işgalci teröristlerin katlettiği binlerce masum insandan sadece bir tanesidir.
siyonistlerin filistinlilere yaptığı zulmü ve katliamları dünyaya duyurmak adına üstlendiği vazife (gönüllü aktivist) israil buldozeri'nin onu bile bile ezmesiyle son buldu!
a.b.d vatandaşı olması veya gayrimüslüm olması azgın siyonistlerin onu kayırmasına yetmedi!
içimizdeki binlerce 'teyze adam' bu yiğit kızın tırnağı olamaz-dı!
ismi hep güzel insanlarla anılacak...
16 mart 2003 yılında filistinde bir ailenin evinin yıkılmasını önlemek isterken katledilmiştir. insanların en büyük putunun keyfi ve rahatı olduğu bu çağda insanlık onurunun ete kemiğe bürünmüş halidir rachiel corrie. hatırasını yaşatacağız. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2218065/+
"zulüm bizdense ben bizden değilim." diyerek zulme karşı mücadele vermiş ve canını bu yolda teslim etmiş kahraman.
evi yıkılmak üzere olan filistinli bir ailenin, evlerinin yıkılmasına karşı çıkarken zalimce ezilerek katledilmiştir.
çocukluğunda yaptığı konuşmalardan(youtube da var), genç yaşında verdiği mücadeleye kadar bütün hayatı barış için, insanlık için geçmiş bir insan. gece gece aklıma düşmüştür. ne zaman aklıma düşse boğazım düğümlenir.
anısına saygıyla..
"gökyüzü senin olur
biz mahkum bu dünyaya
mevsimler ötesinde
konarsın bin bahara"
"Zulüm Bizdense, Ben Bizden Değilim" sözünün sahibi, 16 Mart 2003' te Filistin'lilerin evlerini yıkmaya gelen israil Buldozerine karşı kendini siper edip Aynı buldozer tarafından katledilerek öldürülen amerikalı aktivist.
Ölümünün 16.yılında Rachel Corrie'yi saygıyla anıyorum.
Kelimelerin anlatmaya çaresiz kaldığı insandır.
insandır evet.
insanlığı öğreten bir öğretmendir.
Bilmiyorum hangisi daha etkili, küçük yaşta yağtığı konuşma mı, o hırçın bakışı mı, asil ve güven veren duruşu mu yoksa insanlıktan uzak bir zihniyetin onu öldürme şekli mi?
Üzülmemek elde mi?
insanlığı temsil eden bir kadının, daha öğretecek onca şeyi varken gitmesi.
Ama merak etme kalbinde ki sevgi ve adalet duygusu günümüze ulaştı.
Ve daha nice nesillere de ulaşacak.
Zalim kimden olursa olsun, biz onlardan olmayacağız.
Bugün ölüm yıldönümü olan cesur kadın.
"Bir milletin hayatta kalma kabiliyetinin sistematik bir biçimde tahrip edildiğine tanık olduğumu hissediyorum. Bu korkunç" (R.C)
Gazze'ye geleli henüz 2 ay olmamıştı ki, 16 Mart 2003 tarihinde iki israil buldozerine karşı 8 ISM aktivisti ile sürdürdüğü 3 saatlik direniş sonrasında öldürüldü. Buldozer tarafından iki kez çiğnenmesi sonucu kafatası kırıldı, kaburgaları parçalandı ve akciğerleri delindi.
amerikalı bir aktivist.
bir eserde geçen mısraları akla getiriyor.
kürsülerden seslenirken yalancı beyler,
asıl beyler yücelerden fermanlar eyler.
bey değildi.
annesine mektuplarından bir alıntı.
--spoiler--
Ayrıca, özellikle buradaki insanların, bizim onlar adına hayatımızı tehlikeye atışımızdan daha çok, öncelikle rahatımız ve sağlığımızla ilgilendiğini hissediyorum. En azından bu benim için böyle. Silah sesleri ve bomba patlamaları ortasında, insanlar bana bir dolu çay ve yiyecek vermeye çabalıyor.
--spoiler--
bu kadının gördüğü zulüm, çektiği acı ve şehadeti doğrudan doğruya müslüman filistinlilerle ve dolayısıyla müslüman olan bizlerle alakalı. müslüman olduğunu iddia eden korkaklardan çok daha delikanlıdır.
biz burada üç günlük arsa, ev, para bla bla ile uğraşırken dünyanın farklı yerinde insanlar kendilerinden geçip alakası olmayan bir yerd başklarının hayatını düşünerek ölümü göze alırken kendi acizliğime ağlamak istiyorum.
dozer önüne çıkmayan dozerin önüne yatan aktivist bir melektir. filistin de hayatını kaybettikten sonra ailesi ismini yaşatmak için the Rachel Corrie Foundation for Peace and Justice ı kurdu. nur içinde yat melek yüzlü kadın.
Filistinlilere ait evlerin yıkılmaması için buldozerin önüne geçmiş ve aracın paletleri altında 16 Mart 2013'te hayatını kaybetmiş ABD'li barış aktivisti.
bazen kızım olursa rachel corrie'ye itafen adını rachel mı koysam diye düşündüren temiz yürekli barış aktivistidir. hiç alakası olmayan insanları kurtarmak için kendini feda etmiştir. hayatı film yapılsa dram türünde efsane olur kanaatindeyim.
RACHEL Corrie 10 Nisan 1979 tarihinde ABD’nin Vashington eyaletinin Olympia şehrinde doğup büyüdü. Sanat dersleri aldı. Sanatçı veya yazar olmak istiyordu. Daha 10 yaşındayken dünyadaki açlığın sona ermesi için kafa yoruyordu. Çocukluğundan itibaren içinde yaşadığı “Amerikan rüyası”nın aksine çevresindeki sorunlarla uğraştı. Fırsatını buldukça hastanelere, huzurevlerine gidip insanlara yardım etti. 3 sene boyunca her hafta akıl hastalarını ziyaret etti. Yaşı ilerledikçe sorumlulukları da arttı. 11 Eylül saldırıları, “terörle savaş” adı altında başlayan ABD işgalleri ve Irak Savaşı sırasında, ülkesinde “savaş” naraları atanlara inat, barış gönüllüsü oldu. 2003 yılının başında Filistin’e giderek Batı Şeria ve Gazze’de yaşanan drama ve mücadeleye ortak oldu. Gazze’de Refah bölgesinde su kuyularının tahribatını ve ev yıkımlarını engellemek için yapılan eylemlere katıldı. Anne ve babasına sık sık e-posta göndererek duygularını paylaşıyordu. “Dünyanın böyle korkunç bir hâle gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek, canımı yakıyor, geçmişte de yaktığı gibi” diyordu bir mektubunda... Rachel yaşamı boyunca yardıma koştu. Yaşamıysa sadece 23 yıl sürdü.
16 Mart 2003 tarihinde Filistinlilerin evlerini yıkan buldozerin önünde canlı kalkan oldu. Buldozer gibi makineleşmiş israilli, çiğneyip geçti Rachel’i... Kafatası kırıldı, kaburgaları parçalandı ve akciğerleri delindi.
Yahudi asıllı bir Amerikalı, hayatının baharında, zalimin işgaline karşı mazlumların safında can verdi. “Zulüm bizdense, ben bizden değilim” diyordu. Bırakın Filistin’i, kapısının önündeki haksızlıklara bile çıt çıkarmayan yüz milyonlarca “Müslüman”a örnek oldu. Rachel eğitimini yarıda bırakıp Gazze’ye gittiği günlerde, geçen sene israil’e karşı sokak şovlarına katılan Bilal Erdoğan, ABD’deydi. israil’in Filistin’e yönelik her operasyonunun ardından Hitler’e övgüler yağdıranlar Hitler yerine Rachel’i arasanız kötü mü olur...
işte Rachel’in gönderdiği mektuplardan bazı satırlar:
'BURADAKi iNSANLARIN BU SAF iYiLiKLERi BANA GERÇEK DIŞI GiBi GELiYOR'
Merhaba arkadaşlarım, ailem ve diğerleri;
Filistin’e geleli şu anda iki hafta ve bir saat oldu ve buna rağmen gördüklerimi anlatmakta kelime bulamıyorum. Benim için en zoru, Birleşik Devletler’e mektup yazmak için oturduğum zaman burada olup bitenler hakkında düşünmek, lükse açılan sanal geçitle ilgili bir şey. Buradaki çocukların pek çoğu hiç, evlerinin duvarlarındaki tank mermisi delikleri ve bir işgal kuvvetinin onları yakın civarlarda sürekli izleyen kuleleri olmadığı bir gün yaşamış mıdır, bilmiyorum... Yine de hiçbir miktarda okuma, konferanslara katılma, belgesel izleme ve kulaktan dolma bilginin beni buradaki durumun gerçekliğine hazırlayamayacağı düşüncesindeyim.
7 Şubat 2003
Anneciğim;
Şu anda israil ordusu Gazze’ye giden yolu kazdı ve ana kontrol noktalarının ikisi de kapandı. Bu, üniversiteye gidip yeni dönem kaydını yaptırmak isteyen Filistinlilerin, bunu yapamayacağı anlamına geliyor. insanlar işine gidemiyor ve diğer tarafta kalanlar evine dönemiyor; yarın Batı Şeria’da toplantıları olan enternasyonaller de bunu yapamayacak...
Bana bakmakta olan bir sürü, çok iyi Filistinli olduğunu bilin. Biraz grip mikrobu kaptım, onlar da bana iyileşmem için çok hoş, limonlu içecekler verdiler. Ayrıca, halen yattığımız kuyunun anahtarlarını saklayan kadın bana durmadan seni soruyor. Zerre kadar ingilizce bilmiyor, fakat çok sık annem hakkında soru soruyor, seni aradığımdan emin olmak istiyor.
20 Şubat 2003
Anneciğim;
Seni seviyorum. inan, çok özlüyorum. Kabuslar görüyorum, rüyalarımda siz ve ben içeride, dışarıda tanklar ve buldozerler evimizi çevirmiş görüyorum....
Dün o patlayıcı havaya uçurulduğunda ailenin evinin tüm camları kırıldı. O sırada bana çay ikram ediyorlardı, ben ise iki küçük bebekle oynuyordum. Şu anda zor bir durumdayım. Acı çeken insanların sürekli, tatlılıkla, üzerime titremeleri beni tam anlamıyla hasta ediyor. Birleşik Devletler’de böyle bir şeyin size çok abartılı geleceğini biliyorum. Doğrusu çoğu zaman, buradaki insanların, bilinçli olarak yaşamlarının yok edilişinin gözle görülürlüğüne rağmen, bu saf iyilikleri bana gerçek dışı gibi geliyor. Gerçekten de dünyada böyle bir şeyin, bundan daha fazla tepki görmeden gerçekleşebildiğine inanamıyorum. Acı veriyor, geçmişte de verdiği gibi, dünyanın nasıl korkunç bir yere dönüşmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek...
Filistin’den döndüğümde, muhtemelen kabuslar görecek ve burada olmayışım yüzünden kendimi suçlu hissedeceğim, fakat bu bana daha fazla çalışma gücü verebilir. Buraya gelmek, bugüne kadar yaptığım en iyi işlerden biriydi. Dolayısıyla eğer saçmalıyorsam, veya israil ordusu beyazlara zarar vermemeye olan ırkçı meylinden vazgeçerse, doğrudan doğruya bunun sebebini, benim de dolaylı olarak desteklediğim ve kendi devletimin ana sorumlusu olduğu bir soykırımın ortasında bulunuşuma bağlayın. Seni ve babamı çok seviyorum. Tartışma dilimin kusuruna bakma. Tamam, yanımdaki birkaç yabancı adam bana leblebi ikram ediyor, yiyip teşekkür etmem gerek.
27 Şubat 2003
BENiM ADIM RACHEL CORRiE
“Diğer çocuklar için buradayım.
Buradayım çünkü umursuyorum.
Buradayım çünkü dünyanın dört bir yanında çocuklar acı çekiyor ve her gün 40 bin kişi açlık nedeniyle hayatını kaybediyor...
Yoksulların hemen yanımızda olduğunun farkına varmalıyız, onları görmezden geldiğimizin...
Bu ölümlerin önlenebilir olduğunu anlamalıyız.
Üçüncü dünya ülkelerindeki insanların da tıpkı bizim gibi düşündüğünü, güldüğünü ve ağladığını anlamalıyız...
Benim hayalim 2000 yılında açlığı sona erdirmek!
Benim hayalim her gün 40 bin kişinin hayatını kaybetmesini engellemek!
Geleceğe bakar ve orada parlayan ışığı görürsek benim hayalim gerçek olacak.
Açlığı görmezden gelirsek bu ışık sönecek.
Hepimiz birlikte çalışır ve destek verirsek bu ışık büyüyecek ve yarınlar için umut olacak.”
(Rachel Corrie’nin 10 yaşında, ilkokuldan mezun olurken yaptığı konuşma)
Sarkaç kitabındaki bir hikayesinde kendisine yer verdiği ve beni onunla tanıştırdığı için şengül can'a teşekkür ederim.