bir rüyanın içindeyken ya da tamamen dünyadan kendinizi soyutladığınızda hani filmlerde sadece baş karakterin nefes alış verişi verilir, öyle bir anda, yani ıssız bir anda, ortaya çıktığında korkutur, ama sahil kenarında oturmuş kendi kendinize düşünüp içerken ılık bir rüzgar estiğinde ise kafanızda cevaplayamadığınız ve bütün gece sorduğunuz sorulara cevaptır, bazı zamanda sevilen kişiyi veya duyguyu iliklerde hissetmeye yardımcı olur, öyle bir eser ki, gerçekten hissedilir, burada his ses demektir.
rüzgar duymak istediklerini söyler aslında; beklenileni, algılamak istenileni. kişinin düşünce ve hayal gücüne bağlıdır tabi, dinlemeyi bilmezsen hiçbir şey duyamazsın. rüzgarın sesini kulaklarında hissetmenin verdiği garip duygu paha biçilemez.
ürkütendir insanı.sanki dikkatli dinleyince ölümü anlatır rüzgar.kavak ağaçlarının uğultusu ile karışık ise insana anne kucağına sığınma hissi verir.ama yine de güzel olnadır .yaşadığını hissetmene neden olur tüm korkulara rağmen.
rüzgarın sesi.. rüzgar eser, ağacın yaprağını okşar, ortaya bu sevişmenin ürünü, zihni dinlendiren, içi huzurla kaplıyan bir hışırtı çıkar; işte rüzgarın o eşsiz sesi.
