twitter, facebook, (belki) sözlük hastası bir kadın ve bunu köşesine gereğinden fazla yansıtıp, "tiwıtır da a bana böyle dedi, b bunu yaptı, c şöyle bir şey söyledi, ben de bunu dedim" tadında kimseyi ilgilendirmeyen şeyleri de yazmaktan geri kalmıyor.
öyle ki, yazdığı yazıları da sözlüğe entry girermişcesine yazıyor. olmasa da olur aslında.
herhangi bir sözlükte yazdıklarının aynısından bin tane bulabilirsiniz.
annelerimizin günlerinde rastladığımız, fazla neşeli, sürekli kahkaha atan ve dedikodu yapan teyzelerin medyadaki temsilcisi. ilgi çekmek için bence yapmayacağı yok. bunun için bi tabir var da kullanmayalım şimdi. zall polise bilgilerimi verir diye korkuyorum.
GAzete HAbertürk'ün magazin ekinde yazar. Aslında magazin ekinde yazılmayacak kadar ciddi konulara da parmak basar. Ama zaman zaman tv, sinema dünyasından yazması nedeni ile onu buraya layık görmüşler. Bazı konulara ise özenle parmak basması beni şaşırtır. Onca köşe yazarından, sorumlu gazeteciden olayı gören bir bu kadın mı var diye? Sözgelimi 26 Kasım 2009, perşembe günkü yazısında Bilge Köyü'nden taşınanların evlerini, adreslerini hatta oturduğu apartmanların isimlerini gösteren tv kanallarına giydirmiş. Gerçekten de burada Rahşan Hanım'la aynı görüşte olmamak elde değil. Sanırım bu kanalların istediği, yakınları öldürülenlerin biraraya gelerek verilen, gösterilen adreste yeni bir katliam yapmaları ve çoluk çocuk demeden burada gizlenenleri öldürmeleri. Bunu da bir bu kadın görüyor ama daha çok girilen entry'lerde kilosuna takılmış durumda. Oysa ki sorun insanların dışında değil içinde.