insanı uykuya dalmak için çaba sarfettiği sıcacık yatağından alıp benliğini doldurmak suretiyle gecenin bu saatinde sözlük başına getirerek entry girdirten istek.
hayır anlayamıyorum, neden ısrarla çılgınca beş sefer geçiyorlar şu mahalleden yahu? milletin kolunda saati var, cep telefonunun alarmı var, bilmemnesi var. hadi geleneği yaşatıyorsunuz; bir kere çal iki dakika, geç değil mi?
yok efendim; ille beynimizin içi tokmaklanacak!
aklıma biryerlerde okuduğum şu mizansen geldi. fransa'dan yabancı konuğu gelmiş biri yazmıştı. ramazan günü, adam ertesi sabah uyanıyor ve tedirginlik içinde sabaha karşı yaşadığı deneyimi anlatıyor. güneş doğmadan adamın biri mahallenin ortasında bangır bangır elindeki davulu çalıyor. bizim gavur da şaşırmış, deli sanmış adamı; tedirgin olmuş. bu açıdan bakınca, orucu sahuru daha önce duymamış biri için gerçekten de çok acaip birşey değil mi davulcunun sabaha karşı şehrin ortasında kendini yırtarak davul çalması? ve en ufak bir rahatsızlık anında celallenen türk insanı için kavga gerekçesi olmaz mıydı böyle birşey, eğer ki orucu bilmeseydi?
bu aralar her gün sabaha karşı duyduğum istek. eski adet anladık ama uyandırmacasına vuruyorlar valla.*... hastası var ustası var bebeği var yaşlısı var. dimi efendim?
ayın başında ve sonunda bahşiş almayı bir gelenek haline getiren adamların birde yüzsüz şekilde paramızı vereceksiniz demesi üzerine vuku bulan bulması gereken olaydır. ki komşumuz saolsun hakkından gelmiş davulu başlarında yırtmıştır. mafyaya para ver denir mi be *