rakı masasında din sohbetleri kaçınılmazdır. illa ki kişileri efkar basmışken başlarına gelen kötü şeyleri, getirdiklerine inandıklarına karşı sorgulamaya düşerler. sonuç mu; koltukta sızıp kalmak.
Neticeye bakılmalıdır. Adam yapmış mı, yapmış. Çökmüş ve işgal altında olan bir imparatorluktan yeni ve bağımsız bir devlet kurulmasını saglamistır rakı masasında. Diğer taraftan, ayık kafayla kurulan arap ülkelerinin hali ortada. Burunları boktan cikmiyor.
Özet; ayık kafayla ülke kurulmaz.
bugün kılıçdaroğlu tarafından da acemice ve çok yanlış bir şekilde kullanılmış söyleyiş. rakı masasında ülke kurtarmak deyişini akpliler kullanıyorlardı en son. tabii ki atıf yaptıkları kişi, çaktırmadan da olsa atatürk idi. çünkü bilinen bir tarihi gerçektir ki atatürk döneminde siyasi elitler çankaya köşkünde rakı sofralarında pek çok karar alır, izlenecek politikaları, çıkarılacak kanunları vs konuşurlardı. bunun akp tarafından gündeme getirilmesi ve rakı sofrasına vurgu yapılması da gayet anlamlıdır. çünkü akpye destek verenlerin gerçek kimliği dini açıdan muhafazakar olmaları ya da görünmeleridir. bu insanların kemalizme karşı duydukları yarım asırlık bir öfke var. akp de kendisinden önceki daha pek çok parti gibi, bu öfkeyi kullanarak ve kemalizmi alt ederek bugünlere gelebildi.
ancak gel gelelim kılıçdaroğlu bu lafı neden kullandı? kontekse baktığınız zaman konunun atatürkle ilgili olmadığı çok açık. onun kast ettiği kitle daha çok, halktan uzak yaşayıp halkın sorunlarını konuştuğunu zanneden elitist kitle olmalı. ancak bunun için kullanılan daha kullanışlı bir deyişi rte zaten kullanmıştı. "boğaz karşısında viskisini yudumlayanlar" demişti rte. çok da başarılı bir betimlemeydi, her ne kadar şu anda boğaza karşı viskisini yudumlayan kitlenin çoğu akpli olsa da.
işte siyaset böyle bir şey. normalde ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. amma velakin, siyasette öyle değildir. bir söz sizi vezir de eder, rezil de. zannediyorum kılıçdaroğlu, son dönemde atatürke atfen kullanılan bu sözü bire bir kullanarak günün rezillerinden olmuştur.
ayrıca bu söz sonrası kılıçdaroğlunun çıkıp atatürke ve atatürkçülüğe, altı oka ve atatürk döneminde uygulanan politikalara nasıl baktığını güzel güzel, detaylı bir şekilde anlatması gerekir diye düşünüyorum. aksi halde chpnin içinden daha çoook ülker tarhanlar, muharrem inceler çıkar.
rakıda 3. aşamadır. ilk olarak arkadaş çevresi daha sonra futbol takımı yönetilir. doz aşımıyla birlikte kişi sınır tanımaz olur ve ülke yönetir. mevzu bahis kişi ülke sınırlarını aşmaya yeltendiğinde ise bir an önce taksi çağrılıp eve gönderilmelidir.
ikinci dublenin son çeyreğinde başlayan kurtarma operasyonudur.
çakırlığın vermiş olduğu rahatlıktan dolayı serbest dolaşıma geçen eller çaktırmadan şakşukaya değer ve yine bu eller farkında olmadan alın ve yüze dokunur ve savaş boyaları da sürülmüş olur.
yarım dolu rakı şişesiyle molotoflar hazır edilir ve savaş başlar.
lafda kalmasın arkadaşlar, artık icraat zamanıdır.
niyeyse o masadan kalkıp bi eylem meydanına gidilemez..fuzuli değil ama maalesef kafi olmayan bi "hobi"dir..bi de eylem meydanlarına gitmemek de lazım zaten ,gerçi türk polisi dayak atmaz..12 eylül ve nicelerindekiler italyandı çünkü..onlar çok vahşi oluyo biliyon mu?!
