rabıta

entry37 galeri4
    37.
  1. Avrupadaki din adamlarimiza ayda 1100 $ verdigi iddia edilmisti.
    0 ...
  2. 36.
  3. la ilahe/ ilah yok
    illa allah / yalnızca siz varsınız.

    insanoğlu bu kıvama daha önceleri gelmişti.

    dinler öncesinde latince bir yazı derki.
    "Kendini Bil"

    işte bu tarikatçılar bu algıyı yok etmek isteyen iblis soylarıdır.

    Kişiyi ikilemde bırakıp ebedi cehennem denilen ikilik bilincinde bırakırlar.

    Hz. Hüseyin ve taraftarlarını yok edende dinden para kazanmak isteyen bu kimselerdir.

    Hatta dini koruduğunu iddea eden her kim varsa bu zihniyettendir.

    Kişi kendine geldiğinde Öz'ü ilk olarak şunu söyler.

    "Birde kendilerine din uydurmuşlar"

    Cennet ve cehennem kafasıda, bu dünyadan hangi bilinç ile ayrılırsan öyle uzar gider.

    Örnek : gece hatunla kavga ettin sabah moralin bozuk uyanırsın.

    Not: Şu an yaşanan gerçek islam / selam değildir.
    0 ...
  4. 35.
  5. akıl hastalığı. ama bu ülkede siken sevildiği için ve akılcı eğitim verilerek müslümanlar mağdur edildiği için tarikatçılar tarafından uygulanır.
    1 ...
  6. 34.
  7. ruh hastalarının yaptığı sapık eylem.bunu yapanlar dinden de akıldan da çıkarlar.
    4 ...
  8. 33.
  9. Vardır. 6. Hissi gelişmiş kişiler tarafından ister vehbi ister kesbi olsun kullanılabilen bir tekniktir. Bu imanla ilgili bir şey değil insanın ruhani tarafıyla ilgili bir fenomendir. Aynı konuşma ve duyma melekeleri gibi bir melekedir. iman edilecek hakkında tartışılacak bir şey değildir.
    4 ...
  10. 32.
  11. islam inancına göre net bir şirktir.

    sen inandığın allah dışında bir başka kişiye ibadet edersen bunun tanımı budur.
    4 ...
  12. 31.
  13. müslümanım, türkiye deki tarikatlara bağımlığım yok, kur-an, sünnet neyi emrediyorsa onu yapıyorum. rabıta kesinlikle allah a şirktir. kula kulluk etmektir.
    3 ...
  14. 30.
  15. akp'lilerin elinden düşürmediği işarettir.

    r4bıt4.
    1 ...
  16. 29.
  17. Tarikatlardaki en garip olaylardan bir diğeri ise şeyhle yapılan rabıtadır. Türkiye de en yaygın tarikat olan Nakşibendiliğin de en önemli uygulamalarından biri olan rabıta şu şekilde yapılır: Mürit, abdestli olarak ve kıbleye dönerek yere oturur. Şeyhinin iki kaşının ortasını hayalinde canlandırarak Allah'ı zikreder. Rabıtayla, şeyh ile mürit arasındaki sürekli beraberlik sağlanır. Fotoğrafın icadından sonra rabıtayı fotoğrafa bakıp yapan modern Nakşibendiler de mevcuttur. Bu uygulama kadar acayip olan bir izah ise şöyledir: Rabıtasız zikir yerine, zikirsiz rabıta tercih edilir. Zikir ve rabıtadan birini terketmek zorunda kalırsak zikri terketmek daha uygundur. Çünkü zikirsiz rabıta erdirir, fakat rabıtasız zikir erdirmez.
    En kibar ifadeyle saçmalık olarak değerlendirdiğimiz bu uygulama, Kuran'ın diniyle hiçbir şekilde bağdaşmaz.

    Tarikatlarda kullanılan bazı temel deyimlerin Kuran'da ki kullanılışlarına baktığımızda, aradaki büyük farkı ve alakasızlığı farkederiz. Örneğin şeyh kelimesi Kuran'da ihtiyar adam manasında kullanılmıştır (Bakınız 11- Hud Suresi 72, 12-Yusuf Suresi 78, 28-Kasas Suresi 23, 40-Mümin Suresi 67). Kuran'da veli kelimesi ise dost, yakın gibi manalarda kullanılır. Evliya ifadesiyse, bu kelimenin çoğuludur. Kuran'a göre; her Müslüman Allah'ın velisidir, Allah da onların velisidir (Bakınız: 2-Bakara Suresi 257, 3-Ali imran Suresi 68, 5-Maide Suresi 55, 7-Araf Suresi 196, 9-Tevbe Suresi 71). Kafirler ise şeytanın velisidir, tüm kafirler de birbirinin velisidirler (Bakınız 4-Nisa Suresi 119, 4-Nisa Suresi 76, 7-Araf Suresi 27, 16-Nahl Suresi 16). Mutlak anlamda gerçek dost sadece Allah'tır. Tüm dostlar ona nispetledir. O halde ondan başka gerçek veli yoktur (Bakınız 2-Bakara Suresi 107, 9-Tevbe Suresi 116, 25-Furkan Suresi 18, 39-Zümer Suresi 3, 42-Şuara Suresi 9). Görüldüğü gibi Kuran'da 80'den fazla yerde geçen veli veya evliya kelimeleri, hiçbir yerde günümüzde halka takdim edilen süpermen insanlar manasında kullanılmamıştır. Bu evliyaların, şeyhlerin gösterdiği olağanüstü haller manasında keramet kelimesinin kullanılmasına da Kuran'da rastlamıyoruz. Bu kelimeyle aynı KRM kökünden birçok fiil Kuran'da geçer ve bu kelimelerle Allah'ın cömertliği, verdiği rızıkların bolluğu anlatılır ama süper adamların süper olağanüstülükleri anlatılmaz (Bakınız 27-Neml Suresi 40, 8-Enfal Suresi 4, 17-isra Suresi 70, 36-Yasin Suresi 11).

    Tarikatlardaki dönmelerin, semanın, musikinin; dinin bir parçası olduğu iddia edilmediği sürece hiçbir zararı olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü Kuran bunları ne yasaklamıştır, ne de emretmiştir. Yeter ki bu uygulamalar ibadet olarak takdim edilmesin. Fakat ne yazıktır ki birçok tarikatta bu tarz uygulamaların adeta dini bir gereklilik gibi tanıtıldığına tanık olmaktayız. Bizim karşı olduğumuz budur. Yoksa Müslümanlar elbette ki vakıflar, dernekler gibi kurumsal yapılar kurabilir ve bunların içinde bir hiyerarşi oluşturabilirler. Tüm bu kuruluşlarda şiir okunması, müzik dinlenmesi, sema, sanat, toplantı, gösteri yapılması da normaldir. Fakat anormal olan, tarikatların; insanları tartışılmaz ilan etmeleri, ister iyi ister kötü olsun kendilerini ve Kuran'da yer almayan uygulamalarını dinin bir parçası gibi göstermeleridir.

    Tarikatların diğer bir zararı ise dinimizi bir çile dini gibi tanıtmaları olmuştur. Hindu anlatımlarını ve Hindu tarikatlarını andıran suni çilelerle, müritleri terbiye edeceğini söyleyen tarikatlar; insanları karanlık odalarda uzun süre aç ve susuz bırakıp, onlara acı çektirip, birçok kişinin ruh dengesini bozmuşlardır. Ruh dengesi bozulan bu insanların gördüğü halusinasyonlar ise bu kimselerin üstünlüğüne, evliya olduklarına yorumlanmıştır. Oysa Kuran'da hiçbir Peygamber'in ya da inananın, kendisine böyle suni çileler çektirip, kendi kendine işkenceler ettiği görülmez. Kuran'a göre Allah, gerekirse imtihan için zorluk verir ve bu zorluk her ne olursa olsun Müslüman buna sabreder. Fakat bu zorluklar hayatın doğal akışında insanın karşısına çıkar; yoksa çile olsun diye, zorluk olsun diye insanın kendisine işkence etmesinin dinimizin tek kaynağı olan Kuran'da hiçbir dayanağı bulunmamaktadır.
    5 ...
  18. 28.
  19. 27.
  20. kelime anlamı bağ, ilişki demektir. 3 tür rabıta vardır. tâbi rabıta, insan çocuğunu eşini ve yakınlarını düşünmesi. sufli rabıta, hoş olmayan insanı günaha haşir neşir edecek şeyleri düşünmektir. ulvi rabıta ise kişiyi allah' a yakınlaştıracak şeyleri düşünmektir. kuran ı kerimde allahtan korkunuz, sadıklarla beraber olunuz geçer. buradaki sadıklar, kamil mürşit insanlar, takva sahibi insanlardır. ve sadık her insana rabıta yapılmaz. rabıta yapılacak kişinin belirli niteliklere sahip olması gerekir. şeyhinden yazılı ve sözlü icazet almış olması gerekir.
    0 ...
  21. 26.
  22. 25.
  23. Bir çeşit şirk koşma biçimi.
    Kendini şeyh, pir diye tanıtan orospu evlatlarının islam'a soktuğu putperestliktir. lan şerefsiz sen kimsin ki bana şah damarımdan daha yakın olan allah ile aramda sigorta olacaksın, sen kimsin ki kendini dualarınızı bana değil allah'a edin diyen hz. muhammed (s.a.s)'den büyük göreceksin?
    4 ...
  24. 24.
  25. mekkeli müşriklerin allah'a ulaşmak için putlardan yardım istemesidir. ya da onun gibi bir şey.
    3 ...
  26. 23.
  27. süleymancıların türetti anlatılması günah olduklarını düşündüklerini amaçta kurucularından nur aldıklarını hayel olarak gördükleri bir ibadet çeşidi.
    3 ...
  28. 22.
  29. rabıta ana sütü gibidir. (imam-ı rabbani)
    3 ...
  30. 21.
  31. her hareketinde yaptığın işte mürşidini düşünerek onun yaptığı gibi yapmaktır.
    örnek: oturuşu, konuşması, yemek yemesi.
    taklitten tahkik doğar.
    0 ...
  32. 20.
  33. ramazanda öğle namazından sonra yapınız. *
    4 ...
  34. 19.
  35. 18.
  36. süleymancıların yaptığı bir şeymiş.
    2 ...
  37. 17.
  38. hint inançlarından gelen, islam dinine sokuşturulmaya çalışılan, sapkınca bir şirk çeşidi. gözünün önüne şeyhini getirip, onun aracılığı ile allah'a ulaşmaya çalışan müşrikçe davranış şekli.
    5 ...
  39. 16.
  40. 15.
  41. tasavvufçuların uydurduğu ve dinin içine monte etmeye çalıştıkları bir şirk (allah'a ortak koşma) çeşididir. arabasının patlayan lastiğine bile şeyhinden medet uman cahil müritlere yaptırılır. örümcek kafalı yobazlar işte bu tür kişilerdir.
    6 ...
  42. 14.
  43. 13.
  44. Rabteden, bağlayan, bitiştiren. * Münasebet, alâka, bağlılık, yakınlık. iki şeyi birbirine bağlayan tertip. * Nefsini dünyadan men edip âhirete, Allah'a (C.C.) bağlanmak. * Tertip, sıra, düzen, usûl.(...Evet, tevhid-i imanî, elbette tevhid-i kulûbü ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i içtimaiyyeyi iktiza eder. Evet inkâr edemezsin ki: Sen bir adamla beraber bir taburda bulunmakla, o adama karşı dostane bir râbıta anlarsın; ve bir kumandanın emri altında beraber bulunduğunuzdan arkadaşane bir alâka telâkki edersin. M.)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük