nevi sahsına munhasır, kardeşi ve ben mekdanıls'ta otururken 2 tane çocuk "abi, abla bize de mekdanıls alın yaa. herkes yiyor biz yiyemiyoruz" dedi. biz de kalktık çocuklara yemek aldık. hem de oyuncaklı. çocukların gözlerindeki sevinci görmeliydiniz. güvenlik görevlisi hemen yanımızda bitiverdi. çocukların salaş giyim tarzlarından olsa gerek onlara hakaret etti. biz de onların bizimle beraber olduklarını ve bu şekilde konuşmaya devam ederse sinirleneceğimizi söyledik. sarışın çocuk turuncu oyuncaktan istedi, kısa boylu esmer elemansa mavi oyuncaktan istedi. sonra da üst katta yiyeceklerini yemek istediklerini söylediler. sonra da bize el sallayıp yukarı çıktılar. dakikalar sonra güvenlik görevlisinin onları yaka paça dışarı attığını görünce "ulan ne oluyor bize?" dedik, "nedir bu sınıf ayrımı?... " sonra üzülerek güvenlik görevlisi zenci elemana laf sokuştururarak mekandan ayrıldık. noel baba'nın no'su bile olamadık ama denedik bugün.
kar yağarken aborjinlere özgü kıyafetler giyerek yolun ortasında bir bardak icetea ile oturup mahallenin bakkalı rıza amcayla memleket meselerini hararetle konuşmaktır. anlamsızlığın derinlerine inip orda kayboluyoruz,çok mutluyuz kampayasıdır.
değişik illerdeki yazarlarla gruplaşılıp; iyi bir takım çalışmasıyla yoksul ailelerin yüzünü güldürebilme olanağı yaratan güzel bir kampanyadır. örneğin; her yazara bir görev verilir. x kişisi yoksul aileleri tespit eder. y kişisi ekmek alır. z kişisi makarnasını alır. ... kişileri de değişik ihtiyaçları karşılayacak malzemeler alır. böylelikle bir ailenin yüzünü güldürmede, tek kişi değil bir çok kişinin katkısı olmuş olur. kampanyanın ismi dolayısıyla eleştiren yazarlara ek not: noel baba aslen demre' de yaşamıştır. ancak savaşlar sırasında yabancılar kemiklerini alıp kendi kültürleriymiş gibi yansıtmışlardır. * isteyen ramazan ayı' nda polat alemdar da olabilir ancak yardım yapılma şartıyla...