zaten korsan mp3 download'lar yüzünden ne sattığımız belli, ne de kazandığımız şeklinde derin düşüncelere gark olan radiohead'in son albümünü internete koyarak (tabii bu arada fanların ve müzikseverlerin de ellerini vicdanlarına koyarak )aha işte albüm ister para ödeyip indirin ki biraz emeğimiz saygı, cebimiz de para görsün; isterseniz de nasıl olsa bir yerlerden gene bulup bedavaya indireceksiniz bari uğraşmayın , bu da bizim size kıyağımız olsun, alın bedava indirin şeklindeki cool yaklaşımıdır. yani ben olayı böyle anladım. yanlış anladıysam biri lütfen sözlerimin belini doğrultsun. (bkz: gönlünden ne koparsa)
No surprises are in store for me, yet I face life with an optimistic viewpoint. I will not be let down.
The music is a reminder that true love waits, and it will always lift my spirits when
I am pondering the idioteque notions of mortality, immortality and JUSTice
This is why I feel lucky.
Sleeping is hard, so I take melatonin, and now I sleep a lot which has made me fitter/happier.
The other day I went to Palo Alto, I was quite the tourist there. I was thinking about you.
I went into the store to buy polythelene (parts 1 and 2), and when I walked out i almost got hit by some killer cars. Stupid car.
I was in the city to go rock climbing. I love climbing up the walls.
They say anyone can play guitar. I can't. If they asked me to Prove Yourself I could not.
My friend Lewis [Mistreated] lives in Lurgee. He invented the Airbag, or so he tells me.
"That's How I Made My Millions" he says.
He likes to follow me around, but I don't mind because we are friends. He isn't really a creep.
I call him faithless the wonder boy... don't ask me why.
The other day me and Lewis were talking and I told him "stop whispering!" even though he was shouting. It was funny.
Lewis: you never wash up after yourself. Please start doing it. It is gross.
Street Spirit, Let Down, Fake Plastic Trees, Exit Music, How to Disappear Completely, 2+2=5 gibi olağanüstü şarkılara imza atmış grup. Bir insan (Thom Yorke) bu kadar mı güzel şarkı yazar ya?
7.stüdyo albümlerini (in rainbows)10 ekim de herhangi bir plak şirketiyle anlaşma yapılmadığından internet sitesinden yayınlayacak gruptur..(bekliyoruz)
gece gece her türlü sin kaflı cümleler kurdurtan, bünyeyi kudurtan grup. thom yorke ve tayfasına gelecek nesiller sıkı küfürler edecektir her ortamdan haberimiz ola. tabi dinlemekten geri kalıyor muyuz? hayır, e o halde... işte e o haldenin cevabı radiohead'de saklı. gerçi reklam şirketlerinin metinlerini andıran entryler yazmaya zorluyor bu grup beni ya, neyse.
a wolf at the door'u her dinlediğimde yemek yemeleri canımı sıkıyor. yemeleri, içmeleri, sıçmaları, sevişmeleri canımı sıkıyor. daha fazla müzik yapmalılar. sadece müzik yapmalılar.
hiç ummazken aniden alıp başka alemlere götüren şarkıların yaratıcısı grup. thom yorke'un sesi sanırım başka alemlere alıp götüren, müziğin hakkı da yenilmez tabi de.
pek şarkılarını dinlemişliğim yoktu birkaç hafta öncesine kadar bu grubun..
geçenlerde tesadüfen bir türk müzik kanalında* canlı performanslarını izleme fırsatı buldum..
albümleri ne denli güzeldir bilemem fakat şundan eminim:
bu grubu canlı seyredeceksin..
hiç dinlemediğim şarkılarını duyunca resmen kendimden geçtim..
harika bir şov yapmışlar gerçekten..
gittikçe depresiflestiren bir tarza sahip,her sarkisini sevdigim güzel insanlardan olusmus ingiliz grup.ayrica thom yorke' ün solo albümü the eraser' da dinlenmeli kannatimce.
ilk zamanlarında pixies ve pinkfloyd a benzetilen, şimdilerde yeni şöhret olan hemen hemen her grubun benzetildiği, en ufak bir tınıdan bile sanat eseri damgası vurulabilicek şarkılar yapabilen, beş üstün yetenekli insandan oluşur ve bu beş insanın hiç biri brad pitt in müzisyen versiyonu değildir işleri müziktir ve onu yaparlar yalnızca.
müzik otoritelerince yaşayan efsane gruplar arasında gösterilen, haklarında 2003 mart ayında türkçe içerikli ilk siteyi çıkardığım grup. http://www.britrocktr.com/radiohead
1988 yılında müzikal hayatlarına başlayan şu ana kadar büyük britanya'dan çıkan en iyi müzik grubu. şüphesiz ki bir kaç sene içinde de dünyanın en iyi grubu olacak.*
ilk senelerinde müzik yapımcıların pek de gözüne giremese de 1993 yılına daha gelmeden çıkardıkları creep single ı ile bir anda tutulmuşlardır. 90 lara kadar 4 kişi olan grup daha sonra jonny grenwood un da katılması ile güçlenmiştir. ancak güçlendiklerini anladıkları nokta, ki kanımca, pablo honey albümü ile değil bu albümden 7 sene sonra 6 aylık arayla gelen kid a ve amnesiac albümleri ile olmuştur. çünkü jonny greenwood un eşsiz müzikal aletleri kullanabilme yeteneği** ile thom yorke un inanılmaz dehası bir araya gelince o seneki grammy ödülleri nde de grup inanılmaz bir başarıya ulaşmıştır.
90 larda jonny nin grup a girme hikayesi ise şöledir;
jonny abisinin bass gitaristliğini yaptığı radiohead * isimli grupta çalmak ister. ancak thom yorke buna karşı çıkmaktadır. jonny ise sürekli abisi colin acılığı i thom a mesaj yollar ancak thom bir türlü kabul etmez. en sonunda jonny grubun çalıştığı stüdyo nun önünde yatıp kalkmaya aşlar. bunu gören thom da sonunda ikna olur. ne kadar doğru karar verdiğini anlaması da uzun sürmez.
grubun asıl başarısı ise 1997 yılında yaptıkları ok computer albümünden gelir. kasvet tabakasının başladığı asıl an işte bu andır. bundan sonraki albüm içinse grup bir stüdyo ya kapanır. enstrümanların başına oturdukları anda şarkıları oluşturmaya başlarlar. thom yorke un bir nevi iç dünyası yansır şarkılara. öncelikle kid a çıkar piyasaya. grup bu albüm için hiçbir reklam hazırlığı yapmaz. albümden hiçbir official video klip çıkmamıştır. ancak albüm 2000 yılında çıktıktan sonra sadece amerikada 1 haftada 250.000 satar. bir çok radiohead fanını şaşırtan bir albümdür. zira albümde gitar rifflerinden sololardan eser yoktur. sadece elektronik, bazı aletlerden çıkarılmış sesler ve thom yorke un sanki acı çekermiş gibi söylediği şarkılar vardır.
2001 yılında çıkan amnesiac ise kid a dan hoşlanmış ve onun hüzünlü havasından tahrik olmuş insanlar için bir nevi orgazm dır. thom yorke un söylediğine göre kid a yapılırken yapılmıştır bu şarkılar. kid a için seçilmiş olanların dışında kalanlardır.
bu albümdeki pyramid song ise belki de radiohead in yatığı en iyi şarkılardan biridir.
sonrasında grup yeniden içinde bol bol gitar ve bass riffleri olan şarkılar yapmaya yönelirler. 2003 yılındaki hail to the thief deki tek umut dolu şarkı thom yorke un oğlu noah a yazdığı sail to the moon olsa da müzikal anlamda şarkılar iç karartmaz. bol bol tony blair a sitem vardır. hafiften laf sokuşturmalar vardır.
ve biz radiohead hayranları olaraktan 2003 ten beridir yeni radiohead alümünü beklemekteyiz. ufukta ne var görünmüyor şimdilik. belki yeni bir the bends belki yeni bir amnesiac. ancak radiohead türünün belki de tek örneği. tarif edilemeyen bir müzik. sürekli değişkenlik. yerinde duramamazlık.
benim içinse dünya üzerinde canlı görmek, konserine gidebilmek , bağıra bağıra let down u sölemek, zıplaya zıplaya idioteque e eşlik etmek ve ağlayarak pyramid song un nakaratını söylemek için herşeyimi verebileceğim bir grup. hiç çekinmeden. rüyalarımda konserlerinde olduğumu gördüğümde bile uyandığımda yüzümde mutluluk oluyor. heyecanlanıyorum çok fazla. içim ısınıyor. açıyorum let down ı. zamanın nasıl geçtiğini umursamadan you know you know were you are with diye bağırıyorum. seviyorum. çok hem de. köpekler gibi.