psikolojik bir şey olsa gerek havada solumaya başlarım iki üç gün önceden. o iftar öncesi akşam kokusu bu akşamdan geldi yine burnuma. kalbe şifa olur inşallah.
arapçadaki kısıtlama ve bazı harf yoksunluğundan dolayı ramadan diye okunan ve kutsal üç aylardan biri kabul edilen ramazan ayı, dinin üyelerine tanrı (allah) için (bakın burası önemli, allah için yapılan bir tapınım bu, fakirleri anlamak, açlık ile terbiye olmak ikinci sırada) belli başlı tabansal gereksinimlerden uzak durmasını istediği bir prosestir.
O degilde bu Corona önlemleri daha en az 6 ay sürer diyolar bide üzerine ramazan gelirse, zaten müslüman ulkelerde insanlar ramazan da agresifleşiyor bide ustune Corona yasakları gelince görmeyin cümbüşü. Bu yıl cok özel olmaya aday ay gercegidir. (3hafta sonra başliyormuş bu arada)
Bu sene buruk ve bir garip geçecek biz müslümanlar için manevi ve kutsal değeri yüksek olan ay. Ne kadar dinibütün, dindar bir insan olmasam da camiilerde teravih namazlarının kılınmayışı, insanların evlerinde tekrardan umutlu günlerinin hayallerini kurarken bir de açlık çekmeleri , umutsuzluğun verdiği hisle açılacak iftarların , gidilemeyecek işlerin ve okulların, görülemeyecek arkadaşların ve dostların , ailenin gibi gibi etkenlerin beni de derin bir hüzne gark edeceği aşikar olan yalnız tüm bu burukluğa ve karamsarlığa karşın iftar vakti göğe doğru yükselen çatal bıçak sesleriyle, çay kaşığı seslerinin içimde, içimizde umut tohumları da yeşertebileceği ayımız. Sultanımız...
Sabah düşünüyordum malum camilerde şu an cemaat yapılmadığı için teravih namazını evde tek mi kılsam diye. Ama nefsime çok ağır gelmişti. Fakat gece olunca öyle rahat kıldım ki resmen şeytanların zincire bağlandığı hakikatini idrak ettim. Şeytanın varlığına ve Allah’ın rahmetinden dolayı Allah’ın varlığına delil buldum. Tabi görene, hissedene...