yıllar yıllar öncesi dayanan bir hikaye..
anne baba çocuklarını severler. hep onlar için iyisi olsun isteyen anne babalar ramazan ayında 11 yaşındaki çocuklarını kobay olarak görmeye başlarlar. böyle severler onu. 'kobay gel oğlum. gel kobaycım. tut bakalım bugün orucu akşam sana çikolata..
saat : 3.10
a : kalk annecim. hadi kalk bakalım. benim oğlum oruç mu tutacakmış?
ç : ya anne ya ben kalkmıyım hiç yemeden tutarım ben.
a : olur mu annem şimdi kalkmazsan çok acıkırsın hem börek yaptım.
ç : neli börek?
b : bırak ya yatsın. kalkmıyorsa kalkmasın.
ç : anne bu babam böyle yapıyor ya hiç tutamam ben oruç o zaman ya.
rüyalar içerisinde böreğini yer ve uyur.
saat : 6.15
çok susamış olan çocuk yatakta biraz düşündükten sonra 2 dakika sonra yatağından ayrılır ve öyle bi su içmeye başlar ki sürahiyi kafaya dikerek gözler bu arada gelebilecek anne baba korkusu ile sağa sola bakar. korku endişe içinde içilen su öyle bi rahatlatır ki çocuğu artık oruç tutacak kıvama gelir ve uyur.
kalktığında ilgi alaka artar tabi çocuğa sürekli aslan oğlum kaplan oğlum. akşama ne yapıyım ne istiyorsun şundan mı yapayım bundan mı yapayımlar uçuşur evde.
akşam markete giden çocuk vicdan azabıyla yolda tanışır. ama arkadaş olurlar ramazan boyunca hem vicdanla hem sabah dolu olan sürahiyle..