rakı içemeyen insanlar genellikle yabancılardır. nedense rakı içince "dumur" olurlar. ben rakı muhabbetinde üç çocuk annesi alman kadının, masaya çıkıp oynadığını bilirim. ertesi günde yediği halta inanmadı, yok siz karıştırıyorsunuzdur, ben diilimdir o, dedi.
valla arkadaş rakıyı çok severim hatta olsa da içsek ama rakı içiyorum diye kendini bir bok zannetmek de nedir? içmeyen içmez, başkasına mı soracak millet neyi içip neyi içmeyeceğini?
bunu eksileyen arkadaş, aferin çok büyük adam oldun rakı içerek. sanki bana amerika devlet başkanı amk.
bünyesi rakıyı kaldırmayan insandır. içtikten sonra " mortingen şıtrayze " olacağını bildiği için, mey lerin huzurunu kaçırmamak adına sofraya dahil olmayan insandır.
Benim gibi rakı kokusunu 'Hani çocukken balonun içine su doldurup içince aromalı bi kokusu oluyordu ya? Anason bu işte lan. Ben çok içtim bunu baydı artık' şeklinde tanımlayan insan çeşidi.
yesilaycı bir profesör, "içkinin zararlari" konulu bir konferans veriyormuş. konusmasinin bir yerinde dinleyicilere sormuş:
" iki kovadan birine raki digerine su doldurup bunlari bir esegin önüne koysak, esek hangisinden içer acaba " dinleyiciler hep bir ağızdan " suyu " demişler. " neden suyu içer" demis profesör, neyzen hemen atilmis " eşekliğinden "
ahmet rasim milletvekilliği döneminde bu espriyi mustafa kemal'e anlatmış. m.kemal bunu çok begenmis.
atatürk beraberindekilerle bir aksam çiftliginde içerken,az ötede dolasan bir köylü çocugunu yanına çağırarak sormuş :
+ biz ne yapıyoruz ?
- rakı içiyorsunuz.
+ söyle bakalım, iki kovadan birine rakı digerine su doldursak, bunları eşeğin önüne koysak, esek hangisini içer ?