muhtemelen uzun yaşayacak gamsız insandır. hiçbir şeye canını üzmez. çok fazla tanımadığı insanın evine, sabahın köründe habersiz giden ve geceye kadar kalkmayanları da vardır. "kontörün var mı?" diye sormadan, telefon muhabbetini de uzatırlar. hayattaki tek önemli şey kendileri ve kendi cepleridir. diğer insanlara rahatsızlık vermek gibi bir kaygıları hiç yoktur.
başkalarının hayatlarını zora sokmadıkça, yani rahat olacağım derken sorumsuz olmadıkça etrafındaki insanları bazı uç durumlarda soğukkanlılıklarıyla sakinleştirebilen kişidir.
ancak, bazıları yaptıkları sorumsuzluğa rahatlık ambalajı giydirmektedir. nasıl mı?
bir şey için anlaşırsınız bu "rahat" olduğunu iddia eden kişiyle. yarın mutlaka ama mutlaka hazır olması lazım dersiniz. o da "tamam." der (sanki sözünde duracakmış gibi.) güvenirsiniz. ancak o gün ne kendisi ne de hazır edeceğine dair söz verdiği şeyler ortalıkta yoktur. sizi sap gibi bırakır. ne bir telefon açar, ne "gelemeyeceğim" diye haber verir. özür dilemek hak getire zaten.
sonra ertesi gün çıkışırsınız kendisine; "bu ne biçim sorumsuzluk yahu?!"
kendisi de gayet pişkin bir şekilde; "rahat davranıyorum, farkındayım." cevabını verir.
kendi adlarına dünyada sahip oldukları en güzel hasletlerden birine sahip insanlardır çünkü yaşlanmazlar, sinirlenmezler vs.. ancak kendileri gibi olmayan sevgili, yakın arkadaş veya aile fertlerine göre sahip oldukları en kötü haslettir, düzeltmeye çalışılmamalı, boşuna sinir harbine girilmemeli ve oldukları gibi kabul edilmelidirler, olmuyorsa hiç görüşülmemelidir * nitekim rahatlıkları rahat olmayanlara zarar verir.
dünyanın en şişman, bencil, pislik ve çirkin insanı olsa bile(tersi de olabilir. bu en nihayetinde kişilik meselesi) yemek yerken o yemeğin üstüne döktüğü sosu ketçabı, yemek yediği sırada katiyen silmeyen adamdır. ağzı yüzü leş olur ama silmez, ne gerek var der. karşı tarafta bir imaj bırakmaya çalışmaz çünkü umurunda değildir farklı insanların görüşleri. onun kadar rahat olmak isterdim.