ekşide gördüm burda da hortlatıyım dedim. hesabı arkadastan aldım nickimle çelişiyor biliyorum ama zor günlerde kişiye güç veren sözdür. incilde 'why have you forsaken me(why hast thou forsaken me) geçer kuranda ise duha suresinde rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.
allah kimseyi terketmez. doğduğunda herşeye muhtaç bir bebeğe annesi vasıtasıyla "süt" verir.
o sütün tadı iğrençtir, anna sütü, bilmiyorum hiç deneyeniniz var mı? tadsız tuzsuz yavan bişeydir. ancak o yavan şey,o bebek için en önemli yardımdır.
demek ki neymiş, sana gönderilen en önemli yardım, başkalarına yavan gelen bir şey olabilirmiş.
insan şartlara göre düşünür, pahalı bi otobüs bileti alır, bi aksilik olur,otobüsü kaçırır, rabbine küfreder, isyan eder, o otobüs kaza yapar, "iyi ki otobüsü kaçırmışım" der.
insanoğlu başına ne zaman ne geleceğini bilemez. allah´la çiş yarıştırmaya çalışır, beceremez.
yapabileceğin şeyler vardır, yaptığın şeyler vardır, yapmayacağın şeyler vardır...o yapmayacağın, kendini çok üstün gördüğün şeyleri yapacak olsan belki zengin olacaksındır.
napolyon hiç hesapta olmayan bir yaz yağmuru yüzünden waterloo´da yenildi. oysa o savaşın favorisi kendisiydi.
eğer napolyon waterloo´da yenilmeseydi, ne amerika bugünkü amerika olabilirdi, ne rusya bugünkü rusya olabilirdi, ne hitler olabilirdi,avrupa bambaşka olurdu.dünya bambaşka olurdu.
herşey hesaplanmamış bir çokgüçlü yaz yağmurunun napolyon´un topçularının çamura saplanmasıa sebep olması yüzünden.
ne büyük ihtimalle çarlık rusya´sı yıkılırdı, belki osmanlı bile yıkılmazdı, ne israil olurdu, ne pkk olurdu...
biz de büyük ihtimalle bu sözlükte fransızca yazıyor olurduk !!
waterloo için "allah´ın dünya tarihine müdahale ettiği an" derler...
genellikle seni sen yapan şartlar,senden çok önce senin elinde olmadan oluşur ve gelişir. sen de içinde bulunduğun şartlar içinde kendin için en iyi olanı yapmaya çalışırsın.
sen elinden geleni yap da, gerisini allah´a bırak koçum. nasılsa içinde bulunduğun şartları oluşturan sen diilsin.
allah bu durumda, "kimseyi" terketmez. "kendince" -""kendi kafasına göre" bi oyun oynuyo işte. sen ben o oyunun içindeki küçük dişlileriz, oysa içinde dönenip durduğumuz makina bizden çok önce kurulmuş.
birey olarak bakıldığında, hiç kimse, allah istemedikçe içinde bulunduğu şartları tamamen değiştiremez, o şarrtlar içinde yaşar, ve ölür.
allah, bazı önemli noktalarda hiç kimsenin aklına gelmeyen müdahalelerde bulunur. gerisi zaten teferruat-tır.
viyana´yı sen alamadın,o müdahale yüzünden , ama istanbul´ u aldın...viyanayı alsaydın, bugünkü şartlar, bambaşka olacaktı. eğer 1942 kışı güney rusyanın tarihinde gördüğü en çetin kışlardan olmasaydı, hitler stalingrad´da staliní yenerdi. öyle olsaydı, senin bugünkü şartların, gene senin elinde olmadan bambaşka olacaktı.
allah´ın şartlara makro ve mikro açılardan nasıl müdahale ettiğini , resmen "allah" ya da "tanrı" kelimelerini kullanarak tarihçiler de resmen kullanır ve bilir.
unutulmasın ki tarihin gördüğü en büyük askeri çıkarma olan normandiya çıkarması da, denizin 3-4 saatlik bir süre için durulması yüzünden yapılabilmişti çıkarmayı zaten bir kere "hava şartları yüzünden " iptal etmislerdi.
o çıkarmanın bugün senin üzerinde senin yaptığın herşey üzerinde etkisi var !! sen farkında diilsin, ama öyle o.
takdir-i ilahi kelamı çok derin anlamlar ifade eder aslında. üstünde adam gibi düşünülecek olursa.
rabbin seni (seçti seçeli hiç) terk etmemiş ve (seni sevdi seveli) (sana) hiç kızmamıştır!
duha süresi 3'üncü ayet.
rivayete göre; rasülullah (sallallahu aleyhi ve sellem) müşriklerin bazı sorularına ertesi gün cevap vereceğini söylemiş, ama vahyin gelişi uzunca bir süre gecikince onlar: “rabbi muhammed’i terk etti ve ona kızdı!” gibi laflar etmişlerdi ki, bu ayet-i kerimeleri indirerek allah-u te’ala habibini teselli etti.
bırakın da rabbiniz kendi söz hakkını kullansın. varsa varım desin. kameranın icadından sonra mesela hiç görmediğimiz olaylar gerçekleştirsin. ayı yarsın ikiye mesela, sonra geri yapıştırsın. tabi bu durumdan sonra da dünya yerinde dursun. yaprak kıpırdamasın mesela. tamam yaşayın hayal dünyanızda da. kendi kendinize yaşayım lütfen.
En yakın gördüğümüz arkadaşların ihanetinde, ailemize ulaşamadığımız zamanlarda bile bizi koruyan bir güç olduğuna inanmamızı sağlayan ayet. Gerçek anlamda yalnız kalmadık daha.
terk etmediyse nerede ben göremiyorum. ben buna inanmıyorum artık annem her şey de allah yardım etti de yaptım ettim diye konuşur nasıl saçma geliyor allah niye yardım etsin senin o işine yardım edebilse tecavüz edilip öldürülen özgecan'a etmez miydi hadi o kocaman kızdı ya küçük yaşta tecavüz edilip öldürülen 2 yaşında ki masum gizem ona niye yardım etmedi ya savaşta hiç bir günahı olmadığı halde öldürülen masum çocuklar onlara niye etmedi. kaderi o alın yazısı o öleceği zaman gelmiş. silkeyim öyle kaderi hadi yaşayacağı gün o kadarmış diyelim peki 2 yaşında ki kız tecavüz edilip öldürülecek kadar ne gibi bir kötülük yapmıştı kim hak eder böyle bir ölümü. söylesenize terk etmediyse nerede?