Sahuru beklerken anlatılan ve kalpleri ısıtan dini hikayelerdir.
Hz. Musa bir gün dağlarda dolaşırken Allah'a dua eden bir çobana rastlar.
Ona yaklaşır ve duasını dinlemeye başlar.
Çoban:
+ Allah'ım seni ne kadar severim, bir bilsen!
Senin için sürümdeki en yağlı koyunu keseyim, sana kavurmasını yapayım.
Sen dile ayaklarını yıkayım, saçlarını tarayım, süt ikram edeyim...
Bu sözleri duyan hz. Musa, çobana yaklaşır ve ona bu lafları kime söylediği sorar.
Çoban; rabbim ile konuşuyorum. diye yanıt verir.
Ardından hz. Musa çok sinirlenir ve ona bağırıp:
+ sen kafir olmuşun. Allah'ın ayağı mı var yıkayacaksın? Süt mü içer? ikram edeceksin? Saçımı var? tarayacaksın!!!
Çabuk tövbe et! der.
Çoban üzülür ve tamam der.
Ertesi gün hz. Musa, rabbin huzuruna çıkınca yüce Allah ona sorar:
+ ey Musa neden kulum ile Aramıza girdin? O garip çobanı azarladın! Halbuki biz ondan razıydık.
O inancında samimiydi.
Biz kelimelere bakmayız, niyete bakarız...
Eğer kelimelere baksaydık yeryüzünde insan kalmazdı.
Bu ikazdan sonra hz. Musa hemen çobanı bulmaya gider.
+ ey çoban kardeş ben hatalıydım. Beni affet.
Sen en iyisi bildiğin gibi dua et.
Çünkü bu, Yüce Allah'ın katında daha kıymetlidir.
Yüce Allah nefsi yarattığında ona sormuş.
+ ey nefis söyle bakalım. Sen kimsin? Ben kimim?
- sen sensin, bende benim.
Bunun üzerine Allah nefsi cehenneme göndermiş. 1000 yıl sonra çıkarmış ve yanına çağırıp tekrar aynı soruyu sormuş. Nefis yine:
+ sen sensin bende benim... Demiş.
Bunun üzerine Allah, bu nefsi yine cehenneme göndermiş.
1000 yıl sonra yine aynı soruyu sormuş ve aynı cevabı almış.
Yüce Allah bu sefer nefse 3 (üç) gün aç kalma cezası vermiş.
Üç gün sonra nefis oldukça yorgun ve bitkin bir haldeymiş:
+ eyy nefis söyle bakalım sen kimsin? Ben kimim?
- sen alemlerin rabbi yüce Allah'sın.
Ben ise aciz bir nefsim.
iftarı yaptığımıza göre hemen kısa bir tane anlattığım hikayedir.
Bir gün Hz. Musa'ya ümmeti sormuş:
+ Yaa Musa rabbimiz hiç uyur mu acaba? Yanına gittiğin zaman sorar mısın bunu? Merak ediyoruz..
Hz. Musa' da yüce Allah'ın yanına çıkınca sormuş:
+ yüce rabbim, siz hiç uyur musunuz? Ben değil, ümmetim merak ediyormuş.
Bunun üzerine cenab-ı Allah; Musa'ya eline iki tane çömlek almasını söyleyip, bütün gece beklemesini emretmiş.
Beklerken çok uykusu gelen Musa elindeki çömlekleri düşürmüş ve kırmış.
Sonra yüce Allah:
+ ey Musa eğer ben uyusaydım, yerler ve gökler o cisimler gibi param parça olurdu.
Hz. Musa'da kavminin yanına gidince:
"başlarım sizin soracağınız soruya" deyip onlara kızmış..
Vakti zamanında bir öğrenci evinde iftar yapılacakmış. Fakat yiyecek bir dilim ekmek bile yokmuş.
Öğrenciler su ile oruç açmaya hazırlanırken kapı çalmış. Gizemli Bir adam elindeki büyük tencereyi uzatmış. içinde kuzu etli pilav varmış. Şöyle demiş:
"Ben sizin üst komşu, daireyi satın aldım ve yeni taşındım.
Bu yemekte iftar hediyem olsun."
Öğrenciler çok sevinmiş. Afiyetle oruç açmışlar. Ertesi günde üst komşularını ziyarete gitmişler.
Kapıyı yaşlı bir adam açmış. Ne tenceresi, ne pilavı demiş?
Sonra öğrenciler durumu anlatmış. Yaşlı adam da şöyle cevap vermiş.
Çocuklar Anlaşılan sizi;
hz. Hızır ziyaret etmiş...
Allahın izniyle Yaklaşık 1.5 ay sonra anlatmaya başlayacağım hikayelerdir.
Ramazan geceleri sözlükte harika bir enerji oluyor. Kardeş kardeş çok güzel paylaşımlar yapılıyor.
Yine geliyor 11 ayın sultanı...