Diyarbakır ulu camii etrafında Allah'ı ve islamı insanlara anlatan bir zat kendisi. Dış görünüşü modern dünyaya meydan okuyacak şekilde farklı, iç alemi ise bambaşka...
Maalesef Allah'ı anlatmasından rahatsız olanlar yalan beyanda bulunmuşlar kendisi hakkında. Şimdi tımarhanede.
Konuşmasını önyargısız bir şekilde dinlediğiniz vakit ne kadar bilgili biri olduğunu fark ediyorsunuz.
"Davanın sonucuna tepki gösterip deli olmadığını söyleyen Böçkün, Bölge Mahkemesine itiraz etti. itirazı reddedilen Böçkün, polisler tarafından alınarak Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi Psikiyatri Bölümünde yatırıldı."
Birinin şikayeti üzerine akıl hastanesine yatırılmış olan kişi. Birkaç videosunu izledim gayet aklı başında konuşuyor. Neye dayanarak deli raporu veriyorlar bu adama. Böyle şikayet üzerine akıl hastanesine atılıyorsa bu adamdan daha delilerini tanıyorum onlarıda kapatsınlar.
Diyarbakır’ın meşhurlarından Rahmetli meheme gibi kendisini de uzun uzun dinleme fırsatı buldum. Zaten kendisi mehmet hocanın tam zıddıydı. Ne zaman canım sıkılsa gülmek için mehmet hocanın yanına, ne zaman da çok gülsem ulan başımıza bi iş gelecek az dengelemek lazım diye ramazan hocanın yanına gider uzaktan dinlerdim.
Adam Diyarbakır’ın ortasında kimisi Apo’yu rabb bellemiş ona tapıyor ziyandadır diyor. Yöresel şivesiyle çoğu akademisyen ilahiyatçıdan daha anlaşılır ve daha tatlı konuşuyor. Zannımca bölücü örgüt yanlısı yol yordam bilen kimseler kendisini usulünce şikayet etti ve maalesef başarılı da oldular. Umarım en kısa zamanda tekrar özgürlüğüne kavuşup Diyarbakır’a renk katmaya devam eder.
akşam -yer 6- mülâkatını dinledim (daha önceleri kısa videolarına denk gelmiş idim), iyi ki dinlemişim? Kur'an üzerinden konuşuyor, -sıkça- hz. Ali, Said nursi ve (arada) -iranlı- ("dine karşı din" kitabı ile meşhur?) dr. Ali şeriati'ye atıfta bulunuyor. birde dikkatimi celbeden şu ki; "Said Nursi'ye atfedilen "bediüzzaman" mahlasına "el-Bedi" Allah (Azim eş-Şan)'ın sıfatlarındandır, -alim de olsa- yaratılmış biri için kullanılamaz, şirktir" deyu itiraz ederek, yetkinliğini isbat etti?
imdi ilim iki kısma ayrılır, "kesbi(kulun gayreti ile) ve vehbi(Allah'ın kuluna bahşetmesi ile?)"
kanaatimiz odur ki (bu zat da tezahür eden?), -her ne kadar kendi gayreti olsa da- "vehbi(Allah'ın bahşettiği)" bir ilimdir? indi ilahiden gelen başımız - gözümüz - gönlümüz üzredir, "dahilek" Ramazan hocam, dahilek!.
-ciddi manada- "ilm'ü cedel müntesibi(mücadeleci), imamete-delil ve velayet" yolunun yolcusudur?
Ne delisi? bu adam deli ise, memlekette "akıllı -namına- adam kalmamış?" addedilir!.
şöyle bir "gök kapılarına" yapışalım, "şarlatan-sahtekâr kim imiş" görelim?
"Allâhu ekberu kebirâ, vel hamdülillâhi kesirâ, ve sallallâhü âlâ seyyidinâ Muhammed ve âlâ âlihi ve sahbihi ve selleme teslimen kesiran - kesirâ"
Bu ismin bir insan için kullanılması doğru olmaz. Keza Kuddûs ismi “Takdis edilen, mukaddes olan.” demektir ki, insanın böyle olamayacağı aşikârdır. Allah'ın bazı isimleri ise zatına has olmayıp, mecazen insanlar için de kullanılabilir.
kaynak: sorularlarisale.com
