eski münir özkul ve adile naşit'in filmlerinde, mutsuz anlarda çalınan arka fonda davul olan bir müzik. hatırlarsınız. gecenin bu vakti ona benzer sesler duydum. 'emen ellehem' dedim. ne felaketler gelecek başıma. bir baktım davulcuymuş.
aklıma o filmlerden sahneler geldi. sanki kamera tüm aile bireylerinin yüzlerini yakın çekim yapıyor, bir yandan evimiz yıkılıyordu. gözüm karardı. 'emen ellehem' dedim.
gözlerim kapanınca sanki biri beni arabaya sokuyor, erkek kardeşim beni kurtarmaya çalışırken arabanın altında kalıyor ve felç oluyor, büyük abim beni kurtarmaya geldiğinde 3 tane kurşun yiyordu. kötü adamlar babama evimizi sattırmaya çalışıyor, satmayınca ahırı yakıyorlardı. 'bu ne lan' diyip gözlerimi açtım. saat gecenin üçüydü.
'beni bu halde kim arabaya sokar lan' diye düşündüm. rahatlamıştım.
bütün bunlara sebep olan o davulcuydu. neden o müziği çalıyordu? pencereyi açtım aşağıdaki yoldan mutsuz bir biçimde geçiyordu.
evet dedim. o an bir ışık gördüm. anlamıştım.
yıllar yılı beni evde tek yakalayan, korkudan televizyonu kapatıp arka odaya kaçan, bahşiş vermeyen benim için bu bir ders olmuştu.
kumbarama baktım, bakıştık.
içinde bir hafta sonra beni sevgilime götürecek olan para duruyordu.
davulcuya baktım. çoktan karanlıkta o acılı melodisiyle kaybolmuştu.
geride elimde üzerinde şeker kız candy olan pembe kumbaram ve ben
kalmıştık.
içimde derin bir acı.
'n'olur n'olmaz dikkatli olayım lan arabaya sokuverirler adamı valla' diye düşündüm. ve yatağıma yattım.
kafamda hala o müzik vardı.
dı rıı dırıı dı dırı dırı dııı
edit: bir sebebi yok canım editlemek çekti. canım sıkılıyor da.