aslında bu ramazan değil de geçen ramazanda başıma gelmiş ve beraber gördüğümüz arkadaşlarımla biz müslüman, biz ahlak timsali insanları harekete geçiremeden dumur eden, tövbe estağfurullah nidalarıyla oradan ayrılmamızı sağlayan kadın.
geçen ramazan yine oruç tutuyorum teraviye falan gidiyorum. takılıyoruz cemaatten arkadaşlarla şevket abinin lokalde. eğleniyoruz kısaca. neyse o gün günlerden salı mıydı pazar mı emin değilim. çünkü ben o sıralar günleri takip edemiyordum. unutuyordum sık sık. casio saatim vardı ondan bakıyordum sunday, monday, thursday falan yazıyor. tabii ingilizceyi söktüm şimdi çatır çatır ingilizce konuşuyorum, yahut argo ve hiç hazzetmediğim kadarıyla 'turist hoplatabilecek kadar' ingilizce biliyorum diyeyim.. he bunu da örnek vermek adına söyledim ayrıca. yoksa ahlaksız harflerin hece olup cümleye aktığı yerleri de kangren olmuş yerlerinizi kestiğim gibi keserim ben!
hülasa, bir arkadaşım o sıralar mübarek iftarı beraber açalım. hem de o hüsn-ü cemalinden akan nurdan tadalım ya üstad diye ısrarcı bir teklif yapmıştı. peki diyerek kabul eylemiştim bu teklifi ben de. geri çevirmek olmaz teklifi. neyse ertesi sabah, yani karizmatik arkadaşlarımla buluşacağım günün sabahı tatlı bir telaş içerisindeydim. iftarı iple çekiyordum, belki sigarasızlıktan da olabilir ama. yalan olmasın burda biz bizeyiz.
yahu ne kadar saçma kırk yılda bir dışarı çıkmışız. aklımıza acayip fikirler geliyor. yok tek'te mi yesek yemeğimizi. ulan dürzü patso ile oruç mu açacağım ben? gerçi arkadaşa belli etmedim bunu. kendisi gerçekten çok karizmatik ve güçlü kuvvetli izbandut gibiydi. allah muhafaza tersleşsek, kavga falan çıksa bana her haltı yapabilirdi yani. ben ise çelimsizim arkadaşlar, bol bol pekmez falan yediriyor valideciğim ama nafile. anemi falan da var bende galiba. neyse gidek madem eve dışarda da yenmez nasıl yaptıklarını bilmiyoruz. laik garsona falan denk geliriz de, yemeğimize tükürür piç dedik. yani her şey aklına geliyor insanın.
hem daha iftara vardı yahu. canımız da sıkılıyordu arkadaşla. gel dedim bir oyun oynayalım senle diyerek pes kafeye gittik. ordan da evine geçecek oraya yemek söyleyip yiyecektik. oyunumuzu falan oynadık derken zaman yaklaştı. hemen yemekleri söyledi arkadaşım eve gitmeden yemekler gelsin diye. biz de pide kuyruğuna girelim, sıcak sıcak pidelerimizi yerken kalbimiz de o şekilde yansın dedik espri mahiyetinde.
hemen melek yüzlü arkadaşımla el ele tutuşarak ilahilar eşliğinde fırına geldik ve sıraya girdik. o sırada bir kadın ilişti gözümüze. allah allah ne ola lan bu dedim.
arkadaşım; 'vay kahpe sütyen giymemiş galiba oha meme ucları gözüküyor bakma' diyerek gözlerimi kapatmaya yeltendi. hemen ellerini indirerek sen ne bakıyon peki ayıp değil mi bende bakıcam ya deyip gözlemlemeye başladım. vay arkadaş ya gerçekten sütyensizdi. hem de pide kuyruğuna girmiş ve hem de bizden öndeydi. hay böyle kadere ya hem bizden önde hem de sütyensiz ve saçları falan boyalı dedim.
ya fesuphanallah böyle iş olmaz güzel kardeşim derken arkamdaki che tişörtlü hallerinden üniversite öğrencisi belli olan gençlerden biri arkadaşına dönerek;
'oha karıya bak buna otuz beş posta giderim ben' dedi.
vay anasını be hakikaten dünyanın çivisi çıkmış kanka. boşver gidelim biz pide yemeyiz bu akşam. aç acınayız ama napak heğri dedi ve birbirimizi onaylarcasına gülümseyerek müthiş sesimle ilahi söyleyerek arkadaşıma gitmeye karar verdik. ayrılırken
hayyğhhk pughk sizin iftarınıza. sizin tuttuğunuz oruç kabul olmaz olm boşuna beklemeyin. siktirin gidin zaten pide 1.5 lira. hem de boşuna para veriyonuz, hem de boşa aç kalıyonuz dedim.
hadi ben söyledim bunu da benden önce kimse söylemedi mi? hiç bir müslüman çıkıp demedi mi? kezzapla bacağını falan yakmadılar mı? odun zopasıyla kafasını kırardım yani o kadar sinirliyim. uyanın ey ümmet-i alem din elden gidiyor!