ne güzel bir dostmuş akşam rüzgarı. yumuşacık, serin elleriyle şefkatle okşuyor yüzümü, saçlarımı.. ne kadar güzel teskin ediyor; soru sormadan, yargılamadan, anlıyormuş gibi yapmadan.. ruhumla buluşuyor, onunla konuşuyor, serinletiyor ve geçiyor gidiyor bedenime ferah bir nefes bırakarak.
bir akşamüstü, yoğun bir günün sonunda, hele de yaz aylarındaysan, gelsin diye dua edeceğin şeydir. şöyle bir esse de, terlemiş saç diplerini serinletse diye onu beklersin sabırla. iş çıkışı eve gitmeden önce yaptığın 30 dakikalık kaçamağı onunla sevişerek geçirirsin. harikadır.
Rüzgarı seviyorum en çok
Çünkü bir rüzgar seviyor beni
Ensemden okşayıp
yanağımdan öpüp gidiyor
Ne zaman öpüceğini bilmeden
hep seviyorum rüzgarı
hep essin istiyorum bir rüzgar
Rüzgarı seviyorum en çok
Güneş açsa eriyorum
Yağmur yağsa ıslanıyorum
Rüzgarı seviyorum en çok
Ben en çok rüzgarı seviyorum ya
Sen rüzgarsın galiba
taksim pikapda sahne alan muzisyen. grup adı değildir. zifiri adında hoş bir şarkısı mevcuttur. aynı şarkıyı, haluk levent ve ferhat göçer'de seslendirmiştir.
nerden, neden ve nasıl bildiğimi bilmediğim/hatırlamadığım bir nil karaibrahimgil şarkısı. ders çalışmak yerine yarım saattir düşünüyorum ama bir türlü bulamadım. üst üste dinleyen komşuya da ayrıca saygılarımı sunuyorum.
Ne elle tutulur, nede gözle görülür. sadece hissedersin. ne zaman geleceğini bilemezsin, ne zaman gideceğinide. onunlayken sadece anın tadını çıkarırsın, çünkü bilirsin bir süre sonra tekrar kaybolacağını.
rüzgar...
gelip gider, sonunda hafızada eğlenceli 1-2 anısı kalır.