Radyo, elektrik ve elektromanyetik alanında 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başlarındaki teknolojik gelişmelerin bir ürünüdür. Radyo, ingiliz Maxwell ve Flerning, Alman Hertz, italyan Marconi, Amerikalı De Forest ve Sarnoff gibi mucit ve bilginlerin katkılarıyla geliştirilmiştir
istanbul Osmaniye'de kurulan 5 Kw gücündeki verici yayın yapacak duruma getirildikten sonra, aynı yerde bir küçük odaya mikrofon yerleştirilerek Türkiye'nin ilk radyo stüdyosu ortaya çıkarılmıştır. Yalnızca müzik yayınlarının ilk denemelerinin yapıldığı bu ilkel stüdyo kısa bir süre sonra kapanmıştır. istanbul Telsizi'nin asıl stüdyosu Sirkeci'deki Büyük Postane'nin üst katında kurulmuş, 1934 yılı başında ise Beyoğlu'ndaki Ambasadör Kahvehanesi'nin bulunduğu binaya taşınmıştı.
Ankara'daki ilk radyo stüdyosu ise Ulus'taki postanenin bir odasında oluşturulmuş; daha sonra sırasıyla Riyaseticumhur Mızıka Dairesi'ne, Konservatuvar yakınındaki bağevine, Ankara Palas'ın alt katına ve son olarak Yenişehir'de Sağlık Bakanlığı yakınındaki bir daireye taşınmıştır
Düzenli ve programlı yayınlara ise istanbul Radyosu'nda 6 Mayıs 1927 tarihinde başlandı. Ankara'da düzenli yayınlara ne zaman başlandığına ilişkin elimizde kesin bilgi yok. Bununla birlikte, aynı yıl içinde Ankara'da da radyo yayınlan gerçekleşmiştir. Bu ilk yayınlar, süre yönünden günde en çok 4-5 saati geçmeyen, nitelik açısından ise başarılı sayılamayacak yayınlardı. Radyoda "reform" yapılması için 1934 yılında bir girişim başlatılmış ise de on yıllık şirket radyoculuğu döneminde ileri bir radyo yayıncılığı ve programcılığının başarıldığı söylenemez.
Bulunan en iyi icatlardan birisidir. Radyo dinlemenin hele ki (bkz: serdar gökalp) dinlemenin zevkini hiç bir tv programı vermiyor.
Radyo temelde düşük frekansları sese çevirme üzerine çalışır. Keza telsiz de aynı mantıkla hatta doğru ayarlarla telsiz frekansı yakalabilirsiniz bile.
Bir dönem yayıncısı olduğum iletişim aracı. çok değişik dönemlermiş ilk zamanları. bir istek şarkı çaldırmak ve birine armağan etmek için radyoya mektup yazarlarmış. düşünün, bir şarkı dinlemek ve armağan etmek 1 hafta sürüyor. şimdi ise 3-5 saniye içerisinde dilediğiniz şarkıya anında ulaşabiliyorsunuz. ama o zamanların keyfi başkaymış tabi.
sene 2008. ilk aşkım terk etmişti. arabayla pizza dağıtıyordum ve radyoda 94.7'yi dinliyordum. 2 şarkı devamlı çalıyordu ve o 2 şarkı çaldığında çok mutlu oluyordum. birincisi the cure - lovesong'du (Neslihan benim için çok önemlisin) ikincisi the green day - broken dreams'di.
https://radyobozcaada.com - diye bir radyo keşfettim o kadar güzel müzikler çalıyor ki! Tavsiye ederim dinlemenizi, halen bu kalitede radyolar olması şahsen beni mutlu ediyor, umarım bir gün son bulmaz. Teşekkürler Radyo Bozcada!
Bayadir radyo dinlemiyordum. Eskiden açar saatlerce radyo dinlerdim.
Bizim evde hic radyo susmazdi. Sabah annem açardı. Akşama kadar radyo dinlerdik. Ondan mıdır bilmem her durumda müzik dinlemeye bayılırım. Sonra anneannemle dedemi trafik kazasında kaybedince annem bir daha radyo açmadı evde. Bir radyo bu kadar anlam tasimamali ya.
Uzun yolculukların, uykusuz gecelerin ve çaresiz anların yegane aletidir. Takarım kulaklığı telefonuma açarım radyomu. O andan sonra geçmişimle gelecek arasındaki köprümü inşaa ederim
Müzik her insanın önem verdiği ve en yaşlısından, en gencine, hatta 1 yaşındaki çocuğun dahi dinlemek istediği melodilerdir. Kimi insanlar, kendileri şarkı söylemekten hoşlanırken; kimileri de sanatçıların yaptığı ve hayranlarına sunduğu müzikleri dinlemeyi tercih ederler. Böylece daha fazla dinlendiklerini, yorgunluklarını attıklarını düşünmektedirler. Bu yüzden de müziğin insan için elzem bir ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz. Bilim adamları tarafından yapılan açıklamalarda insanların müzik konusunda hassas olduğunu ve hatta bazı kişilerin müzik zevkinden dahi ödün vermek istemediklerini söyleyerek müziğin önemine değinmişlerdir. Hatta insanın zihnini açan ve onu eğlendiren bir aktivite olduğunu belirtmiştir. Son zamanlar içerisinde müziği seven ve onu dinlemekten hoşlanan insanlar online radyo dinle ayrıcalığını kullanmaya başladılar.
Sesin dalgalar halinde yayılmasına imkan veren icattır.
Yıllar yıllar önce radyo tiyatroları dinlemekten mütevellit edindiğim alışkanlığı lise üniversite dönemimde zeki kayahan coşkun'un matrax programını dinleyerek sürdürdüm. Artık trt radyo 3 kuşağında klasik müzik dinliyorum, tavsiye olunur.
Bir tek bana mı oluyor bilmiyorum ama bazen sanki kanallar arasında dolaşırken 2 kanalda da sevdiğim farklı müzikler çalıyorsa birini seçtiğimde içten içe diğerini dinleyemiyorum diye bi üzülüyorum.
önceleri gerçekten hakkı verilerek dinlenilen ve iletişime geçilen bi etkileşim araciyken şimdi genellikle müzik kutusu işlevinde kullanılan bir iletişim aracı haline geldi.
Tv'nin popülerleşmesi, hemen her eve girmesi ile eski albenisini kaybetmiş iletişim aracı. Ben hala en düzgün, en hızlı haberin radyolardan alındığını düşünüyorum.
Radyo hâlâ insanların derdini, bakış açısını anlayabileceği bir kürsü. Televizyon kadar saçma sapan şartları-prensipleri yok, daha özgür.