gece sessizliği ile alakası olmayan, küçüklükten kalma bir çeşit korku olabilir. her davulcudan korkulmaz. korkulan davulcu, davulu çalış usulü ile diğer davulculardan ayrılır. o derece korkulur ki, korkan ufaklığa aile bireyleri tarafından camdan davulcu gösterilse de işe yaramaz.
yıllar geçer, kişi büyür, davulcuya bir mektup yazar:
"çılgın müzik adamımız, mahallemizin tek kişilik orkestrası yusuf abi..
abi bilmeni istiyorum ki, ramazan ayı haricinde bile, bu mevzu her açıldığında ürperiyorum. olayın seninle uzaktan yakından alakası inanki yok. bu tamamen benim kendi içimde yaşadıgım bir durum. aslında davulun sesi uzaktan hoş bile geliyor lakin çocukluktan beri bu böyle, tek deli ben miyim bunu da bilmiyorum. gözlerinden öpüyorum abi.."
sahura yakın saatlerde slayer dinleme sebebidir. eğer uyuya kalınmışsa ve davulcu amcanın önce uzaktan sonra gitgide yaklaşan davul sesi duyulmaya başlandıysa kişi için kıyamet alametlerindendir. küçüklükten gelen bir korku olabilmesiyle beraber yine küçükken okunan bir neyzen tevfik hikayesi de buna sebep olabilir.