rap denen iğrenç şeye müzik demeye dilim varmıyor. o ne la öyle? dım dıdı dım tıs. dım dıdı dım tıs. başka birsikim yok. sözler desen zaten berbat. kafiyeye kurban edilmiş anlamlar. neyse seni burası ilgilendirmez okurcuk. devamını dinle.
okulda süt tenli hoş bir kız vardı. birgün kantinde yalnız başıma oturup ben dark tranquillity dinliyorken yanıma geldi. selam verdi, yanına oturabilir miyim dedi. soğuk bir biçimde otur bakalım dedim. ne dinliyorsun diye sordu. dark tranquillity dedim. freecard dedim. death metal bu yavrum dedim. ay o ne be dedi. kralı rap müziktir dedi.
metalci olup kafamı sallayacağıma rapçi olup dünyayı sallarım dedi. bu çok salaksı bir cevaptı. çılgına dönmüştüm. ayağa kalktım ve bir tokat attım kıza. seni aptal metale asla laf edemezsin dedim. seni men ederim bundan.
ağlıyordu. ama yine de masamdan ayrılmadı. böyle bir lüksü olamaz zaten. ciğerini sikerim onun. sonra her nedense bilmiyorum içim acıdı kıza. rap dinleyen her insandaki mevcut küçüklük bunda da vardı. bi çay ısmarladım. içti. biraz kendine gelmişti. kalk bize gidelim dedim. itiraz etmedi. peşimsıra geldi. eve yaklaştıkça keyfi yerine geliyordu sanki. içeri girdik.
hemen müzik setinin yanına koştum ve in flames, cradle of filth, opeth, dark tranquillity, death, godsmack'ı arka arkaya çaldım. kendinden geçer gibiydi. çok mutluydu. ama yine de rap bir numara dedi. işte şimdi kendimi tamamiyle kaybetmiştim. gözümü açtığımda ikimiz de yatakta çıplaktık ve epey yorulmuştum. kız yanımdaydı ve çubuk kraker yiyordu. bana baktı. gülerek sen müthiş bir metalcisin. bundan sonra ben de metalciyim, amına koyarım rapin dedi.
gece boyunca onu metalci yapmak için çok efor sarfetmişim ki çok yorgundum. kendimle onur duydum. bir rapçiyi daha doğru yola döndürmüştüm. sevinçten headbang yapmak istedim ama sevişmekten boynum tutulmuştu, yapamadım. olsun olsun, hiçönemli diil.