esasen onlarca yıllık bir trt radyo 1 klasiği. çarşamba akşamları yayınlanırdı*. seksenli yıllarda pek bir keyifle dinlerdik abuk fm radyolar yokken... ha, fm bandı vardı ama onda sadece trt'nin gece sinemalarının orijinal sesi verilirdi tv'deki yayınla eşzamanlı olarak. o da ayrı bir sıradışılıktı, ingilizce'ye sempati vesilesi idi o demlerde sevgili nostaljik sözlük...
Vagonlar geliyorlar sallanarak.
'-Usta! ..'
Alaeddin döndü kömürcü ismail';e
'-Ne var ismail? '
'-Usta ne olacak bu harbin sonu? '
'-iyi olacak.'
'-Nasıl yani? '
'-Yemekli vagonda rakı içeceğiz.'
'-Biz mi? '
'-Biz.'
'-Kömürü kim atacak?
Kim sürecek makineyi? '
'-Onu da biz.'
'-Alayı bırak usta,
Kim Kazanacak? '
'-Biz.'
ismail hiçbir şey anlamadıysa da
üstelemedi.
Çok siyah ve çok kalın kaşlarıyla oynadı biraz
sonra: '-Ustam' dedi,
'Bir sualim daha var.
Şu gördüğün raylar
dolanır mı bütün dünya yüzünü? '
'-Dolanır.'
'-Demek ki harp olmasa,
ama yalnız harp değil,
hudutlarda sorgu sual sorulmasa,
rayların üzerine saldık mi makineyi
dünyanın bir ucundan öbür ucuna varır.'
'-Deniz dedi mi durur.'
'-Gemilere binersin.'
'-Tayyare daha iyi.'
ismail güldü.
Kırıktı ön dişlerinden biri.
'-Ben tayyareye binemem usta,
anamın vasiyeti var.'
'-Tayyareye binme, diye mi? '
'-Hayır
karıncayı bile incitme, diye.'
Alaeddin kocaman elini vurdu
çıplak uzun ensesine ismail'in:
'-Sen ne hafız oğlusun!
Zararı yok ulan,
yine de bineriz tayyareye,
adam öldürmek için değil
gökyüzünde püfür püfür
safa sürmek için...
Simdi sen hele
ateşi bir süngüle.'
trt 1 radyosunu nun arkası yarın şeklinde sabah saat 10 a çeyrek kala hala sürdürdüğü kültür etkinliğidir. ben küçüktüm, mini minnacıktım ki ablam bu tiyatroların bir numaralı müdavimiydi. o zamanlar radyoyla ilgilenmeye, legolardı, bebeklerdi, bahçedeki hayvanlardı derken zaman bulamazdım. lakin bi aşinalığım vardı. bazen kahvaltıya denk geldiği için dinlemek durumunda kalırdım. hey gidi günler. ablama biz de tiyatro yapalım diye ısrar eder sonra yine ablamın masal anlatmasıyla ardı arkası kesilmeyen ısrarcılığım son bulurdu. şimdi her zaman olmasa da ben de takip ediyorum. ünlü ve değerli eserlerin de yer aldığı bu radyo tiyatrolarını dinlemenizi tavsiye ederim. yapacak daha iyi bir işiniz olsa da bence bu tiyatroları takip edin. sırf arkası yarını kaçırmamak için alarmımı kurduğum günleri bilirim be.
trt radyo 1'de, çarşambaları saat 21.00'de, gece tiyatrosu ismiyle cumartesi geceleri saat 1.00'de, pazar sabahları ise 10.00'da yayımlanmaya devam eden, yaklaşık 1 saat süren programlardır. başka radyo kanallarında da benzerleri yapılmaktadır, ama hiçbirisi aynı keyfi verememektedir. yıldız kenter, şener şen, erhan yazıcıoğlu, mümtaz sevinç ve metin serezli gibi ustaların sesinden dinlemek bambaşkadır. eskisi kadar olmasa da bazen hala erken uyanıp, geç yatma sebebidir.
Dıt dıt dıt dıt saat oniki trt radyoda haberler
şimdi haberler sayın seyirciler
Çanakkale biga ilçesi karayolunda bir tır ile 14 kişi taşıyan bir yolcu otobüsü çarpıştı. Olay yerinde 1 i şoför olmak üzere 4 kişi hayatını kaybetti. ilk tespitlere göre aralarında 1 çocuğun bulunduğu 10 yaralı yolcu Çanakkale devlet hastanesine kaldırıldı.
gemicilere 28 nolu bildiri,
Oşinografi dairesinden aldığımız bilgilere göre 37 paralel 24 boylam koordinatları içersinde askeri atış sahası...
Trt radyo tiyatrosu;
Oyun: define avı
Yazan: Aşkın Güngör
Yöneten: Toprak Sergen
Efektör: Ersin Temelli
Yapım: istanbul Radyosu
Oynayan Sanatçılar:
Ömer; Şener şen
Aysel; perran kutman
Uşak; zeki alasya
Selim; Metin Akpınar,
Komiser: Ziya Kürküt
Polis; mümtaz sevinç
bu girişi uydurdum lakin, buna benzer girişler için geceyarılarına kadar uykusuz kaldığımı çok iyi bilirim.
annem sayesinde tanıştığım bir güzellik. biz tgrt fm deki radyo tiyatrolarıyla başladık bu işe.
insanı televizyon kadar yormaz. televizyon izlerken nerdeyse beş duyu organının da o esnada televizyonla ilgileniyor olması lazım. ama radyoda sadece dinle ve hayal et. bir filmde sevdiğin bir karakterde sevmediğin bir oyuncu oynadığında üzülürsün ama radyo tiyatrosunda böyle bir şey yok. çünkü kimin oynayacağını hayalinde sen seçersin.
bence daha çok gelişim çağındaki çocuklara radyo tiyatrosu dinleme alışkanlığı aşılamalıyız. beyni besleyen bir özelliği olduğuna inanıyorum.
ya nasıl özledım anlatamam.küçükken rahmetli dedemin bı radyosu vardı.otururduk başına dinlerdik ablamla hep.hele bıde mevsim kış hava yagmurluyken nasıl guzel olurdu.cocuklugumun unutamayacagım anılarındandır.hep ıcıimde özlenen.
samuel beckettin bu türde yazmış olduğu oyunlar mevcuttur.
en sevdiklerimden biri (bkz: cascando)
dinleyebilme şansını yakalayamayan ben gibi bünyeler okuma yolunu tercih edebilir.
uzun araba yolculukları için fevkaladedir. insan sesiyle nasıl kötü oyunculuk yapabilir? işte sinirle karışık şaşkınlıkla bunu düşünerek kilometrelerce yol gidebilirim.
diziler, şarkı klipleri gibi hayal dünyasını kısıtlayan eylemin olmadığı istediğini düşünmekte ve yaratmakta özgür olduğun radyo programıdır. Korkuysa korku, eğlenceyse eğlence.