ne zaman islam literatürüne girdiği belli olmayan, ama kendisine fatiha suresinde dahi yer edinmiş, buna tezat oluştururcasına allah ın 99 ismi celilesi arasında yer almayan, sıfatları arasında da yer almayan, yine de fatiha da ve bazı surelerde allah ın ismi gibi geçen rabbi kelimesinin, aslında yabancı dillerde haham manasına geldiği gerçeğidir.
buradan hareketle görülür ki, haham kelimesini kuran ı kerim içine yahudiler yerleştirmiştir. buradan ise anlıyoruz ki, kuran ı kerim yahudiler tarafından değiştirilmiştir.
edit: beklendiği üzere bu konudan seri şekilde eksileniyorum. peki acaba bu eksileyen arkadaşlar, benim bu konudaki performansımı mı beğenmiyorlar, yoksa, bu yazdıklarımın gerçek olması ihtimali karşısında sinirlenip bu sinirlerini benden mi çıkarıyorlar. siz bana kızıyorsunuz, bense kuranı kerimin içine kendi lakabını sokan hamama. sıkıntı değil eksileyin, belki allah size sevap yazar, sevgili mücahid arkadaşlar. sen yanmazsan, ben yanmasam, biz yanmasak, herkes israil ampulüyle mi aydınlansın.
allah ın israfı sevmemesinden yola çıkılarak ispatlanmış gerçektir.
elhamdu lillahil alemiyn demek varken, neden zaten allah ın ismi olduğu iddia edilen rabbi kelimesi tekrar edilerek, alemlerin allahı olan allaha hamdolsun densin ki, kısaca, alemin ilahına hamdolsun denilebilir. iş uzatılmış, ama mana güçlenmemiştir.
subhanel aziym ve sübhanel ala denmek varken ( böyle bir tesbih de bulunmaktadır), aziym zaten allah ın isimlerinden biriyken, ala da zaten allah ın isimlerinden biriyken, önüne rabbi eklenerek, aynı iki ismi arka arkaya gereksiz yere zikrederek rüku ve secdeye gereksiz kalabalık oluşturulmuştur.
tüm bunların tek manası vardır, o haham, kendi ismini de allah ın ismiyle birlikte hem kıyamda, hem rükuda hem secdede tesbih ettirmiş ve kafası basmayan müslüman alimler bunu farkedemediğinden dolayı müslümanlar da kek gibi kabullenmiştir.
yenilgiyi kabullenmek zordur. hayatınızın belki en doğru ama kabullenmesi en zor ve en acı gerçeklerinden biriyle karşılaştınız evet.
rabbi ibranice'de buyugum, ulum, ogretmenim, efendim babinda din ogreten kisi anlamina gelir. ibranice'de haham r ve b harflerinden olusan rav sozcuguyle ifade edilirken bu sozcugun bir de 'benim' iyelik zamiri olan i harfi ile birlesmesiyle olusan rabbi sozcugu (r+b+i) ibranice'de gunluk hayatta kullanilan bir sozcuk degildir. ancak ingilizce'de haham icin rabbi sozcugu kullanilir. islam'a efendimiz anlaminda tanri'ya hitap bicimi olarak girdigi kanisindayim.
hayatı boyunca hiç bir şey araştırmamış öğrenememiş lugât manası dahi nedir bilmeyen bilmek istemeyen insan sanrısıdır.
(rab) ibranice'dir. manası ulu yücedir ilâh manasına gelir zaten. rabbi(ondan türemiş olan bir kelime) haham olarak sıfatlandırılsa bile
tevrat'ta ibranicedir.
Rabbi kelimesi'de türkçe okunduğunda oluşan manadır aslında o her şeyin rabb'i yani yukardan kesme işareti ile ayrılması gerekir daha net anlaşılabilmesi için.
elhamdü lillahi rabb'il alemin. burada b' harfinde şedde vardır ve elifle birleşir il. bi-smillahi rahmannirrahim gibi, baştaki bi= (ile) demektir ALLAH'IN ismi ile anlamına gelir.
az önceki rabbi(şimdi rabbe) olarak değiştirip haklı çıkmaya çalışmak ne kadarda üzücü bir durum.
rabbi diye bir şey yoktur. rabb 2 şeddeli b, ve il vardır, arpçada. elhamdulillah (şükürler olsundur) oradaki ALLAH lafzı odur, bismillahirahmanirrahimde' rahman ve rahim arasında fark olmadığı halde odur. rahman ve rahim olanın adı iledir. fatiha'da ise şükürler olsun alemlerin rabb'i ve yaratıcısına diye başlar zaten bunu anlayaacak kadar kıt olmak ve olayıda millet anlamıyor diye lanse etmek ne kadar çocukçadır.
klasik ak cemaatçi açık bulma hareketiyle yanıt verilmeye kalkılan ve meseleye eğilmek yerine, kişinin açıklarını bulmaya yönelik cılız yanıtlar gelmektedir.
rabbi kelimesi arapça orjinalinde bu şekilde geçmektedir. ibranicede öğretmen manasındaysa da, diğer dillerde haham manasındadır. biz bunu türkçeye çevirirken, rab diyoruz, çünkü haham kelimesiyle, bildiğimiz manadaki rab kelimesi birbirine karışmıştır. bu nedenle, ben de yazılarımda bu ikisini bir arada kullanmaktayım.
1. fatihanın ilk ayetinde elhamdulillahi rabbil alemin yerine elhamdu lillahil alemiyn demekle anlam kaybı olmuyor.
2. rükuda, subhane rabbiyel aziym yerine, subhanel aziym demeyle anlam kaybı olmuyor.
3. secdede, subhanel rabbiyel ala demek yerine, subhanel ala demeyle de anlam kaybı olmuyor.
bu 3 de 3 istatistik bize gösterir ki, rabbi kelimesi oralara sonradan eklenmiştir. çünkü allah israfı sevmez, boş işi sevmez. o kelime oraya kasten ilave edilmiştir. ve eden de, kendi lakabını seçmiştir. Rabbi.
bi-smillahi(ALLAHIN ADI iLE)Rahmanir-Rahim (rahman,esirgeyici, rahim, bağışlayıcıdır) bu aynı manada olur o zaman bi-smillahir-rahman desek bile biz aynı şeyi söylemiş oluruz.
ama.
kot kafalara şunu izâh etmek gerek, kelime anlamları çok derindir.
Rahman. (dünyada bütüm mahlukları esirgeyici merhamet eden iken) dünyada(burası çok önemli)
Rahim. (ahiret için bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere merhamet eden dir) ahirette(burası çok önemli)
kelime lugatları aynı anlam amma, kullanıldıkları makam ve namzet farklıdır.
umarım bazı engelli arkadaşlarımız anlayabilmiştir.
konunun gelişiminden, orjinali bismillah olan kelimenin de, gereksiz süslemeyle rahman ve rahimin eklendiği görülmektedir ama konuyla direkt ilgisi bulunmamaktadır.
bismillah. yeterli. ona bakarsanız euzubillahimineşşeytaaan diye başlıyoruz ayete. ayet okuyacağız ve şeytanla başlıyoruz. bu ilaveleri kim yapıyor.
bismillah nenize yetmiyor? bize yetiyor da, şeytana yetmiyor, hahama yetmiyor. anlatıyorum ama kot kafalar anlamıyorsa ben ne yapayım.
osmanlı ordularının yahudi ülkesini ele geçirip, yahudilerin azınlık durumuna düşmesiyle, yahudiler yeni bir strateji geliştirmiştir. yahudi olduklarını gizleyerek türklerin, kürtlerin ve arapların arasına karışmışlardır. türkiye de, bir araştırmaya göre 700 000, bir araştırmaya göre 1 buçuk milyon gizli yahudi bulunmaktadır.
bu yahudiler, islam uleması aleyhlerine fetva vermemeleri için, gel zaman git zaman islamı öğrenmişler, ve zamanla din adamı olmuşlardır. bu işte ekmek ve menfaat gördüklerinden, tepe noktalarını tutup cemaatleri zaman içinde ele geçirmişlerdir.
öyle ki, bugün bilinen cemaatlerin yahudilere hizmet etmesinin temel nedeni budur. cemaatlerin imam hatip merakı buradan gelmektedir. imam hatipten mezun olanların israil e ve amerikaya hizmet etmelerinin nedeni budur. bağlı bulundukları gerçek cemaat, yahudi cemaatidir ve merkezleri de israil veya amerikadır. türkiye deki cemaatler israil ve amerika daki yahudi cemaatlerinin paravanı, taşeronu durumuna düşmüştür.
adam türkçesini yazdığı için rabbi diye okuyorsun zaten.
rabbi'de haham'lara dendiği için sanıyorsun ki haham denedi.
yüzlerce kez anlattım türkçede bizimde bildiğimiz gibi (i,ı) gibi harf'ler sahiplik sıfatı verdiğinden kullanırız, herşeyin ALLAH'ı orada (ı) n demek? işte rabb'i'deki (i)'de o demek arapça olduğu için türkçeye çevrildiğinden biz türkçede b'sessiz harfi olduğu için (i) koyuyoruz sonuna. kelime rabb olduğu içinde rabbi diye türkçeye çeviriliyor. rabb değilde, radd olsaydı misalen, tefsir'inde raddı olarak yazacaktı ve senin gibi bir beyinde gelecek(raddı) papua yeni gine'dilinde bilmem neylere deniyor aa bak diye başlık açacaktı.
orada türkçeleştirme var hala anlatamadık bazı über beyinlere kendi kendini ele veriyor.
onu arapça okuyacaksın elhamdü lillahi rabbil alemin. burda şimdi rabbi alemin mi diyor ? he ? rabb'il diyor alemlerin yaratıcısı olan ALLAH'A hamd ederiz. demektir.
hala ve hala anlamamışlar ise, yapacak bir şey yoktur.
rabbi kelimesi de, kuran içinde çekim alabilmektedir.
türkçe deki, k harfinin yumuşayıp ğ olması gibi. i harfinin yumuşayıp e veya u olması, aslında i olduğu gerçeğini değiştirmiyor dolayısıyla rabbi nin sonuna gelen kelimeden etkilenip rabbu ya da rabbe olması bir şey ifade etmiyor. büyük çoğunluğu rabbi formatında olduğuna göre, kelimenin kökü, aslı, rabbi kelimesidir.