Askerde üst ranzada yatan her sabah botlarını bağlarken alt ranzaya oturur götüyle nevresimi bozar ve hemen her hafta yatağını yapmadı diye alttakinin çarşısını kitlerler.
Alt ranzada yatan ilk başlarda bu durumu algılayamaz(algılasa alt ranza ona düşmezdi zaten) nevresimin köşelerine sıkı sıkı düğümler atar örtü bozulmasın diye. Olmadı yere karton serer kartonda yatar ama istisnasız yine çarşısı kitlenir.
Birgün tesadüfen üst ranzadakinin götüyle nevresimi bozduğunu görür... olaylar gelişir...
Yurt maceramda iki durumu da deneyimledim. Üstte yattığınız sürekli inip çıkmak adamı deli ediyor çişin geldi gideceksin ama aşağı inerken çıkaracağın ses diğerlerini uyandıracak yatağa işe daha iyi o dırdırı çekeceğine, prize uzaksındır, yatağını toplamak veya nevresimleri değiştirmek tam bir eziyettir ama altta yattığında bunları yaşamazsın ama üste kalanlar duştan çıkınca yatağına çöker senin yatağında oturup muhabbet edilir yol geçen hanı gibi olur. Of bilmiyorum tercih etmek çok zor.
çocukken vardı bizim evde; ablam (aslan burcu olduğu için) üstte yatmak gibi bi ayrıcalığı olması gerektiğini iddia ediyordu. ikimizde çocuktuk tabii. ben yazık ezik gibi; "piki .s" deyip hep altta kalan oluyordum. "aslan burcu" olma bahanesini nasıl kabul ettim bilmiyorum.
üst taraf her daim çocukların kalbinde yatan yer olmuştur. biraz da cesaret meselesiydi bu. düşer miyim korkusu falan olurdu. ileriki yaşlarda hiçbir farkı olmadığını anlıyor insan. yatacak yer olsun da.. yurtlarda vs. ışık ciddi bir mesele olabileceğinden dolayı altı seçmek en mantıklısıdır. fakat üst taraftaki insanın pasaklılığına, dengesizliğine ya da saygısızlığına göre bu seçimin doğruluğu tartışılabilir. örneğin yatağına bir kıyafetini asıp sizin alanınıza sarkıtıyorsa hoş bir durum değildir. ya da siz tam uyuyacakken yatağı lambur lumbur sallayıp da yukarıya çıkıyorsa rahatsız edici olacaktır.
askerde kıdem göstergesi olan kıyastır.
çömez daima üstte yatar, ışık açılınca gözüne vurur, yorganı düşer iner yerden yorgan toplar, tuvaleti gelse inme çıkma belasından gitmeye üşenir.
kıdemli asker altta keyfine bakar, hele bir de alt en köşe ise yaslar ranzayı duvara, koğuşta krallığını ilan eder.
altta yatanın alacağı versus. söylendiği gibi gece tuvalete vs gidilmesi gerektiğinde kolaylıkla gidilir, üst tarafı sürekli olarak gözleyebildiğiniz için osbir çekebilirsiniz, kolayca yatar kalkarsınız. osbir olayını daha denemedim. (bkz: ben değil bi arkadaş)
üst katta yatın pişman olmazsınız.inmenize kıyamayan illa ki birileri olur.şunu uzatır mısın bunu verir misin diye diye tam 1 yıl yedim ahaha o değil de en son kalk kendin al diyen bile olmadı.
dön dön uyu bacakları tavana dikmenin rahatı başka nerde çıkar allasen.havalar sıcakken alt kat çekilmez bu da böyle biline.
Alt kat karanlık olduğundan uyuması kolaydır.gece tuvalet için yukarıdan inmenize gerek yoktur.ve üst katın demirlerine ip vs bağlayıp tablet-telefonu tutturup keyfinize bakarsınız
altta yatan; yatılı okullarda yatağı vapur balkonu gibidir. gelen geçen oturur. hele bir de kalorifere bitişikse orada yatan adam uyku nedir bilmez. muhabbetler hep o yatakta döner. bu yüzden yatak çabuk pislenir. alışana kadar bir kaç kere ranzaya kafa çarpılır.
üstte yatan; yatağa inip çıkmak zahmetli olsa da tercih sebebidir. yatağına senden başka kimse oturmaz. yatağın daha temizdir. toplaması zordur. kolay kolay düşme olmaz ama ilk gecesinde üstten düşenler görülmüştür. daha sonra insan alışıyor ve vazgeçilmez oluyor. üstte yatanların gece tuvalete gitmesi pek tavsiye edilmez. üst kattan atla sonra geri tırman derken uyku falan kalmaz adamda. yorgana uygulanan yer çekimi fazla olduğundan üzerinin açılması an meselesidir. dikkat etmek lazım.
altta yatan aşırı titizlik takıntısı yoksa * açık ara farkla daha memnun kalacaktır. kıyafetler üst ranzaya atılır, alt ranza ışığa karşı korunaklıdır. üst ranzadan düşen yorgan yüzünden uyku berbat olur hatta daha kötüsü üst ranzadan bireyin bizzat kendisi düşebilir.**
üst ranzada yatanın ise en büyük avantajı yatağın bitişiğindeki kıyafet dolabının üstünü komidin olarak kullanmaktır.