Yıllar yıllar öncesinin bir Kış günü, elektriklerin kesik olduğu bir gece vakti tanışmıştım bu sanatla.
Uyku tutmayan gecelerin biricik arkadaşıdır.
Huzurla uykuya geçmek için açılan bir bölümün ardından, hele ki türü polisiye ve oyuncularından birisi de köksal engür ise, geceyi sabah etmenizle de sonuçlanabilir.
keşfettiğimde ne kadar da geç keşfetmişim diye düşündüğüm dinleme etkinliği. oldukça zevkli ve yararlı bir etkinlik olduğu için neslinin tükenmemesini umut ediyorum. herhangi bir yerde yapabileceğimiz basit bir şey olması da bu işin bir başka güzelliği. herkese tavsiye ederim.
sayesinde kitap okumaya başladığım sanatsal yapıtlardan biri.
kitap okumayı hiç sevmeyen bir insandım. sonra tesadüfen trt fmde radyo tiyatrosuna denk geldim. neymiş bu falan derken çok hoşuma gitti ve internetten de araştırıp ufak bir arşiv yaptım. günlerce, haftalarca, aylarca onları dinledim. en çok ilgimi çekenin polisiye, cinayet tarzı olanlar olduğunu farkettim. sonrasında belki de o tür kitaplar okuyabileceğimi düşündüm ki çok doğru düşünmüşüm. bu işi en iyi yapan yazar olan (bkz: agatha christie) nin birkaç kitabını aldım. şimdi hem radyo tiyatrosu hem de kitap hobim var. mutluyum.
sadece işitme duyusuna hitap etmesine rağmen dinlerken insanın hayal gücüyle beslediği tiyatro türüdür.
günümüzdeki saçma sapan yerli diziler ve cıvık cıvık yarışma programları yerine takip edilmesi gerekir.
nasıl bir hisse sanki aynı ortamdaymış gibi bir his verir.
kişileride gözünde canlandırarak kostum ve tip ve karakter uyumsuzluğunu aşarsın. filmden ya da gerçek tiyatrodan güzeldir.
çocukluk hatırasıdır. insanın hayal gücünü geliştirir. her ayrıntıyı sen planlarsın; karakterlerin görünüşlerinden bulundukları zeminin duvarlarına kadar her ince detay kafanın içindeki dünyada oluşur dinledikçe. özlediğimi, yeni nesillerin bu tadı alamayacağı için üzüldüğümü biliyorum.