Yaklaşan Ramazan ayıyla beraber, toplumumuzun büyük kesiminin dışında kalan azınlığa, o büyük kesimin kimilerince tekrar yapılacak olan gerginlik.
Her yıl perdiyodik bir şekilde Ramazan ayında birileri gayet düzgün biçimde dini vecibelerini yerine getirirken ve kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazken; öte yanda birilerinin huzurunu bozmakla görevlendirildiğini zanneden uyumsuz bir güruhun varlığından bahsetmek hiç de zor olmasa gerek. Kendi orucunu sorgulamayıp, başka hayatlara müdahaleyi görev edinen bu tipler, insanları hak etmemiş oldukları saygıya zorlamaya çalışmaktadır. Şöyle ki; olayın lâiklik şu bu yönlerini es geçelim. inancı gereği Ramazan ayında oruç vb. vecibelerini gerçekleştirdiğini iddia eden bazı kesimler, nedensiz bir şekilde oruç tutmayanlara karşı hem hor gözle bakmakta hem de bu hayatlara dil uzatmaktadır. Oruç tutmayan birini kimi zaman kendi kafasında tasarladıklarıyla, kimi zamansa dillendirip eyleme dökme biçimiyle eleştirmekte hatta haddine düşmeyen ithamlarda bulunmaktadır. Bu gerçeğin olmadığını da kimsenin inkar etmemesi gerekiyor. Onun Kimseyi ilgilendirmeyen orucu toplumda genel-geçer bir yapı arz ederken, tutmayanın her hareketi göze batmakta nedense. Yani " oruç tutmadan önce bana mı sordun" diye de eklenebilir. Tabii ki insanlara birşeyleri gıcıklığına yaparsanız bu etik olarak aykırıdır. ama normal hayatların akışına müdaha niyedir? Bunu gerek üniversitelerden gerekse toplum içerisinde çeşitli iletişimlerden sezebilmek mümkün. A okulun a fakültesinde a kantinin a masasında herhangi bir şekilde yemeğini her zaman yiyen birinin, bunu Ramazan'da uygulaması ne gibi bir gariplik doğurabilir? Ya da aynı şekilde bir çay bahçesinde her zamanki çayını içen bir kimsenin? Asıl gariplik yemek yenilen bir yere oruç tutanın gelmesi değil midir? Bu kimi zaman eleştirmekten çok açık açık tepkiye de dönüştürülebiliyor. Yani söz konusu oruç tutmayan kişi gündelik hayatına devam ederken bir başkası orda yememesi gerektiğini söylüyor; hem de son derece yalınkat bir gözlükle. maalesef ülkemizde insanlar, oruç tutmayanın bu yaptığını kötüye hatta ahlaksızlığa vuruyor ve ister istemez bazı yanıtlanması gereken sorular doğuyor:
1)Oruç nedir, amacı nedir?
2)Amaç gerçekten kavranmışsa başka hayatlara müdahale niyedir?
3)Allah'a olan bağlılık gereği tutulduğu söylenen oruç için, sosyal çevre şartları niçin düzenlenmekte?
4)Sen bana orada o gün kendin oruçlu olduğun için yemek yedirmeyeceksen, Türkçesi dayanamayacaksan orucu niye tutarsın?
5)Nefs nedir? Ramazan'da ne anlam taşır?
6)Sen kendi inancın gereği oruç tutuyor isen ve ben de kendi inancım gereği tutmuyor isem burada garip olan ne ?
7)Hangi hakla, oruçlu ağızla ve düşünceyle insanlara yaftalamalarda bulunuluyor?
nedense herkesin din üzerine çok bilgiç bir biçimde ahkam kesmesi; hem dinin ilerleyebilmesini hem de sosyal çatışmaları arttırmaktadır. Herkesin işine geldiğini yaptığı bir ortamda, gerileme de kaçınılmazdır.
ilk etapta köyden getirtilen yavaş mı yavaş bir eşeği suya göndermek, sonra yine dağ köylerinden birinden kalın mı kalın ıslak bir meşe odunu ayarlamak, sonra işlek bir meydana maktülü götürmek, sonra da eşek sudan gelinceye kadar önce ıslatıp ıslatıp dövmek, kesmedi mi? hemen bir yerlerden zeytinyağı bulup buluşturun, pahalı mı geldi? en yakın oto tamircisine müracaat ederekten, motor yağı ayarlayın, sonra mı? tamam orası kolay ! oruç tutmayan adi ateisti iyice yağlayın, sonra çevreden toplanan linç kültürüne merak salmış güruhla beraber süper bir meydan dayağı atın, sakın acımayın ha, ne de olsa o bizden değil, farklı ya, merak etmeyin yöre halkı da sizin için elini "kafire" atacaktır, ne de olsa hayırlı bir iş bu, böyle bir şeye herkes yardım eder !
bir şey yapıldığına çok şükür bu bünye henüz şahit olmasa da, pek çok şey sorulur/söylenir elbet.
"neden oruç tutmuyorsun?"
"bir sağlık problemin mi var?"
"müslüman mısın?"
şimdi bu soruları azıcık bön ama iyi kötü tanışıklığınızın olduğu kişiler sorar. tanımadığınız bazı salaklardansa, "bu kancıklarda müslüman geçiniyor", "sokak ortasında ramazan ayında yenir/içilir mi ne ayıp" tarzı iğrenç laflar yiyebilirsiniz, şayet o sırada bir şey yer/çiğner/içer iseniz.
bildiğin ibneliktir. zira üzgünüm ama herkesin inancı kendine, mutlu mesut hoşgörülü bir insan olacaksan kendi işine bakacaksın. amerikalılar ne demiş, mind your own business.
eğer dinibütün bir müslümansan sadece kendine bakacaksın. başkalarına laf etmeyeceksin. şimdi neden böyle şeyler dedim. anlatayım.
dün yürürken bir sigara yaktım, malumunuz üniversiteler açılıyor stresliyiz. günler geçmek bilmiyor. yolda hıyarın teki, "ramazanda sigara içiyor amına kodumun çocugu" dedi bana sessizce ama duyacagımı bilerek. "bir şey mi var birader?" dedim pis pis baktı bir şey demedi. ışıklardan geçene kadar bakıştık. çok güzel bir "ananı s.kerim" bakışı attım. bir şey diyemedi p.zevenk.
yani demem o ki herkesin orucu kendine. bu da böyle biline.