kitap boyunca sıklıkla karşılaşılan eğilimlerdir. mesela raskolnikov tefeci kadını öldürmesi gerektiğini çünkü zaten onun toplumun ahlaki yapısına uygun olmadığını düşünerek kendince bi nedensellik oluşturup bunu bi sonuca bağlama gayretkeşliği içine girer. zaman zaman kendi içsel çatışmaları ve ruhsal devinimlerinde de bu imgeye ve ize rastlamak mümkündür. gelgelim dostoyevski çağın dini motiflerini en yerinde kullanan yazarı olduğundan bu tarz eğilimlerin olmasını da normal karşılamak lazım. neticede dostoyevsikiden nihilist bi manifesto yazmasını beklemek oblomov'un çalışkan olmasını beklemek gibi bir şeydir. evet.
edit: pardon beyler bunu ekşiye yazacaktım yanlışlıkla buraya yazmışım. evet koyayım bari sonuna.
her zaman olması mümkün olmayan ama bir katilin haklı nedenlerinin olduğunun göstergesidir. kitabı okurken kimse raskolnikov'a katil gözüyle bakmaz onu o gözle göremez çünkü okudukça adamı haklı görmeye onun iç çekişmeleriyle birlikte kendi iç çekişmelerine şahit olur. yani kitabı okuyanlarda da determinist eğilimler başlar. aslında bu düşünceler her insanda olan ama bazen açığa çıkmayan olgulardır. kişinin kendi doğrularına ruh haline ve maneviyatına göre de bu durumlar değişebilir. ama bu tarz düşüncelerin herkeste olduğuna inanıyorum. sürekli bir arayış içinde olan maneviyatını güçlü bir şekilde hissettiğimiz dostoyevski bile eğer böyle bir kahraman oluşturabilmişse onun da bu tarz eğilimlerde olması çok normal karşılanabilir bir durumdur.
o kadar çok var ki. sonya nın peki hayat kadını olması. dostoyevski onu o kadar sevmişki başka bir işte yapabilirdi. çalışırdı ama sonya hep iyi fedakar.
kız kardeşi dona doneçka o ise hep abisi için fedakar.
raskolnikov un peşindeki komserde ise durum hep cinayeti çözmek.
raskolnikov un siyaset eğilimi din eğilimi sorgulayıcı hep. kesin bir fikri yok. milliyetçi bir tarafı var. toplumcu.