetle film boktan arkadaş. bildiğin boktan. bombok. boktan demiş miydim?
sinemanın artık , iyi olandan çok farklı olanı vermeye evrildiğini gösteren yapıtlardan biridir. sanat anlayışı nasıl çağlar boyunca farklı amaçlara ve estetik kaygılara hitap ettiyse , günümüzde de sinema bayrağı farklılaşma yolunda taşıyan dal olarak göze çarpıyor. yoksa bu filmi herhangi bir kült filmle karşılaştırıp o filme göre pozisyon almak 2018 yılında rasyonel olmayan bir yaklaşım olacaktır.
uzun lafın kısası , sinemanın değişen misyonu ve vizyonu açısından izlenilmeye ve değerlendirilmeye değer bir filmdir.
Çoğu kişinin sevmediği benimse çok sevdiğim bir film oldu raw. Zaten herkese hitap etmiyor, sevmek için korku filmi -ki aslında korku filmi değil, bazı sahneler sebebiyle korku kategorisinde sadece- bilgisine sahip olup ona göre okuyup yorumlayabilmek gerek. Başrolün kendini/cinselliğini keşfetmesi kan ve insan eti metaforuyla verilir. Bir defa kanın tadına bakan justine o andan itibaren mantıklı davranamaz ve dürtüleri mantığının önüne geçer.. ana tema için büyümenin metafor üzerinden anlatımı denilebilir. Beni etkileyen sahnelerden biri de kendini topluma kabul ettiremeyen justine'in acı çektiği sahneydi.
vejeteryanlik eleştirisi veya empoze edilmesi..ben eleştiri olarak düşünüyorum. Feminist yönetmen Julia Ducournau un ilk uzun metraj çalışması olan raw bence oldukça başarılı.
Vermek istediği mesaj: çocuklarınıza et yedirin, eğer et yedirmezseniz ilerde kendileri et yerler ve sonra etik değerler götünüze girsin deyip insanları yerler.
