acılı gününde titreyen sesiyle okuduğu ve beynime işleyen şu cümleleri barındıran mektup.
"Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27 olsun, katil kim olursa olsun bir zamanlar bebek olduğunu da biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratmayı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim."
son söz budur, katile asıl ceza budur, yüzlerce binlerce kere bu mektup dinletilmelidir ona, öldürdüğü insanın peşinden gidebn o kalabalık gösrerilmelidir. Pişmanlığını kendisine itiraf edene kadar gercekleri gözünün önüne sermek gerekir. Hala sevginin saygının, dostluğun, o hep övündüğümüz ama günlerdir göremediğimiz o Türk ahlakını bugün Hrant Dinkin cenaze töreninde gördüm ve hala böyle kalabilenler oldugunu görebilmek beni sevindirdi. Bir hain büyük bir adamı aramızdan aldı ama binlercesinin tohumunuda bir kurşunla attı. Söylediği gibi sessizce haykırdık dünyaya.
hrant dink' in cenaze töreninde, eşi rakel dink' in okuduğu mektup.
--spoiler--
"Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, ailemizin büyüğünü, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık vermeden, saygısızlık yapmadan, sloganlar atmadan ve pankartlar açmadan sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz.
Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27 olsun, katil kim olursa olsun bir zamanlar bebek olduğunu da biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratmayı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.
Sevgilim!
Bedenin yaşlanmadan, daha hasta olmadan, sevdiklerine doyamadan gittin. Biz de geleceğiz sevgilim, o eşsiz cennete...Oraya yalnız sevgi girer. Orada gerçek sevgiyle bir arada ebediyen yaşayacağız.
Kimseyi kıskanmayan, öldürmeyen, aşağılamayan, kin tutmayan, bağışlayan, kardeşini sayan, bir sevgi, Mesih' te bulunan sevgi...
Hangi karanlık yaptıklarını, söylediklerini unutturabilir Sevgilim! Korku mu? Yaşam mı? Zulüm mü? Dünyanın zevki sefhası mı? Yoksa ölüm mü Sevgilim?
Ben de sana yazdım, aşk mektubunu Sevgilim! Bunları yazmak zor oldu Sevgilim!
Onun için dokunulmazlar yoktu. Büyük bir bedel ödedi.
Nefretle hakaretle, kanı kandan üstün tutarak güzel gelecekler olmaz kardeşlerim. Kanı kandan üstün tutmak olmaz kardeşlerim...
Bedeni daha yaşlanmadan sevdiklerinden aniden ayrıldı. Biz de geleceğiz sevgilim. Oraya sadece sevgi girer. Orda gerçek sevgi ile bir arada ebedi cennete ulaşağız. Kimseyi kıskanmayan kimsenin malında gözü olmayan sevgi kardeşin hakkında gözü olmayan sevgi.
Ah sevgilim yaptıklarını konuştuklarını kim unutturabilir sevgilim! Korku unutturabilir mi? Yaşam mı? Zulüm mü? Zevk-i sefa mı? Yoksa Ölüm mü? Hiçbiri sevgilim. Sevdiklerinden ayrıldın çocuklarından ayrıldın? Kucağımdan ayrıldın ama ülkenden ayrılmadın sevgilim Kardeşlerim, onun dostluğa olan sevgisi onu buraya getirdi. Korkuya meydan okuyan sevgisi onu büyüttü. Diyorlar ki, o büyük bir adam. Size soruyorum, o büyük mü doğdu, o da bizim gibi doğdu. O da topraktandı, bizim gibi çürüyen bir beden, gözlerindeki sevgi onu büyük yaptı. insan kendiliğinden büyük olmaz, insanı yaptıkları büyük yapar. Evet o büyük oldu, çünkü büyük düşündü, büyük söyledi. Sessizce büyük konuştunuz. Siz de büyüksünüz.
Bu kadarla yetinmeyin. Nefretle, hakaretle, kanı kandan üstün tutarak kardeşlik olmaz."
--spoiler--
sevgiliye mektup adını taşıyan, rakel dink'in titreyen sesine ragmen aslanlar gibi okuduğu, yüreğimizi dağladığı veda yazısı. böylesine bir mektubu kaleme almak, öyle geniş gönüllü laflar edebilmek ne zordur...şöyle diyor rakel dink: "ister 17 ister 27 yaşında olsun, katilin de bir zamanlar bebek olduğunu biliyorum. bir bebeği katile dönüştüren karanlıklar sorgulanmalıdır." bebekler ne zaman böyle kinle dolmaya başladı, ne oluyor bu ülkenin bebeklerine???