kimsenin skinde olmayacak insandır. keva$e ne lan ?
kim verdi o hakkı sana, öyle bi ithamda bulunma hakkını kim verdi ki sana böyle söyledin ?
evvela saygın olsun, mini etekli, çarpık bacaklı, dekolteli vs vs her ne haltsa artık. oruç tutan insan bilir ki, tutmayan ya müslüman değildir, ya bi takım rahatsızlığı vardır da tutmuyordur. bunların ötesinde kaldı ki bi müslüman tutup da içmeyen biri hakkında ileri geri konuşup, atıp, tutmaz.
ha eğer öyle bi durum söz konusuysa, şüphe edilir onun inanışından.
oruç insanın nefsini sınaması için emredilmiş bir ibadettir. o "kevaşe" dediğiniz oruç tutmayan insan sayesinde nefsinizi ne kadar bastırabildiğinizi öğrenmiş olursunuz. bir şeye de iyi yönünden bakın, insanların yaşam tarzları farklıdır saygı gösterin. lakin bazı yazar arkadaşlarımız nefsini hiç bastıramamış, su içen bir insana durduk yere iğrenç yakıştırmalar da yapabiliyor.
(bkz: yazıklar olsun)
dün itibariyle pazarda bizzat üzüm yemiş biri olarak, haklarını sonuna kadar savunacağım mini etekli ve çarpık bacaklı! hatundur. Kısa ve net ifadelerle konuyu girelim. Be kardeşim sen o orucu benim için mi tutuyorsun, bana mı yaranacaksın? sen o sigarayı içmezken ve elinde 40ar kiloluk domatesi tutarken bana mı sordun? beni burada bağlan şey nedir? sen kendi yaşantın gereği orucunu tutuyorsan ben de inancım gereği pazarda üzüm yiyorum, aksini açıkla bana? Mantıksız mı geldi, senin de oruç tutman bana mantıksız geldi ama ben sesimi çıkarıp seni yadırgıyor muyum?
Ayrıca oruç, özünde her türlü çeldiriciliğe karşı nefsi 1 ay boyunca isteklerden arındırmak ve uzak tutmak değil midir? herşey kendi döngüsünde ilerlerken sen bu şartlara nefsini boyun eğdirmediğin zaman orucun anlamını bulmuyor mu zaten? Eğer buna katılıyorsan sen çevredeki şartları niçin düzenliyorsun? Asıl yapman gereken ben kendi hayatımı normal bir şekilde devam ettirip orada üzüm yerken, söz konusu hatun da su içerken senin de beni gördüğünde dayanabilmen değil midir? dayanamayacaksan neden orucunu tutarsın ki? Nedir bu samimiyetsizlik? Biz samimi bir şekilde suyumuzu içiyor, üzümümüzü yiyorken sendeki bu kaypaklık da ne ola?
Ayrıca olay yalnızca hatunun su içmesi de değil sanırım. Çünkü hatunun mini etekli ve çarpık bacaklı olmasına da vurgu var. Yani iddia edilen kusur yalnızca su içmesi dwğil, aynı zamanda hatunun mini etekli olması.Alttan alta oruç tutmaya pek meyilli olmayan ve ayrımcılık yaratılacak olan insan profili dış görüntü yoluyla da çizilmek istenmiş. Algıda seçicilik midir yoksa körelmeye yüz tutmuş ama her an tomurcuğu nefretle patlamaya hazır nefsin abaza seçiciliği midir herşey ortada aslında...
hıristiyanların da benzeri ibadetleri var, belirli günlerde et yemiyorlar. Ama onların gözü önünde et yediğinizde size kevaşe yakıştırması yapmıyorlar, canları ne kadar et isterse istesin, bu bir ibadet özgürlüğü. Sana zorla al su iç demiyor kimse. Sen oruç tutuyorsun diye onun su içme özgürlüğünü de kısıtlamaya hakkın yok. Nerede, ne zaman isterse orada su içer. Eğer yeterli iradeye sahip değilseniz neden oruç tutuyorsunuz arkadaşım? Ha sen şimdi onun hakkında atıp tuttun ya, Allah kabul etsin senin ibadetini. Gelelim tanıma, "Her gün milyon tane insan, aç, parasız fakir fukarının önünde lokantalarda adanaları, beytileri, iskenderleri götürürken iyiydi. Şimdi tok açın halinden ne anlarmış görün bakalım." diyen kızdır.
birine durduk yere kevaşe yakıştırmasını yapmak daha büyük bir ahlaksızlık; daha büyük şerefsizlik; hatta bilhassa o kevaşelerden birinin çocuğu olmak demektir.
en az birilerine kızıp da, orucunu bozmayı düşünerek, allah için mi yoksa başka bir şey için mi oruç tuttuğunu bilmeyen veya unutmuş kişilerin, ramazan'da ne kadar oruç tutarsa tutsun alamayacağı sevabı, alamayacak kişidir. yani ikiside aynıdır; su içen kevase'de, oruç tuttuğu halde birilerine kızıp, orucunu bozan ve milletin içinde bir şeyler yemeyi düşünen kişi de. *
(bkz: bozarsan boz lan)
şimdi, oruç tutmaın sebebi nedir diye düşününce, benim aklıma aç insanın halinden anlamak, kendini terbiye etmek, sabretmeyi öğrenmek geliyor.
ramazan ayının dışında herhangi bir gün düşünelim.. sokakta yaşayan, her gününü aç geçiren, yiyecek içecek için tek bir kuruş para bulamayan ve açlıktan kıvranan bir çok insan var. yok mu yani? var, hem de çok..
o zamanlarda sokakta su içmek, her lokantada danalar gibi yemek yemek ayıp değil de, ramazan ayında mı oldu?
ayrıca hatırlatırım, o parasız, aç insan, ramazan ayında da ramazan ayının dışında herhangi bir zaman da elindeki poşetlerde kırk kiloluk kırmızı biber ve domates görmüyor, bu da cabasıdır.
insanları yargılamadan önce kendimize dönüp bir bakalım. biz eylemlerimizin sebebini ve sonucunu kavrayabildik mi? yoksa bir hafta önce ofsayttan gol atınca sesini çıkarmayan, ama bir hafta sonra ofsayttan gol yeyince ortalığı ayağa kaldıran futbol takımları gibi mızmızlanıyor muyuz?
eğer en yukarıda yazdığım sebepler oruç tutmanın sebebi değilse, zaten hiç bir mantığı yoktur bu olayın onu da söyleyeyim. haa, hala sokakta su içeni görünce ben oruç tutuyorum o saygı göstermiyo diye delirip kıvranıyorsan, daha çok sevaba girersin, ses çıkarma devam et diyeyim, başka da bir şey demiyim..
toplumun ekserisinin beklediği saygıyı umursamamış kızdır.
ama!!! bırakın yiyen yesin içen içsin kardeşim. canın mı çekti? su görmüyor musun vitrinde, izlediğin filmde adam kuzu çevirme yemiyor mu ? hayat akıyor, herşey oluyor ve biz müslümanlar bunları görüyoruz. öyleyse;
Allah'ın emrettiği gibi dosdoğru olacaksın,
kimseyi kınamayacak, ayıpları örtüp, güzelliği yayacaksın,
orucu sadece allah rızası için tutacaksın ve nefsinin şaha kalkmasından korkmayacaksın. zira o nefis insana has bir şey, sen orucunu tamamlıyor musun, ona bak.
suyu içene de lafımız var:
yıllar evvel lisede bir ermeni arkadaşım vardı, ramazan ayında yiyip-içmez, dışarıda gizlice işini halleder, suyunu çoğu zaman boş sınıf bulur orda içerdi. hala görüşürüz, canımın canı... biz de onun bayramını seyranını takip eder kutlardık. miden hastadır, kalbin ağrıyordur vs. vs. hatta inanmıyor da olabilirsin, milletin büyütüp kocaman düşman olarak gösterdiği ermeni kadar saygınız olsun en azından...
yani diyorum ki peşinen, bu girdiye artı veren de haksız, eksi veren de haklı. çık işin içinden
ne olursa olsun kevaşe yakıştırmasını hak etmeyen insan. ama oruçlu insanların içinde göstere göstere su içmek de ayıptır. ayıptır, kevaşelik değil!..
edit: kevaşe düzeltilmiş, kadın olmuş. sağolun.
ramazanda pazara gelen çoğu insan oruçlu iken, pazarın ortasında kimseye aldırış etmeden suyu kafasına diken hatun kişisidir.
onlarca kişiden, eski bayramları ve eski ramazanları özledikleri konusunda sitemler duyarız birçoğumuz. insanların birbirinden uzaklaştıklarını, saygının yok olmaya yüz tuttuğunu, el öpmelerin bile yadırganır olduğunu anlatırlar bize. eskiden ramazanlarda oruç tutmayan insanlar yemeklerini gizli yer, sularını gizli içerlerdi mümkün olduğunca. hatta biz de nolcak canım gel önümde ye benim için farketmez gibisinden cümleler kurardık. karşılıklı saygı vardı. nerden bilelim bokunu çıkaracaklarını.
gelelim hikayemize. sıcak bir havada, annesi tarafından kışlık alışverişi taşımak için pazara götürülen gencimiz, oruçlu olmanın, sigara içememenin ve pazarda durdukça, geçen süreye paralel olarak artan sinir katsayısının etkisinde kıvranmaktadır. elindeki 40 kiloluk kırmızı biber ve domates ise cabasıdır. derken gördüğü mini etekli ve çarpık bacaklı hatun kişisine * , ramazan dolayısıyla kapalı olduğunu belirtmek amacıyla, göz teması kurmak için üst tarafa doğru yönelir. hatunun kafasına diktiği şişeyi ise o an görür.
velhasıl anlatılmak istenen, oruç tutan tutmayanın yemesine içmesine nasıl karışmıyorsa, oruç tutmayanda tutana saygı göstermelidir. suyunu en azından bir köşede içmelidir. herkesin ortasında umarsızca değil.
yoğun istek üzerine edit: hatunun mini etekli olduğunu belirtmemden ötürü abaza yakıştırması yapanları selamlarım. herhangi bir yerde, özellikle pazar gibi orta kesimin gittiği bi yerde mini etekli görüpte dikkatini çekmeyenin de yalanına sokayım.