Bahçeşehir Üniversitesi ve ingiltere Dışişleri Bakanlığı'nın katkılarıyla 34 ilde yapılan, sonuçları itibariyle çarpıcı araştırma.
Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Yılmaz Esmer'in öncülüğünde, 34 ilde 1715 denekle yapılan araştırma, hoşgörü için daha çok yol alınması gerektiğini gösterirken, kadınlara bakışta da şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu.
Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer'in öncülüğünde 12 Nisan-3 Mayıs arasında 34 ilde 1715 denekle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçları, üniversitenin Beşiktaş yerleşkesinde düzenlenen "Siyasi ve Dini Aşırıcılık" adlı uluslararası konferansta açıklandı.
Araştırma sırasında sık sık polis ve jandarma sorunuyla karşılaştıklarını belirten Prof. Dr. Esmer, özelikle "Buraya giremezsin, niye bu soruları soruyorsun?" denildiğini söyledi. "Aşırılık" kavramının tanımını deneklere bıraktıklarını anlatan Esmer, duygusal bakışın etkili olduğuna inandıklarını belirtti.
Hoşgörüyü ölçmek amacıyla sorulan soruda denekler "istemem" dedikleri komşuları şöyle sıraladı:
"Tanrı'ya inanmayan"; (yüzde 75),
"içki içen" (yüzde 72),
"Nikâhsız yaşayan" (yüzde 67),
"Hiçbir dine inanmayan" (yüzde 66),
"Yahudi"(yüzde 64),
"Hıristiyan"(yüzde 52),
"Aşırı sağcı/solcu"(yüzde 48),
"Amerikalı bir aile"(yüzde 43),
"Kızları şort giyen aile"(yüzde 36),
"Başka bir ırk veya renkten"(yüzde 26).
yazarın notu: bu araştırmayı "hoşgörüsüzlüğün bu kadarı da olmaz" diyerek değerlendiren yazarlarımıza bir sorum olacak. lütfen söyler misiniz bu tesbit edilen "höşgörüsüzlüğü" hoşgörüye çevirecek "sihirli şey" ne olabilir?
ortak bir nokta bulunabilir mi?
kim, neyden, ne kadar fedakarlık etmeli ki hoşgörü ortamı gelişsin?