80'ler gençliginin başlıca hobilerinden... iyi kayıt demek; temiz ses kaydı yapmak yanında, şarkıyı baştan sona yakalarken dj konuşmasını ekarte edebilmek demekti. bu ugurda aynı şarkı için günlerce (ki genelde gece yapılırdı bu kayıtlar) emek harcanır, şarkıyı güzel yakalamak için beğenilmeyen kayıtlar silinir, aynı şarkı güzel kaydedilme şartlarına uyana kadar kayda devam edilirdi. o zamanların gençleri kendi çaplarında dj'di...
kayıt yapabilmek için kasetin uçlarında bulunan deliklere kağıt falan sıkıştırmak gerekirdi, bu olayın ne işe yaradığını hala bilmiyorum ama zevkli işti kayıt yapmak.
titizlikle zevke uygun olarak bulunur, sonra play ve rec tuşuna beraber basılır. her şey yolunda gidiyor diye umutlanılır.
kaçınılmaz son: hoooooppp zaaaart fm. kayıt piç olur afedersin.
trt radyo 3'ün gerçekten dinlenilebilir bir istasyon olduğu 80'li yıllarda radyonun yanı basında, şarkı aralarına anons girmesini önlemek için parmak pause tuşunun üstünde saatler geçirerek karışık yabancı pop kasetleri doldurmaktır.
80'lerin değil 90'ların uğraştığı olaydır. O zamanların en büyük hobisi kasete kayıt yapıp yanında taşımaktı. Arabada tatilde dinlemekti. O zamanlar mp3 falan yoktu. Uğraşır dururdun. Bir ileri bir geri sararak uygun şarkı arası boşluğu ayarlar başlatırdın. Birde bunun kasetten kasete mevzusu vardır. Olay teknik beceriye döner. Tam yeri ayarlayıp birinde playe birinde de kayıt için iki tuşa aynı anda basmak gerekirdi. Güzel günlerdi be..
Korsan tarafıda vardı bunun. tezgahtan mix yada kopya kaset alırdın. getirir takardın. o sevdiğin sanatçı bir bakmışın sesi incelmiş. artık fantaziler kurulur onun o olmadığı başkası olduğu söylenirdi. tabi o sıra baba imdada yetişerek güneşte bırak düzelir derdi. güzel günlerdi be..
