benim için o el sıkmalı sahnesi efsanedir. şöyle replikler geçmiştir:
fırtınada ağaçlar nasıl çatırdar bilir misin kardeş.
her insanın binbir maskesi altında da iki yüzü vardır,
her insan hem avcı hem kurbandır,
hem masum hem canavardır,
ne zaman geçer bilinmez birinden diğerine,
asıl meselesi insanın ne zaman masumdan canavara geçtiği değil;
ne olursa geçtiğidir
türk dizi tarihi'nin en baba karakteridir ramiz dayı,selma ile olan aşkı efsanedir.dayı'nın selmaya yazdığı mektup:
''Selma
Seni hep sevdim, dünyadaki her şeyden çok. Ama ben sana hiç yetişemedim. Önce Kenan vardı, ailem vardı, hapis vardı, kavgam vardı
Sen beni hep bekledin ama ben bir gün, bir gün bile doya doya, acıtırcasına, kalbimi boşaltırcasına sarılamadım sana.
Affet, affet...
Ben sana ancak bugün sarılıyorum benim biricik sevgilim.''
Kırk sene önce buraya bir adam indi. Elinde bir bavul, cebinde bir bıçak, o kadar.. Tek başınaydı. Koca dünya kulağına yapamazsın diyordu. Ona buradan giremezsin dediler, girdi. Ona burada kalamazsın
dediler, kaldı. Ona sen köyden bir fukarasın, sen tek başına bu halinle, bu koca dünyanın tepesine mi çıkacaksın, yapamazsın dediler. Yaptı...
Şimdilerde tuncel kurtiz denilince akla ilk gelen karakter. Ayrıca yine tuncel kurtiz sayesinde türk dizi tarihinin en baba karakterlerinden biri (belki de en babası) olmuştur.
-fırtınada ağaçlar nasıl çadırdar bilirmisin kardeş.
-bizim zamanımızda. delikanlı adam yapacağını sokak ortasında yapardı kardeş.
-bilemem kardeş meyvayı soymadan içinden ne çıkacağını bilemem.
zamanında sözleri ve ses tonu ile bizi bizden almıştır. dizi içerisinde şöyle bir konuşması vardır.
Gerçekleri saklayarak ulaşabilirmisin gerçeğe anıların içinde aradığın insanı bulabilirmisin hiç yaşanmamış hayata gerçek gibi tutunabilirmisin orada olmayan birinin seni hala koruduğuna inanabilirmisin gerçeğin o kadar çok yüzü var ki senin gördüğüne inanabilirmisin...