rabbin seni (seçti seçeli hiç) terk etmemiş ve (seni sevdi seveli) (sana) hiç kızmamıştır!
duha süresi 3'üncü ayet.
rivayete göre; rasülullah (sallallahu aleyhi ve sellem) müşriklerin bazı sorularına ertesi gün cevap vereceğini söylemiş, ama vahyin gelişi uzunca bir süre gecikince onlar: “rabbi muhammed’i terk etti ve ona kızdı!” gibi laflar etmişlerdi ki, bu ayet-i kerimeleri indirerek allah-u te’ala habibini teselli etti.
allah kimseyi terketmez. doğduğunda herşeye muhtaç bir bebeğe annesi vasıtasıyla "süt" verir.
o sütün tadı iğrençtir, anna sütü, bilmiyorum hiç deneyeniniz var mı? tadsız tuzsuz yavan bişeydir. ancak o yavan şey,o bebek için en önemli yardımdır.
demek ki neymiş, sana gönderilen en önemli yardım, başkalarına yavan gelen bir şey olabilirmiş.
insan şartlara göre düşünür, pahalı bi otobüs bileti alır, bi aksilik olur,otobüsü kaçırır, rabbine küfreder, isyan eder, o otobüs kaza yapar, "iyi ki otobüsü kaçırmışım" der.
insanoğlu başına ne zaman ne geleceğini bilemez. allah´la çiş yarıştırmaya çalışır, beceremez.
yapabileceğin şeyler vardır, yaptığın şeyler vardır, yapmayacağın şeyler vardır...o yapmayacağın, kendini çok üstün gördüğün şeyleri yapacak olsan belki zengin olacaksındır.
napolyon hiç hesapta olmayan bir yaz yağmuru yüzünden waterloo´da yenildi. oysa o savaşın favorisi kendisiydi.
eğer napolyon waterloo´da yenilmeseydi, ne amerika bugünkü amerika olabilirdi, ne rusya bugünkü rusya olabilirdi, ne hitler olabilirdi,avrupa bambaşka olurdu.dünya bambaşka olurdu.
herşey hesaplanmamış bir çokgüçlü yaz yağmurunun napolyon´un topçularının çamura saplanmasıa sebep olması yüzünden.
ne büyük ihtimalle çarlık rusya´sı yıkılırdı, belki osmanlı bile yıkılmazdı, ne israil olurdu, ne pkk olurdu...
biz de büyük ihtimalle bu sözlükte fransızca yazıyor olurduk !!
waterloo için "allah´ın dünya tarihine müdahale ettiği an" derler...
genellikle seni sen yapan şartlar,senden çok önce senin elinde olmadan oluşur ve gelişir. sen de içinde bulunduğun şartlar içinde kendin için en iyi olanı yapmaya çalışırsın.
sen elinden geleni yap da, gerisini allah´a bırak koçum. nasılsa içinde bulunduğun şartları oluşturan sen diilsin.
allah bu durumda, "kimseyi" terketmez. "kendince" -""kendi kafasına göre" bi oyun oynuyo işte. sen ben o oyunun içindeki küçük dişlileriz, oysa içinde dönenip durduğumuz makina bizden çok önce kurulmuş.
birey olarak bakıldığında, hiç kimse, allah istemedikçe içinde bulunduğu şartları tamamen değiştiremez, o şarrtlar içinde yaşar, ve ölür.
allah, bazı önemli noktalarda hiç kimsenin aklına gelmeyen müdahalelerde bulunur. gerisi zaten teferruat-tır.
viyana´yı sen alamadın,o müdahale yüzünden , ama istanbul´ u aldın...viyanayı alsaydın, bugünkü şartlar, bambaşka olacaktı. eğer 1942 kışı güney rusyanın tarihinde gördüğü en çetin kışlardan olmasaydı, hitler stalingrad´da staliní yenerdi. öyle olsaydı, senin bugünkü şartların, gene senin elinde olmadan bambaşka olacaktı.
allah´ın şartlara makro ve mikro açılardan nasıl müdahale ettiğini , resmen "allah" ya da "tanrı" kelimelerini kullanarak tarihçiler de resmen kullanır ve bilir.
unutulmasın ki tarihin gördüğü en büyük askeri çıkarma olan normandiya çıkarması da, denizin 3-4 saatlik bir süre için durulması yüzünden yapılabilmişti çıkarmayı zaten bir kere "hava şartları yüzünden " iptal etmislerdi.
o çıkarmanın bugün senin üzerinde senin yaptığın herşey üzerinde etkisi var !! sen farkında diilsin, ama öyle o.
takdir-i ilahi kelamı çok derin anlamlar ifade eder aslında. üstünde adam gibi düşünülecek olursa.
ekşide gördüm burda da hortlatıyım dedim. hesabı arkadastan aldım nickimle çelişiyor biliyorum ama zor günlerde kişiye güç veren sözdür. incilde 'why have you forsaken me(why hast thou forsaken me) geçer kuranda ise duha suresinde rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.
kendi şizofrenisini veya tek tanrı anlayışını yaşadığı topluma çaktırmadan yavaş yavaş içten bir biçimde empoze eden zeki bir adamın sözlerinden biridir. ilk seçenek daha olası durur. olabilitesi olan bir tanrının bu tarz konuşması gereksizdir. edit: allah'a ters konuşanların seri ekşi yediği başlık.
ayetin muhatabı biz değiliz. sevgili kulu hz. muhammed'den bahsediyor. onu bırakmadı evet. biz kim köpeğiz ki zaten?
yoksa terk etmezdi. çinliler tarafından derisi yüzülen uygur türk'ü çocuğu terk etmezdi, karabağ'da ermeniler tarafından vahşice katledilen azerbaycan türk'ü çocuğu terk etmezdi. ruslar, yunanlar, ermeniler, araplar, kürtler tarafından tecavüze uğrayan türk kadınlarını terk etmezdi.
rabbi türk milletini terk etti. hem de çok uzun zamandan beri. bizi sevmiyor. bu gerçeği ne kadar çabuk kabullenirseniz, türk milletine o kadar fazla yardımınız dokunur. kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız.
hatta bakiniz ne ilginctir, o kadar cok yahudi kiyimi olmus, rabbleri de isin icindedir. Nerde saklandiklarini rabb soylemese yahudilerden igrenmis ofkeli kalabalik bilemez.