raftan düşeni yerine koyarken her şeyi devirmek

entry5 galeri0
    ?.
  1. insanı çıldırtan olaydır. şahsen ben acayip delleniyorum. bulgura giderken, bırak eldeki pirinçten olmayı, üstünde kuru fasulyeli, yanında cacığı ve kemalpaşa tatlısı olan bir dörtlüden oluyorsun.

    mesela duşa giriyorum. şampuan rafından bir tane şampuan alıcam. duvara monteli, üçgen plastik raflardan var, her yeri oynuyor. "üçgen noluyor? götün başın oynuyor!" demeden duramıyorum zaten. sonra o şampuanların arasından bir tane şampuan almak için elimi uzatıyorum. o şampuanı alırken, yere bir tane vücut jeli gibi pek kullanmadığım ama yeri orada olduğundan, olası bir anne gazabından kurtulmak için insanlık namına onu alıp, tekrar rafa koymak için elimi götüyorum.

    annem nasıl bir denge kurmuşsa, suyun kaldırma kuvvetini bile silip atacak şekilde bir durum o rafta oluşuyor. hani süheyl ve behzat uygur'un bardak yarışması var ya, o bardak yarışmasında ki bardakların dengesi filan halt etsin. arkadaş elimi rafa uzatmamla, rüzgarımdan etkileniyor herhalde... o üçgen rafın hemen altında, onun benzeri şekilde bir raf daha var. orada da bazı duş malzemeleri var. önce üstteki devriliyor, sonra alttakilere çarpıyor, onlar da yere düşüyor. yerde kovalar var, onlar da devriliyor. aman yarabbim, nasıl bir gürültü. ve tüm bunlar olurken saat sabahın 07:30'u.

    üst, alt, yan, sol çarpraz, sağ çarpraz, orta sahanın rakip yarı alanına bakan dilimindeki filan bütün komşular sesleri duyuyor ve aniden kulaklarım çınlıyor. bazen de kulaklarım çınlamasın diye kendimi titreşime alıyorum, öyle bir tüylerim tiken tiken oluyor, ürperiyorum. ayazda kalan bülbüller gibi...
    15 ...
  2. ?.
  3. marketlerde de sık sık olan $ey.

    tezgahtaki ketçap şişesini düşüren hödük arkasına bakmadan tıfıl tıfıl gider. siz de "aman ona benzemeyeyim" der insanlık namına onu yerde kaldırayım dersiniz. pat yerine koyarsınız ama şansa bakın, şişe hacıyatmaz gibi sallanadurmaktadır.

    bir pislik çıkaracağı tipten bellidir ki aslında herşey bir saniye içinde oluverir. büyük bir patırtıyla düşer şişeler. güvenlik yanınıza gelir, artık marketin "eli ayağı tutmayan gariban öküzü" olmuşsunuzdur. akla gelen ilk tepki tüm terbiye ve ahlakınıza rağmen "sçim" dir. size "sorun değil biz toparlarız" diyen reyon görevlisi de aynı şey düşünmektedir zaten size karşı.

    insanı yaptığı iyiliğe pi$man eden yivranç bir olaydır.
    3 ...
  4. 1.
  5. 2.
  6. sıklıkla etraf kalabalıkken olur böyle şeyler. mesela bir markete girdiğimde sakinse etraf, en arkada duran bilmem kaç kiloluk zeytinyağını tek hamlede almışlığım vardır. kimse farketmez ama ben gurur duyarım böyle zamanlarda kendimle. neden çünkü düz yolda bile düşen, bacağı sürekli sehpaya vuran, ev içinde acele ederken gömlek kolu kapı koluna takıldığında kapıya yapışanlardanım ben.

    yok markete girdiysem eğer, kalabalıksa, bir şey devirdim mi hiç bozmam istifimi. millet çıkan gürültüyle baksa da bana - neden bakarlar hiç anlamadım - ben şaşırmam, utanmam. neden çünkü alışkımdır böyle durumlara. ben evde dahi mutfak rafından bir tabak alayım derken altında duran diğer tabakları devirme potansiyeline sahip biriyim çünkü.

    ama şu var ki bazen bir ürün düşürürsünüz yere. burda kötü olan ; tam arkanızda da en az sizin kadar dikkatsiz ya da sakar biri varsa olayın zincirleme gelişecek olmasıdır. şöyle ki; devirince siz bir şeyi, eğilip yerden almak yerine, ne yaptım ben gene der gibi elleri kaldırırsanız havaya, arkanızdaki de elinizle ona çarpacağını düşündüğü için bir geri adım atarsa, ama tam arkasında pek de sağlam olmayan bir raf düzeneği var ise o da ordaki ürünleri devirirse izleyin şenliği derim ben.

    e iki sakar eğilip toplarken yerdekileri, ayağa kalkmaya yeltendiklerinde kafaları tokuşturmaları da olasıdır tabii.
    3 ...
  7. 3.
© 2025 uludağ sözlük