uche'ye baba diyen fenerli bir kişidir.esra ceyhan'ın programına katıldığında herkesi yarmış insandır.ayşe özgün'ün yemeğinden taddıktan sonra "eaahh yemem ben bunu çok tuzlu" diyip bırakmıştır.
hisar taraflarında oturduğunu düşündüğüm insandır kendileri.
her salı yaptığımız halı saha maçlarına gelip, üzerinde galatasaray forması bulunan arkadaşlarımıza tehditler savurur. deli olduğu iddaa edilir, lakin bir delinin,
"seni öldürürüm lan gs formalı, nasıl olsa elimde rapor var, içeri de girmem" demesi mümkün müdür??
gerçi şu an, doktorlar ve hukukçulardan oluşan bir heyhet bu konuyu tartışıyorlar.
bir sonuc çıkarsa bildiririm.
zamanın galasaray teknik direktörü graeme souness'ın saracoğlu stadına bayrak dikmesini
kendine yediremeyip bir dahaki galatasaray - fenerbahçe maçından 1 gün önce ali sami yen stadına kaçak girip reklam panolarının arasında yatan, maça dalıp orta sahaya küçük bir fenerbahçe bayrağı diken fenerbahçe amigosu...stadta nası yaşadığını soranlara 'çekirdek yedim, su içtim' şeklinde cevap veren, son zamanlarda halı saha maçlarımıza dadanıp kenardan 'ben deliyim ulan kapı gibi raporum var, kesicem kulaklarınızı' şeklinde tehditler savuran insanımsı...
En son Rafet El Romanla çok renkli bir polemiğe giren onun öncesinde en son gece haberlerinde Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesinde çıkan yangında kameralara röportaj verirken tanık olduğum,,ucheye aşık olan tek rakibi ebru gündeş olan deli bir vatandaş (bkz: uche istesin direk veririm)
geçen hafta perşembe günü. acilen kadıköy'e gitmem gerekiyor. neyse otobüsteyim. hani belediyeyi geçince hasanpaşa-kadıköy ayrımı var ya, işte soldan kadıköy'e gidiyorsun. oradan devam edince tren yolunun altından geçiyorsun. neyse lan öyle bir yolda bir baktık polisler var. otobüs indirdi herkesi. şüpheli paket falan varmış meğersem yol üstünde. yolu kapamışlar, polisler millete yaklaşmayın diye bağırıyor. ben de "hasktr geç kalıyorum ya" diyerek hızla yürümeye başlıyorum boğaya doğru. tam ordayken arkadan birisi "birader bir baksana sende bombacı tipi var" diye bağırdı. sakal sahibi ve saçlarım da bonus kıvamında olduğu için direk üzerime alındım ve "ulan şimdi polis tutar beni saatlerce, sıçtık" diye düşünürken arkamı döndüm ve bana "eheheheh ne adamsın lan" diye gülen rambo'yu gördüm.
böyle de güzel bir adamdır. kendisini her zaman o silahın çalındığı yerin ordaki polislerle beraber oturup çay kahve içerken görüyordum zaten. direk aklıma da orası geldi.
ha, akıl hastanesinde yatıyor olmalıydı denmiş de bu rambo'nun hastaneden kaçıp odasına "fener maçına gittim, dönücem" diyerekten de bir not bıraktığını hatırlatalım.
rambo okan, mp5 çalma olayıyla ilgili basın mensuplarına yaptığı açıklama ile yine yarmış geçirmiştir.*
--spoiler--
"Silahı çalmadım, buldum. Fenerium'a girip Aziz Yıldırım'ı protesto edecektim. Çalışan personeli çıkartıp kendimi rehin alacaktım. Amacım Aziz Yıldırım'a gönderme yapmak. Aziz Yıldırım'ı istemiyorum. Ali Koç Fenerbahçe'nin başkanı olana kadar Fenerbahçeliliğimi dondurdum."
--spoiler--