çalar saatin icadı ve her evde bulunmasıyla gereksizleşen mesleğe üye kişilerdir. gereksizlikten de öte, işkenceye dönüşen, mübarek gün demeden davulun tokmağıyla dövülesi meslek erbabıdır.
ama o adet gelenek göreneklerdeki kişi, bu kişi ile aynı kişi mi gerçekten sorusunu sormak gerek. o adetlerdeki de bu kadar suratsız tipler miydi acaba. o adetlerdekiler "bu sene ben toplicam ulan" şeklinde kavga ediyorlar mıydı ramazan öncesi aralarında.
o geleneklerde anlatılanlar ile şimdikilerini aynı kefeye koymak; o koruduğumuz adetlere biraz ters.
acaba kaç kişi "ulan şu tipe bak para vermesem sorun çıkartır mı acaba" diye içinden geçiriyor kapısının önünde davulcuyu gördüğünde ?
acaba kaç davulcu evine girerken "yarrabbim şükürler olsun mahalleliyi bugün de uyandırdım" diyerek giriyor ?
gelenek yaşatıyorum derken kaçımız bir geleneğin canına okuyor bu da ayrı bir soru.
"dandıradan dandıradan" diye geçti gitti; yarın iş yok diye bu gece bu saatte ayakta olduğumdan duydum; yoksa kimse uyanmaz o sesle.
"mani"lerden bahsedilirdi hikayelerde; ben uzun yıllardır mani de duymadım.
gelenek falan filan iyi güzel de; bilmeyene ve bilmediği halde uygulayan öküzlere not: gelenek içinde belli bir naiflik barındırır, hoşluk taşır, insanda merak uyandırır ne bileyim ya en kötü ihtimalle şöyle inceden bi gülümsetir ulan!!!
ben anasına avradına sövmek isteyip de herifler ekmek parası kazanıyo köpekten kaçıyo filan diyip kesiyorum sesimi her ramazan. iyi de arkadaş her ramazan hep aynı şey.
önce sesler: zambada zambada zambada; cuiiiyy cuuiiyyy; heeeeuuuuuuuuuuuuuu
açıklamalar: davulcu; araba alarmları; başıboş köpekler.
bi de her ramazan balkona çıkıp izliyorum sözüm ona davulcular sanki tabakhaneye bok yetiştiriyolar. bir davulcu yanında iki tane boş eleman nereye koştukları belli değil. bu mudur ramazanda davulculuk şuanda budur işte.
hem ayrıca tamam dini vecibesini yerine getirmek isteyen oruç tutar ama istemeyen yada zorunda olmayanın ne günahı kusuru var lan!
hastası olan yok mu bebeği olan yok mu hamile olup da uykusuzluktan geberen yok mu.
çalar saati var telefonu var uyandırma servisi var falanı var filanı var ulan!
bunca içimizi döktük şimdi anlamayan iki öküz de çıkar bu saatte der ki; yamazanda oyuç tutuyo millet taamm mı, onlaya bişey diyemezsin vik vik vik...
şimdiden editsiz not: geleneğe göreneğe lafım yok hele ramazana yada orucunu tutana hiç yok. lafım her şeyin içini boşaltan ve çıkıp da -halk böyle istiyo- diyen hesapta halk yalakası dallama yalamalara.
ne dolmuşum be.
çalar saat ve cep telefonlarından sonra revaçtan düşen mevsimlik işçidir.
tekdüze ve manisiz davul sesi ile artık sadece bi gürültü haline dönüşmüştür.
1-yan binadaki yaşlı kadının bir gece dayanamayıp "allah belanı versin davulcuuuu" diye bağırırken kendini neredeyse balkondan atmasına sebep verecek olan geçici meslek erbabı.
2-köşe başını mesken tutmuş sarhoş dayının, yolunu keserek "çaalll bakalımm oynujammm" diyerek meşgul ettiği talihsiz kişi.
önceleri güzel: güm pete güm pete güm pete güm güm
sonraları işkence: gümgümgümgümgümgümgümgümgümgüm (bu kısır döngü ne oluyor anlayamadım bir türlü, insan yatakta ters dönüyor ulan noluyoruz diye.. sonuç: geçici bilinç kaybı)
günümüzde pek bir işlevi olmayan birey kişisidir, zira insanlar saatini telefonunu zartını zurtunu kurup rahatlıkla kalkıyorlar. ama yine de hoş ve devam ettirilmesi gereken bir ramazan geleneğidir zannımca. ramazanın renklerinden biridir çünkü. çocukken o davulcuyu izleyip heyecan ve sevinç içinde gülümserdim. bunu hatırlamak bile güzel.
ramazan boyunca hiç duymamanıza rağmen elinde davulla gelir kapınızın önüne dayanır, sizden para ister. "abi ben oruç tutmuyorum zaten, seni de hiç duymadım geceleri" deyip para vermeden kurtulayım diye düşünürsünüz amma velakin adettendir diye yine de parayı verirsiniz. sonra size ne dediğini anlamadığınız bir mani söyler gider.
adam gittikten sonra "len sahte davulcu falan olmasın bu" diye düşünülür fakat davulcu ve sizin 5 liranız çoktan gitmiştir bile. *